Husiler, İran’ın bölgede kendine yakın vekiller oluşturma projesi dahilinde, Tahran’ın Suudi Arabistan ve Sana hükümetine karşı kucaklayarak kolladığı ve Yemen’in kuzeyinde ikamet eden küçük bir dini gruptur. Bazılarının bildiğinin aksine, bu grubun liderleri İran Devrim Muhafızları’na yirmi yıl önce bağlandı. Husiler, zamanla İran’ın silah, örgütlenme ve propaganda eğitimi veren ve İran’a benzeyen diğer silahlı gruplara benzedi. ‘Ensarullah’ olan örgütün adı İran tarafından konmuştur. Keza, partinin sloganı ‘Amerika’ya ölüm, İsrail’e ölüm, Yahudilere lanet olsun, zafer İslam’ın’ olan mottosunu da Tahran icat etmiştir. Husiler, Hizbullah’a benzetilir, ama aralarındaki en büyük fark; Husilerin Yemenlilere oranı yüzde 5’ten düşüktür. Sayılarının nispeten düşük olmasından dolayı, İran kendi rahminden doğan Husilerin eğitilmesi için daha gelişmiş ve Lübnan’da askeri, sosyal ve propaganda tecrübesi edinmiş Hizbullah’a havale etmiştir. Bu eğitimin Husiler üzerindeki etkilerini Yemen savaşının son üç yılında belirgin şekilde gördük; ileri balistik füzelerin kullanımı, kaçakları ve ailelerini idam etmekten çekinmeyen mecburi silah altına alma hamleleri v.s. Yemenli bir arkadaşım Husilerin işgal ettiği bölgelere kesintisiz terör uygulayarak kabileleri kontrol ettiklerini, yerel idareciler tayin ettiğini, 11 ve 17 yaşlar arasındaki çocukları zorla silah altına alındığını detaylarıyla anlattı. Aynı arkadaş, Husilerin propaganda yöntemlerini de anlattı; küçük çocukların Suudi Arabistan’a karşı savaştıklarında Amerika ve İsrail’e karşı savaştıkları anlamına geldiğini, elektriğin kıtlığından ve kırsallarda TV cihazlarının bulunmamasından dolayı transistörlü radyolar dağıttıklarını, örnekleriyle anlattı. Husiler, 15 gazetenin kapısına kilit vurdu. 19 resmi ve özel televizyon kanalını da kapattı. Yemen’de kala kala Husilere bağlı iki televizyon kanalı kaldı.
İran, Yemen’deki Husi yandaşlarına, silah altına alma, propaganda ve örgüte para toplama deneyimlerini aktardı. Para ve nakit toplama konusu en az propaganda kadar önemli, zira örgütün bu yönü olmasaydı savaş bu denli uzamazdı. Örgütün mali yapılanması kontrolü altına aldığı tüm bölgelerde kurduğu kontrol noktalarından geçen insanlardan, araçlardan ve ticari metadan silah zoruyla aldığı paralara dayanıyor. Örgüt, Yemen’in ana limanı Hudeyde’yi ve tüm petrol satış noktalarını kontrolü altına almış durumda.
Husilerin örgütsel yapısının geri kalmışlığından ve örgütün orta sınıf idarecilerinin çoğunun okur-yazar olmamasından dolayı, örgütlenme ve planlama işlemlerini kardeş saydıkları Lübnanlı Hizbullah üyeleri üstelenmektedir. Örgütün en büyük problemi sayısal olarak azınlıkta olmasından kaynaklanır; ülke genelinde kontrolü sağlamak için de ittifaklar yapmakta, zorla silah altına almakta, güç kullanmakta ve özellikle gençleri ideolojik olarak etkileme yöntemlerini kullanmaktadır.
Husiler, düşünce ve uygulama açısından DEAŞ örgütüne çok benzemektedir. Her ikisinin felsefesi, liderliğe teslimiyet ve terör yaymaya dayanmaktadır. DEAŞ’ın sayısal olarak küçük olmasına rağmen Irak ve Suriye’deki yoğun nüfuslu illere veya Musul gibi nüfusu milyona yaklaşan şehirleri kontrol ettiğini, uluslararası askeri operasyonlar haricinde de üstesinden gelinemediğini de gördük. Örgütün yapısını ve ülkedeki çalışmalarını inceleyen net bir proje olmadan, örgütü bertaraf etmek için hava bombardımanıyla yetinmek hatadan başka bir şey olmaz.