Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İkinci Suriye savaşı mı başlıyor? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Kahire: Emir Tahiri

Suriye’de gelinen noktada bazı sorular cevabını arıyor. Rusya ve onunla ilişki içinde olan bazı batılı güçlerin iddia ettiği gibi Suriye savaşı bitti mi? yoksa bazı analistlerin söylediği gibi Suriye savaşı daha çok tarafı içine alan yeni bir şekil mi alıyor? Bu sorunun ABD Başkanı Donald Trump ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu hafta içi ABD’nin başkenti Washington’da gerçekleştireceği zirvede de gündemde olacağı tahmin ediliyor.

Macron, ABD Başkanı Trump tarafından resmi ziyaret için Washington’a davet edilen ilk lider oldu. Fransız Cumhurbaşkanı’nın bu ziyaretten daha iyi diplomatik sonuçlar elde ederek ayrılmak istediği açık.

Paris’teki kaynaklara göre, Macron, geçtiğimiz ay Suriye’den çekileceğini açıklayan Trump’ı bu fikrinden vazgeçirmek için sarf ettiği çabalarda başarılı oldu. Kaynaklar, Macron’un, Trump’ı ‘Suriye’ye ilişkin yeni fikirler’ öne sürerek ikna ettiğini dile getiriyor.

Trump’ın Suriye’den çekilme fikrinden vazgeçmesinde ABD’nin Arap müttefiklerinin tavsiyelerinin de etkili olduğu bir gerçek. Aynı şekilde, ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ve Ulusal Güvenlik Müsteşarı John Bolton da Trump’ı ikna etmek için yoğun çaba harcadı.

Fransa ise 2011 yılında ülkedeki hakim düzeni değiştirmek için yola çıkan Suriye devriminin bunu başardığı kanaatinde. Paris’in yaklaşımına göre, 2011 yılında diktatör bir rejimin demir yumruğuyla yönetilen merkezi bir ülke konumundaki ve pek çok müttefiğe sahip Suriye, 7 yıllık devrim sürecinde diktatörün Şam’daki küçük bir coğrafi cebe sıkışmış, ülke topraklarının yüzde 70 ile halkının yarısından fazlası üzerindeki hakimiyetini kaybetmiş bir diktatörlüğe dönüştü. Rejim insan kaynaklarının yanı sıra, ekonomik ve idari becerisini de kaybetmiş durumda. Bu durum Beşşar Esed’i hakim olduğu Şam’daki küçük coğrafi cep dışında ülkenin geri kalanındaki genel siyasi durumu asla değiştiremeyecek hale getirdi.

Suriye’nin rejim kontrolünde olmayan bazı bölgelerinde otorite boşluğu yaşanırken, bazı bölgeler İran ve Rusya ile onların kontrolündeki milis grupların elinde. Geri kalan bölgelerde Türkiye, Kürtler, Sünni savaşçılar ve ABD hakim. Son zamanlarda Suriye’de Irak’ın bile hakimiyeti görülüyor.

İsrail ise Suriye içinde fiili varlık göstermese de sınırda bir güvenli bölge ilan ederek bu bölgeye girecek tehlike arz eden herhangi bir unsuru vuracağını bildirmişti.

‘Suriye’de ikinci savaş başlangıç aşamasında’

Bu tabloya baktığımızda, Suriye’de yeni durumun belirlenmesi için çıkacak ikinci savaşın en azından başlangıç aşamasında olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “Suriye halkının toprak bütünlüğünü koruyoruz” ve muhaliflerin “Beşşar Esed’i devirerek Şam’da halkın iktidarını kuracağız” sloganlarının boşluğa söylenmiş birer slogan olduğu ortaya çıkıyor.

Macron ise bütün tarafların sloganlarından taktiksel olarak taviz vermesi önerisini sunuyor.

Lavrov’un açıklamaları

Bu kapsamda Rusya, Suriye’deki bütün tarafların ‘Zehirli pastadan’ payını almasını kabul ettiğini bildirdi. Suriye’de kendine düşen payı alan hiçbir tarafın dışlanmayacağı açık. Burada Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, “Suriye’nin toprak bütünlüğüne dair herhangi bir ön görüde bulunacak imkanımız yok. Suriye’deki krizin nasıl çözüleceğini ve Suriye’nin tek parça kalma ihtimalinin ne kadar olduğuna dair bile bir fikrimiz yok” sözlerini hatırlatalım.

ABD de Kürtlerin öz yönetim kurmasına yardım edeceğini ilan ederek aynı duyguları paylaştığını gösterdi.

Öte yandan ABD ve Rusya’nın Suriye’nin bölünmesine dair ortak bir yaklaşım sergilemesinin Tahran’da derin bir kaygı ve öfkeye neden olduğu görülüyor. Tahran’da giderek yükselen kötümserlik, İran Devrim Muhafızları eski komutanı General Muhsin Rızai’nin yönetimindeki Tabnak haber ajansında yayınlanan Suriye analizlerine de yansımış durumda.

Tabnak’da yer alan bir analizde, “Suriye’nin dağılacağına dair çok sayıda işaret var” ifadeleri kullanılarak, “Rusya için önemli olan ABD ile kurduğu koordinasyonun zarar görmemesi ve ABD ile muhtemel bir çatışmadan kaçınmak” değerlendirmesine yer veriliyor.

Benzer bir analizi ABD’nin eski Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, Obama döneminde yazdığı ve Suriye’deki tehlike ve ihtimalleri ele aldığı raporunda yapıyor.

Suriye’deki ihtimallere değinen Dempsey, iki ihtimal öne sürüyor. Birincisi; ABD kuvvetlerinin geniş çaplı bir terör saldırısına maruz kalması. İkincisi; ABD’nin Suriye’de Rusya ile çatışması. Dempsey’e göre birinci ihtimal üstesinden gelinebilecek bir ihtimal olarak dururken, Rusya ile çatışma ihtimali sonu belirsiz bir sürece sürükleyebilir.

Bununla birlikte Macron, Suriye’de yeni durumun oluşturulması için batılı güçlerin Suriye’de kalmasını zorunlu görüyor. Macron’un bu fikri Trump yönetimindeki ağır topların da desteğini almış durumda. Ancak Trump’ın üst düzey kurmayları, ABD Kongresi yetkilileri ve Cumhuriyetçi Parti içinde bu fikre karşı çıkanlar da var.

Trump, bu çerçevede Arap müttefiklerinin desteğini kazanma üzerine çalışıyor. Washington’da bulunan bazı kaynaklarının söylediğine göre, bu çerçevede Ürdün ve Körfez ile bazı görüşmeler gerçekleşti. Bu görüşmelerde ABD’nin Suriye’de Kürt savaşçılar tarafından korunacak askeri üsler kurma seçeneği gündeme geldi.

Suriye’de askeri, siyasi, ekonomik ve istihbarat alanında geniş bir yelpazeye yayılacak ikinci savaş, Sünni güçlerin askeri varlıklarını güçlendirmesi ve Suriye’de Rusya’ya karşı nasıl hareket edeceğini belirlemesiyle başlayacak.

Üzerinde durulan adımlar arasında, ABD tarafından Esed rejiminin Suriye’de işlediği savaş suçlarına dair 2013 yılında başlatılan ancak daha sonra Obama yönetimi tarafından çeşitli nedenlerle askıya alınan soruşturmanın yeniden işlerlik kazanması bulunuyor.

Macron, bu hafta yapacağı Washington ziyaretinde, “Suriye’de çözüm isteyen bir batılı lider olarak” sesini herkese duyurmaya çalışacak. Ancak bununla birlikte, Suriye’de başlayacak ikinci savaş bölgenin tamamını etkileyebilir.