Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İdlib büyük katliamı beklerken | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İdlib vilayeti ve civarındaki milisler büyük, belki de Suriye’deki en son çatışma için bıçaklarını bileyliyor, silahlarını hazırlıyor. Bir tarafta füzelerle donanmış sekiz adet Rus destroyeri on binlerce Şam rejimi askerlerine ve çok uluslu İran milislerine destek veriyor. Öbür taraftan ‘Cephetun Nusra’, ‘Halit Bin Velid Ordusu’,‘ Şeriat Askerleri’, ‘Sahil Tugayları’, ‘Ceyş El Melahim’ milislerini şemsiyesi altına alan ve ‘Tahrir El Şam Heyeti’ denilen bir örgüt var. Burada iki şey dikkati çekiyor; ilki bu örgütlerin tümünün ideolojik yönden El Kaide kökenli terörist gruplar olması, ikincisi de Ebu Mariye El Cuburi El Kahtani, Ebu Yakzan El Masri ve Fargali gibi liderlerinin çoğunun Suriyeli olmaması.

Şurası açık ki bir taraftan Şam rejimi ve İran milisleri, diğer taraftan da ‘Tahrir El Şam Heyeti’, İdlib’de yedi yıldır bedavadan ölüm dağıtıyor. Her iki taraf da birbirine muhtaç olduğundan doğrudan savaşmaktan çekindiler ve teröristler Şam rejimine meşruiyet sağladılar. Diğer taraftan rejim, çoğu mezhep temelli nedenlerle sivillere savaş açarak ve milyonları yerinden ederek, teröristlerin çirkin bir mezhep savaşına katılması için dünyanın her yerinden adam getirmesine olanak verdi.

Her iki taraf da geçmişte içinde yabancılar bulunmayan, dini söylemleri olmayan, bölge ülkeleri ve Batı tarafından destekli olduğundan rejime karşı gerçek tehdit oluşturan ‘Özgür Suriye Ordusu’na karşı savaş açmıştı.
İdlib, doğudan ve güneyden kaçan teröristlerin sığınma yeri oldu. Türkiye sınırlarını kapatarak, kuvvetlerini sızmaya çalışanlar ve kaçaklara karşı seferber etti. Rusların kimyasal silahlarla saldırı olma ihtimalinden bahsetmesi korkuları daha da yükseltti. Zira Rusların ve rejimin bu türden saldırılar düzenledikleri biliniyor.

İdlib’de üç milyondan fazla insan bu korkunç ortamda yaşıyor. Bunların yarısı İdlib ahalisinden değil. Ya İran milislerinin ya da “DEAŞ” ve benzeri örgütlerin saldırılarından kaçarak sığınmak isteyen ailelerinden oluşuyor. Sakinlerin, yoğun askeri saldırılara karşı kalkan ve rehine olarak kullanılması amacıyla şehir ve kasabalardan ayrılmalarına izin verilmiyor. Bu nedenle İdlib’deki savaş İran rejimi, Suriye rejimi liderleri ve Rus askeri komutanlarının söz verdiği gibi önümüzdeki birkaç gün içinde başlarsa, Suriye savaş tarihinin en büyük katliamına şahit olabiliriz. Uluslararası arabulucu Staffan de Mistura, Suriye savaşının Idlib’de oluşmasından korktuğu büyük bir trajediyle sona erdirmesinin kendisini mutsuz edeceğini söylüyor.

Ama uluslararası arabulucu De Mistura’nın İdlib’de 10 bin teröristin olduğunu söyleyerek yapılacak saldırıya zemin hazırlaması esef vericidir. Evet, ‘Tahrir El Şam Heyeti’nin büyük sayıda milisleri var. Ama bu rakam çok abartılı. Kendisinde detaylı rakamlar varsa, medya araçlarına sunsun. Ayrıca, ‘iki tarafın’ kimyasal silah kullanmasından korktuğunu ve teröristlerin kimyasal saldırı yapmaya hazır olduğunu açıklamasını Ruslar ve Şam rejimi alkışlayarak karşıladı. De Mistura’nın elinde bilgiler varsa kamuoyuna sunmalı, yoksa ileride daha fazla cinayetlere ortam sağlayacak açıklamalardan sakınmalı. Şam rejiminden, teröristlerin bundan önce klor gazını ve başka yasaklı silahları kullandığı iddialarını dinlemiştik. Ama bütün deliller bu tür silahların rejim tarafından kullanıldığını ispat etmektedir. Bu, ‘Tahrir El Şam Heyeti’nin sivillere karşı çirkin cinayetler yapmadığı anlamına gelmez. Ama bu tür bir silahı kullanmadı. En azından bilinen ve belgelenen çatışmalarında.