Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

I. Dünya Savaşı Paris’i “Dünya Başkenti” haline getirdi | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Paris/ Mişel Abu Necm

Birinci Dünya Savaşı’nın acımasızlıklarını sona erdiren ateşkes anlaşması 100 yıl önce, 11 Kasım günü sabah saat 5’te, Paris’in kuzeyindeki Compiegne ormanında Fransız Genelkurmay Başkanı’na ait bir tren vagonunda imzalandı. Savaş kıtalara yayılan birçok cephede yaşanması sebebiyle “Dünya Savaşı” olarak adlandırıldı.

1914-1918 yılları arasında yaşanan savaşa 20 ülke dahil olurken, Orta Avrupa İmparatorlukları İttifakı (Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı, Bulgaristan ve diğer ülkeler) ve İtilaf Devletleri (Fransa, İngiltere ve Rusya ardından İtalya, Portekiz ve İtalya ve 1917’de katılan ABD) arasında en az 66 milyon insan savaştan etkilendi. Tarihin en büyük sivil ve askeri kayıplarının yaşandığı savaşta öldürülen, yaralanan ve kayıp olan toplam 38 milyon insan bulunuyor. Savaş ayrıca, kimyasal silahlar ile savaş uçakları ve tankların kullanıldığı ilk “modern savaş” olma özelliği taşıyor.

Avusturya – Macaristan Arşidükü Prens Franz Ferdinand eşi Sofia ile birlikte Saraybosna’da (1914)

Soğuk bir kış sabahında Fransız ve Alman askeri heyetleri arasında imzalanan ateşkes anlaşmasıyla üç imparatorluk çöktü. Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’daki sınırlar yeniden çizildi. Osmanlı İmparatorluğu parçalandı. Saltanat ve hilafet kaldırıldı. “Milletler Cemiyeti” ortaya çıktı. Amerikan varlığı dünya geneline yayıldı. Rusya’da ilk Komünist rejim kuruldu. Yeni ülkeler doğdu. İkinci Dünya Savaşı’nın tohumları ekildi.

Öte yandan Paris, Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 100’üncü yıl dönümünü uluslararası bir katılımla anmak istedi. Fransa’nın başkenti üç gün boyunca (Pazar, Pazartesi ve Salı) dünyanın dört bir yanından 98 heyet ve aralarında ABD, Rusya, Avrupa ülkeleri ile çok sayıda Afrika ülkesi ve bazı Arap ülkelerinden 72 liderin katılımıyla devasa küresel bir etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Etkinliğin organizatörleri, ayrıca siyasi, bilimsel ve kültürel dernekler ve şahsiyetlerle sivil toplumun geniş bir katılım göstermesine özen gösterdi. Paris yalnızca şehrin merkezindeki Zafer Takı altında liderlerin bir araya gelerek anma töreni gerçekleştirmesiyle yetinmedi. Üç gün sürecek olan “Paris Barış Forumu”nu da programa dahil etti. Forum, “Barış ve nasıl korunacağı” teması altında beş ana başlıkta gerçekleşiyor. Forum’un çok kutuplu geçmişin trajedilerinden dersler çıkaran dünyanın yönetimi için vizyon ve çözümler sunması bekleniyor.

Fransa’nın Afrika kolonilerinden gelen birlikler Amiens sokaklarından geçerken (1914)

Paris üç günlüğüne “Dünya Başkenti”ne dönüşürken, aynı zamanda Fransız İçişleri Bakanlığı’nın aldığı güvenlik önemleriyle güçlü bir kale haline geldi. Fransa’nın yeni İçişleri Bakanı Christophe Castaner, her şeyin yolunda olduğunu belirterek “güven” mesajı verdi. Ancak, Salı günü 6 üyesi tutuklanan radikal ve sağcı grupların “terör tehdidi” nedeniyle “yoğun güvenlik önlemleri alınması” çağrısında bulundu.

Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Macron’a Birinci Dünya Savaşı’nın cephelerini kapsayan Fransa’nın doğusu ve kuzeyinde yaptığı tur çerçevesinde Çarşamba günü yaptığı Charleville-Mezieres ziyareti sırasında saldırı planlandığı ortaya çıktı. Paris departmanı, Elysee Sarayı, Zafer Takı, Şanzelize Caddesi, Paris’in kuzeyindeki Parc de la Villette kompleksinde bulunan Paris Barış Forumu’nun gerçekleştiği bina ve havaalanlarından başkentin merkezine bağlanan yollar gibi hassas noktaların güvenliğini sağlamak üzere 10 bin polis görevlendirdi. Paris’te, bugün cumhurbaşkanlığı sarayı, Zafer Takı ve la Villette yakınındaki metro istasyonları ve yollar kapatıldı. Şanzelize Caddesi’nin iki yanına demir barikatlar kuruldu. Güvenlik makamları, başta ABD, Rusya, Almanya, Türkiye ve

Avrupa ülkelerinin liderlerinin yanı sıra BM Genel Sekreteri ve üst düzey Avrupa Birliği (AB) yetkililerinin aynı anda geçeceği güzergahta dikkatli davranıyor.

Geleneksel törenlerle yetinmeyecek olan Paris, Fransız misafirperverliğini gözler önüne sermek için davetler düzenliyor. Dün akşam, Orsay Müzesi’nin Sen (La Seine) Nehri’ne bakan ana salonu, Paris’in misafirlerinin ağırlandığı bir akşam yemeğine tanıklık etti. Aynı misafirler bugün öğle yemeğinde Elysee Sarayında bir araya geliyor. Liderlerin eşleri ise halka kapalı olacak olan ünlü tarihi Versay Sarayı’nda öğle yemeğine davetliler. Ardından Avusturya Senfoni Orkestrası’nın vereceği konseri dinleyecekler. Dışişleri Bakanları ise Dışişleri Bakanlığı Sarayı’ndaki davetlerine katılacaklar.

Paris Zafer Takı’nın altında yapılacak 100’üncü yıl anma töreninin yanı sıra Barış Forumu’nun yapılması konusunda da ısrar etti. Paris, Barış Forumu’nu “dünyanın nasıl yeniden düzenleneceğini tartışmak ve barışı korumak için ortak sorumluluğun yeniden teyit edilmesi için bir fırsat” olarak görüyor. Paris’e göre Barış Forumu bir anlamda “yıl içinde yaşanan gerginliklerin ve savaşların artmasına verilen bir tepki” ve ilk hedefi, günümüz dünyasında yaşanan büyük zorluklarla başa çıkmak, daha adil bir küreselleşme ve dünya yönetiminde çok taraflı bir sisteme ulaşmak için daha iyi bir işbirliğini teşvik etmek.

Organizatörler, forumun her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen bir foruma dönüşmesini ve dünya barışı için eyleme giden yolda bir basamak olmasını istiyorlar. Bunu da akıllı bir küresel yönetim sağlayarak, uluslararası ve sivil toplum kuruluşlarının rolünü etkinleştirerek ve etkileme gücüne sahip tüm aktörlerin katılımını teşvik ederek yapmayı planlıyorlar.

Bununla birlikte forumun kaygıları, altta yatan siyasi krizlerle sınırlı değil, aynı zamanda çevre gibi insanlığın zenginliğini oluşturan olgular veya ticaret ve alışveriş kurallarının yeniden düzenlenmesi, daha adil bir dünyanın oluşturulması, sanal ve dijital dünya için kabul edilebilir kurallar geliştirilmesi gibi ortak paydaların yönetimini de içeriyor.

Forum organizatörleri, derneklere, şirketlere, araştırma merkezlerine, din temsilcilerine, sendikalara ve medyaya davetiyeler gönderdi. Daha da önemlisi, herkesin Forum’un hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunacak proje önerileri sunmasını istedi. Sonuç olarak üç günlük forumda 900 proje arasından seçilen 119 projenin sunumu yapılacak. Forum, bu projeleri önerenlerle karar vericiler arasında ortak bir noktanın bulunmasını sağlayacak tartışmalara ev sahipliği yapacak.

Üç gün sürecek Forum boyunca yapılacak olan tartışmalar “güvenlik ve barış, çevre, kalkınma, yeni ve dijital teknolojiler ve genel ekonomi” gibi beş ana başlık altında gerçekleşecek. Organizatörler ilk oturumda, uluslararası sistemin yaşadığı krize acil bir tepki verilmesinin gerekliliğine inanıyor. Bu kapsamda ele alınacak konular arasında “uluslararası işbirliği, artan jeopolitik riskler, popülist eğilimlerin yükselişi, demokratik bölgelerin gerilemesi, eşitsizliğin artması, insan hakları ihlalleri, yüksek savunma bütçeleri, çok taraflı kuruluşların gerilemesi, yeni teknolojileri düzenleyen kuralların olmayışı ve hepsinden önce, çölleşmeyle mücadele ve çevreyi korumak için küresel seferberliğin azalmış olması” yer alıyor. Bu nedenle Paris Barış Forumu, halen ortak eylemlere, çok kutupluluğa, insanlık mirasının yönetimine ve ortak iyilik için adil kuralların oluşturulmasına inanan ülkeler ve toplumlar arasında köprü kuracak. Çünkü tüm bu zorluklarla başa çıkmak ve dünya barışını korumak için tek şansımız bu forum.

Forum’a katılmayacak en önemli isim Başkan Trump olacak. Belki de Beyaz Saray’a gelmesinden bu yana izlediği politika, bu üstün öneriler ve hedeflerle tamamen uyumsuz olduğu için katılmıyordur. Bu ikilem yeni ortaya çıkmış bir durum değil.

Soru şu: Paris’te bir araya gelen liderler ve yetkililer, bunları eyleme dönüştürme yeteneğine ve arzusuna sahip mi olacak yoksa forum gerçekleştiği süre içerisinde geçerli olup bittikten sonra işler yine eskisi gibi mi devam edecek?