Yemen’de Husiler ve müttefiki eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih güçleri arasındaki gerginlik, siyasi anlaşmayı engelleme suçlamalarının ortasında yeniden arttı.
Karşılıklı hakarete varan söz düelloları yaşanan taraflar arasında, açıklamalar ve resmi kararlar yoluyla suçlamalarda bulunuldu.
Genel Halk Kongresi Partisi’nde (GPC) bulunan Salih taraftarları, Husilerin liderlerinden Ensarullah’ın grubunun sözde siyasi bürosuna liderleri ve kadrolarını hedef alan karalama kampanyalarından şikayetçi oldukları bir mektup gönderdiler.
‘Ortaklık bozulabilir’
GPC Genel Sekreteri Arif Ez-Zuka’nın yazdığı mektupta, Sağlık Bakanlığı, Evkaf ve İrşad Bakanlığı ve Yüksek Öğrenim gibi kurumlar da dahil olmak üzere hükümetteki bazı temsilcilerin Husiler tarafından küçük düşürücü hakaretlere maruz kaldıkları belirtildi. Mektupta ayrıca Salih’e sözlü saldırıda bulunan 44 Husi’nin ismine yer verilerek, ortaklığın bozulabileceği tehdidinde bulunuldu.
Partidekiler, bu suiistimallerin, ortaklığın devam ettirilmesi için hiçte istekli olunmadığının net bir kanıtı olduğunu düşünüyor ve bunun ortaklık anlayışına sığmayacağını vurguluyorlar.
Husilerin sözde Siyasi Konsey Başkanı Salih es-Samad mektubu, safları bölmek uğruna meşru Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur el-Hadi’nin ekibinden para alan Salih taraftarlarına ait bir mektup olarak nitelendirdi.
Salih taraftarları, geçtiğimiz aylarda Husiler tarafından yumruklaşmaya varan hakaretlere maruz kalmış olsalar da, karşılıklı suçlamalarda yaptıkları atakla, Husilerin tüm takipçilerinin ve devlet kurumlarındaki tüm sempatizanlarının halk tarafından hedef alınmasını sağladı. Bu bağlamda devlet kurumları içerisinde pek çok tartışma yaşanıyor. Salih Taraftarları Husileri, ülkeyi bu şekilde yönetmeye devam etmeleri halinde baskı yapmakla tehdit ediyorlar.
Yemenli siyasetçiler, GPC’nin mektubunun, Husilerle olan ilişki bağlamında ‘çok kritik’ bir durum olduğunu ifade etti.
Yemenli Siyasetçi Yasin et-Temimi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, durumun GPC’nin listesine dahil edilen 44 Husi liderinin aşırılıklarından değil, iyi bir niyetle yapılmamış olan darbeyi yönetmede iki ortağın başarısızlığından kaynaklandığı söyledi.
Et-Temimi, Husilerin GPC’ye sürekli zarar verdiğini, GPC’nin aktivistler ve medyayı susturmak için son derece aşağılayıcı ve kasıtlı tedbirler uyguladığını belirtti. Husilerin ellerindeki kozları iyi değerlendiremediğine dikkat çeken et-Temimi, şimdi Salih’in onlardan kurtulmak için güvenli bir yol aradığını ve bu mektubunda içerisinde bulunulan durumun bir göstergesi olduğunu söyledi. Et-Temimi, karşılıklı çıkarlar üzerine kurulmuş bu ortaklığın sonunun göründüğünü ifade etti.
GPC’nin mektubunda, Husilerin parti idaresine girmesinden bu yana, Husilerin en üst düzey yöneticileri olan Ensarullah’ın onayı ile liderler, siyasiler ve köşe yazarlarının hedef alındığı ve partinin entelektüel ve siyasi kimliğinden çıkarak, sorumsuz terörist bir oluşum haline geldiği ifadeleri yer aldı. Mektupta, ortaklık kavramının vitrin tabiri olmadığı, bunun gerçek bir ortaklık olması gerektiğine dikkat çekildi.
Salih’in tutumu, Husi milislerin partinin liderlerini hedef alan saldırılarının yakın bir zamanda artmasıyla GPC çevrelerinden gelen eleştirilerin ardından geldi. Bu tutum ayrıca, Husilerin, eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in hareketlerini de kısıtladığı ve başkentten ayrılması veya Yemen dışına çıkmasına engel olduğuna işaret ediyor. Gözlemcilere göre Salih’in imajı, özellikle Husilerin İran’ın maddi, askeri ve medya desteğine sahip olması nedeniyle son aylarda sarsıldı.
İki müttefik arasındaki vatan hainliği suçlamaları ilk olarak ağustos ayında, Taliban yanlısı güçlerdeki bir albayın, iki asinin Sana’daki çatışmalarda öldürülmeleriyle başladı. Bu olaydan bir hafta sonra kendilerine bir darbe girişiminde bulunabilecekleri korkusuna kapılan Yemen eski Cumhurbaşkanı Salih bir açıklama yaparak, Husiler ile aralarındaki ittifakı güvence altına aldı.