Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Husilerden geri alınan bir başka şehir ‘Hudeyde’ | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Husi militanlarının kontrolü altındaki diğer bölgelerde yaşayan 10 milyon Yemenli ile birlikte yaklaşık 700 bin Yemenli de Hudeyde’de yaşıyor. Ancak Arap koalisyon güçlerinin desteği ile Yemen Ulusal Ordu güçlerinin kaydettiği önemli ilerlemeler sayesinde şehir halkının acıları çok yakında sona erecek.

Yemen Ulusal Ordu güçleri, kısa denilebilecek bir süre içerisinde dün Hudeyde Havalimanını ele geçirmeyi başardı. Bu başarı şehrin ana limanını kurtarma yönünde atılan son derecede stratejik bir adım. Bu limanın önemi Yemen’in ithalatının yaklaşık %70’nin bu liman aracılığıyla sağlanmasından kaynaklanıyor. Hudeyde limanı İran milis güçlerine üç yıl boyunca büyük bir finansman kaynağı sağladı. (Yakıt ve gıda maddeleri taşıyan gemiler limanda demirleme ve yükülerini boşaltma izni alabilmek için milislere yaklaşık 100 bin dolar tutarında harç ödemeleri gerekiyordu). Bu nedenle limanın geri alınması buradan elde edilen gelirin Yemen Kamu Hazinesine iadesini, yaklaşık 20 aydır kendilerine ödeme yapılmayan memurların maaşlarının ödenmesini, İran tarafından Husilere gönderilen ve Suudi Arabistan’daki sivil halkı hedef alan balistik füzelerin nakliyatının durdurulması gibi önemli kazanımlar elde edilmesini sağlayacak. Ve daha da önemlisi limanın ele geçirilmesi şüphesiz Husileri üç temele dayalı (Körfez Girişimi ve uygulama mekanizmaları,Yemen Ulusal Diyalog toplantılarının sonuçları, 2216 numaralı Güvenlik Konseyi kararı) siyasi bir çözüm için tekrar masaya oturmaya zorlayacak bir adım.Ki Arap Koalisyon güçleri ile uluslararası toplum bu siyasi çözüme ulaşmak için çaba harcarken Husiler bunu reddediyor.

Kuşkusuz Hudeyde, Husilerin kontrol ettikleri son büyük şehirlerden biri.Şehrin düşmesi halinde geriye elelrinde sadece başkent Sana kalıyor. Peki Husiler, Hudeyde’de uzun bir süre dayanabilecekler mi?! Tüm göstergeler bunu gerçekleştirebilmelerinin çok zor olduğuna ve Husilerin gücünü aştığına işaret ediyor. Çünkü şehirdeki Husi güçlerinin sayısı 2000 geçmiyor ve aslen şehir halkından olmadıkları için de istenmeyen yabancılar konumundalar. Bir de buna 700 bin Yemenli sivil halk ile Yemen Ulusal Ordusu ile Yemen direnişçilerinden oluşan 25 bin kişilik bir güç tarafından kuşatılmış olduklarını da eklemeliyiz. Koalisyon güçlerinin bu savaştaki taktiği hızlı hareket ederek düşmana ani saldırılarda bulunmak. Bu taktik, askeri hedeflere mümkün olan en kısa sürede ulaşılmasını sağlayacaktır.Aynı şekikde BM koridorlarından yükselen yalancı can kayıplarını önleme çağrılarında bulunan kişilerin siyasi ajandalarını gerçekleştirmelerini de engelleyecektir. Ki Husi güçleri de buna bel bağlamış görünüyorlar. Şüphesiz bu yalancı çağrılar, Hudeyde’de çatışmaların uzamasını isteyen, istediklerini elde etme yolunda çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesini umursamayan Husi güçlerine hizmet ediyor.
Hatta İngiliz The Guardian gazetesi (BM yetkililerine göre) sivil halktan yaklaşık 300 bin kişinin bu çatışmalar sırasında hayatını kaybedebileceğini yazdı. Bu denli irrasyonel tahminleri objektif olarak görmemiz mümkün değil. Çünkü koalisyon güçlerinin askeri stratejisi insani yardım stratejisi ile tamamen uyumlu bir şekilde ilerliyor. Bu stratejinin amacı sivil kayıpları önlemek ve şehrin alt yapısını korumaktır.Çünkü ancak bu şekilde büyük sivil kayıplar yaşanmadan şehir kurtarılabilir.Görünen o ki; askeri operasyonların başladığı tarihten şimdiye kadar geçen dört gün boyunca da her şey planlandığı gibi ilerliyor.

Eğer siyasi müzakerelere başlamak için sahada askeri bir başarı elde etmek gerekiyorsa BM müdahalesinin beklendiği üç yıllık uzun bekleyişin ardından Hudeyde’de askeri adımlar atma kararını alan Koalisyon güçlerinin çok önemli ve stratejik bir adım attığını söyleyebiliriz.BM bu süre boyunca üzerine düşeni yapmayarak ne limanın kontrolünü üstlendi ne de Husilerin limanı ele geçirmelerini engellemeye çalıştı. Dolayısıyla bu stratejik şehrin ele geçirilmesi ve Husilern en önemli silah ve finansman kaynaklarından mahrum edilmesi onları müzakere masasına oturmaya zorlayacaktır. BM’nin uzun süren suskunluğunun başaramadığını uzun süredir beklenen ve Koalisyonun elindeki son ve tek seçenek olarak kalan askeri operasyonların başaracağını kesin bir şekilde söyleyebiliriz.Hudeyde şehrinin kurtarılmasının Husileri müzakere masasına dönmeye ikna etmek için gerekli baskıyı sağlayacağına inanıyoruz.