Genel Halk Kongresi’ne (GHK) bağlı Sana ve civar bölgelerdeki kabile liderleri, Husilerden kendilerine ve liderleri Abdulmelik el-Husi’ye olan bağlılıklarını duyuran bir bildiri yayınlamaları yönünde baskı yapıldığını açıkladı. Bildiride, Salih ve ona bağlı liderlerden “kurtulmaya” yönelik düzenlenen operasyonları desteklediklerini de açıkça belirtmeleri için tehdit edildiklerini kaydettiler.
GHK kaynakları, eski başkanın komutanlarından Tuğgeneral Tarık Salih’in öldürüldüğünü ve kardeşinin yaralandığını açıkladı. Ayrıca Salih’in Partisi’ndeki ikinci adam olan Arif el-Zuka’nın da öldürüldüğünü ve Salih’in küçük oğlunun da milisler tarafından esir alındığını duyurdu. Diğer oğlundan ise haber alınamadığı kaydedildi.
Şark’ul Avsat, Salih’in ailesine yakın kaynaklardan Tuğgeneral Tarık’ın çatışmalar sırasında amcasını savunurken öldürüldüğü ve cesedinin milisler tarafından alıkonduğu bilgisini edindi.
GHK kaynakları da Salih’in cesedinin milislerin kontrolündeki bir hastanede tutulduğunu, cesedin teslim edilmesi, cenaze töreni yapılması ve cenazenin Sebin bölgesindeki Salih Camii yakınlarında bulunan mezara defnedilmesi talebini reddettiklerini bildirdi.
Kaynaklar, Husi milislerinin Meclis Başkanı Yahya Rıza’ya sundukları şartlarla eski cumhurbaşkanının destekçilerinin öldürülmesi ve otoriteye karşı darbeye kalkışan hain olarak gösterilmesi baskısı yaptıklarını ifade etti.
GHK üyeleri, çatışmaların sona ermesinin ardından teslim olan Salih yanlılarının toplu olarak infaz edilmesinden ve Salih’in cesedinin sembol hale gelmemesi için gizli bir yere gömülmesinden endişe ediyor.
Salih’in nasıl öldürüldüğü gizemini koruyor
Yemen’de eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in nasıl öldürüldüğüne dair ise farklı rivayetler var. Zira Salih’in Hadda Caddesi’ndeki sarayında milislerin saldırısından sonra cesedinin akrabaları ve parti liderlerine gösterildiği iddia ediliyor..
Çatışmalardan kurtulan Salih destekçilerinden yapılan açıklamalarda aşiret arabulucularının ihanet ettiği, akabinde yapılan saldırıyla Salih’in sarayında öldürüldüğü ifade edildi.
Kaynaklar, Salih’in olduğu yerden ayrılmayı reddettiği, aşiret liderlerinin ihanetini fark ettikten sonra da korumalarına teslim olmalarını söylediğini belirtti. Ayrıca çatışmalar sırasında Salih’in arkadaşı Arif el-Zuka’nın silahıyla ölmeyi tercih ettiğini fakat Husi yanlısı bir keskin nişancı tarafından vurulduğ kaydedildi.
Kaynaklar Husileri, Salih’in cesedini kaçırarak başkentin dışına nakletmek ve nasıl öldürüldüğüne dair senaryo yazmakla itham etti. Bu yolla Salih’i vatan hainliği ile suçlayarak destekçilerinin gözünde değer kaybetmesinin amaçlandığını savundu.
Kaynaklar, Tarık’ın kardeşi Albay Muhammed Abdullah Salih ve koruması Ahmed Rahbi’nin ise ağır yaralandığını ve milislerin tarafından hastaneye kaldırıldığını söyledi. İkisinin de öldürülmesinden korktuklarını belirtti. Yapılan açıklamada Husilerin Salih’in küçük oğlunu ele geçirdiği, diğer kardeşlerinin durumunun bilinmediği ifade edildi. Kaynaklar, aralarında Tuğgeneral Muhammed Abdullah el-Kasımi’nin de bulunduğu Salih’in diğer arkadaşlarının akıbeti hakkında ise bir bilgi bulunmadığını belirtti. Ancak Parti’nin önde gelen liderlerinden Şeyh Tarık el-Avadi’nin hayatta olduğunu ifade etti.
Adli kaynaklardan yapılan açıklamalarda da yaraları göz önüne alındığında Husilerin Salih’i iddia ettikleri saatten çok daha önce öldürdüğü, birçok kez taşındığı ve kan lekelerinin gizlendiği ifade edildi.
Yemen Başbakanı Dağr, dün sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada GHK üyelerinin akıbetlerinden Husileri sorumlu tutarak Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) tutuklamaları durdurması ve alıkoyulanların bırakılması için çağrıda bulundu. Ayrıca Dağr, uluslararası kuruluşları ve insan hakları örgütlerini Husi cezaevlerinde tutuklu bulunan ve işkence gören Kongre üyelerinin karşı karşıya kaldığı zulmü kınamaya davet etti.
Alman Haber Ajansı’nın (DPA) haberine göre Husi destekçisi medyada daha önce, Ali Abdullah Salih’e bağlı onlarca tutukluya işkence edildiğini gösteren videolar yayınlandı.