Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Husiler, uluslararası çabaları reddediyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Husi milisleri, Birleşmiş Milletler’in (BM) Yemen’e yönelik barış çabalarını zaman kaybı olarak nitelendirdi. Ayrıca, darbe konseyi başkanı Salih el Samad, El-Hudeyde’deki askeri saldırıların devam etmesi durumunda Kızıldeniz’deki uluslararası deniz taşımacılığını engellemekle tehdit etti. Meşru hükümet ise, bu tehditlere karşı uluslararası eylem çağrısında bulundu.

Samad bu açıklamaları, (BM) Yemen Özel Temsilci Yardımcısı Muin Şerim’in Sana’yı ziyaret etmesinden sonra yaptı. Şerim, konsey ve Meşru Hükümet arasındaki barış görüşmelerini canlandırmak ve özellikle ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesindeki müzakere otoritesine dayanan kapsamlı bir anlaşmaya ulaşmak için bu ziyareti gerçekleştirdi.

Devrik lider Ali Abdullah Salih yanlıları, BM çabaları çerçevesinde Husilere Salih’in naaşının teslim edilmesi ve akrabalarının da aralarında bulunduğu tutukluların serbest bırakılması yönünde baskılar yapılmasını talep etti.

“Hudeyde Limanı, tarafsız bir yönetime bırakılmalı”

Husi resmi kaynaklarından edinilen bilgiye göre Samad, Muin Şerim ile bir araya geldi. Samad Yemen Özel Temsilci Yardımcısı ile yaptığı görüşmede, meşru hükümetin milis kontrolünde bulunan bölgelerdeki çalışanlara maaş ödeme yükümlülüğü karşılığında, Hudeyde Limanı’nın tarafsız bir yönetime bırakılması ve gelirinin Aden’deki merkez bankasına yönlendirilmesini de kapsayan herhangi bir ‘kısmi çözümü’ reddetti. Samad, hükümet tarafıyla herhangi bir müzakereye oturulmasının ön şartı olarak, Arap İttifakı’nın Husilere yönelik kuşatmasını kaldırılmasını, Sana havaalanının yeniden kullanılmasını ve hava saldırılarının durdurulmasını şart koştu. Yemen kontrolü altında bir grup savaşmaya devam edeceği yönünde tehditlerde bulundu.

Husilere ait SABA haber ajansına göre Samad, BM temsilcisinin Sanaa’ya ziyaretinin öncesi ve sonrasının aynı olmayacağını söyledi. Samad BM heyetine hitaben şunları söyledi; “Cenevre’deki tutumumuz, Kuveyt ve Maskat’taki tutumumuzla aynı olacak. Bizi bin yıl tutsak etseniz, burada bir karış toprağımız kalsa dahi bu böyle olacak.”

“BM temsilcisi taraflı”

Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi’nin meşruiyeti olmadığını ve Temsilciler Meclisinin (Sana’daki parlamento) Yemen halkının tek meşru temsilcisi olduğunu ileri süren Samad, BM Yemen Özel Temsilcisi İsmail Vild eş-Şeyh Ahmed’in rolünü ‘taraflı ve olumsuz’ olarak nitelendirerek, “Artık BM’nin Yemen’de siyasi bir çözüm bulunmasına dair çabalarına güvenemediğim bir noktadayım” dedi. Görünüşe göre Husi grubu, parlamento meşruluğunun itiraf etmekle bir ay önce öldürdüğü eski ortağının oyalayıcı söylemine tekrar döndü.

Eski cumhurbaşkanına sadık, anayasal çoğunlukları olmayan onlarca Yemen milletvekili Sana’da ve Husi milislerinin bölgelerinde kalmaya devam ediyor. Genel Halk Kongresi Partisi’nin (GHK) açıklamasına göre milletvekilleri meşru hükümet tarafından kontrol edilen bölgelere ulaşmalarını önlemek için buralarda zorla tutuluyor.

Samad’dan Kızıldeniz tehdidi

Husi basınında çıkan haberlere göre BM Yemen Özel Temsilci Yardımcısı Muin Şerim’e, El-Hudeyde kentindeki saldırıların devam etmesi durumunda stratejik seçenekleri uygulamaya sokacaklarını belirten Samad, başka seçenekleri devreye sokacaklarını ve Kızıldeniz’deki uluslararası deniz taşımacılığının engellenmesinin de bu seçenekler arasında olduğunu vurguladı.

“Husiler, uluslararası bir tehdit”

Yemen Hükümeti Husilerin bu tırmanışını bölge ve dünya halkına yönelik tehlikesinin bir kanıtı olarak değerlendirdi. Yemen Hükümeti Sözcüsü Racih Badi, Şark’ul Avsat’a yaptığı açıklamada, Husi tehdidinin el-Kaide ve DEAŞ’tan farklı olmadığını vurguladı. Husi ve İran tehlike ile ilgili Badi şunları kaydetti; “Bu terörist hareket sadece Yemen halkına yönelik bir tehdit değil. Bölgesel ve uluslararası tehditler de söz konusu. Husi hareketinin yıkıcı eylemleri yalnızca İran’ın Yemen’e yönelik çabalarından ibaret değil. Uluslararası çabaları da bulunuyor. Dünyanın kanlı terör eylemleri yapan ve dünya barışını tehlikeye atan bu hareketi fark etmesi için çağrıda bulundu. Bu büyük bir tehlike ve uluslararası topluluk dünyadaki en önemli boğazlardan biri olan Babül Mendep Boğazını da kapsayan bu tehlikeye karşı ciddi bir duruş sergilemelidir. Husilerin siyasi operasyonları da kapsayan terör eylemleri el-Kaide ve DEAŞ’tan farklı değildir.”

“Husilere baskı yapılmalı”

Öte yandan Yemen’deki İdari Yönetimler Bakanı Abdurrakib Feth ise “Darbecilerin uluslararası sulara tehditi, BM, uluslararası ve insani yasalara apaçık bir sınırlamadır” diyerek, BM ve uluslararası topluma milislerin tüm havaalanınları ve limanları Hadi liderliğindeki meşru hükümete teslim etmesi ve bölgelere uluslarası sular ile yardım ulaştıran taraflarla koordinasyon sağlanana kadar Husilere baskı yapılması için çağrıda bulundu.

“Temel hedefimiz Başkent Sana”

Husilerin tehdidine rağmen Yemen Hükümet sözcüsü, operasyonların sadece batı sahiline yönelik değil, siyasi başkent Sana’yı darbecilerden kurtarmak için devam ettiğini vurguladı. Badi “Operasyonlar sadece batı sahilinde düzenlenmiyor. Öncelikli ve temel hedefimiz başkent Sana’yı kurtarmak. Bu darbe Sana geri alınmadan sona ermeyecek. Tehditler bizi yıldıramaz. Darbenin başından bu yana uyarılarımızı yapıyor ve bu İran’ın terörist hareketi gerçeğini ortaya koyuyoruz.
Devleti yeniden kurma konusunda açık hedefimiz var. Bunu politik ve askeri yöntemlerle gerçekleştireceğiz. Dünyaya yayılan bu terör hareketini durdurmak ve koalisyon ülkeleri ile işbirliği yaparak Yemen’deki darbeyi sona erdirmek için çağrıda bulunuyoruz. Ülkenin İran teröristlerinin elinden alınmasından başka Yemen’de hiçbir çözüm bulunmuyor” şeklinde konuştu.