İngiliz Polisi Terörle Mücadele Departmanı, Filistinli Karikatürist Naci el-Ali’nin faili meçhul cinayetinin üzerinden geçen 30 yılın ardından dosyayı yeniden açtı.

Hanzala’nın çizeri olarak tanınan ünlü Filistinli karikatürist Naci Salim Hüseyin el-Ali, 22 Temmuz 1987’de Londra’nın batısında bulunan Knightsbridge’deki Ives caddesinde, Kuveyt merkezli el-Qabas gazetesindeki işine giderken silahlı saldırıya uğramış ve boynuna isabet eden kurşunla ağır yaralanmıştı. Bir ay boyunca bilinci kapalı olarak hastanede kalan el-Ali 29 Ağustos 1987’de hayatını kaybetti.

İngiliz Polisi Terörle Mücadele Departmanı, olay yerinden en son silahlı bir adamın bir araca binerek uzaklaştığının görüldüğüne dair yeni bir bilgiye ulaştı.

Naci el-Ali, şu anda da Filistin’de varlığını sürdüren Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) liderine yönelik sert eleştirileri ile biliniyordu. Polis, Naci el-Ali’nin öldürülmeden öncede yıllardır ölüm tehditleri aldığını belirtti.

Naci el-Ali suikastının, FKÖ ile ilgili eleştirilerinden çok kısa bir süre sonra gerçekleşmesi, Yasir Arafat’ın lideri olduğu örgütün suçlanması gibi farklı reaksiyonlara sebep oldu. Ancak o tarihler FKÖ kaynakları bu suçlamaları reddetti.

İngiliz polisi, olayla ilgili soruşturmayı yürütürken, Hull şehrinde bir Filistinli öğrenciyi silah ve patlayıcı bulundurmak suçlarından gözaltına aldı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öğrenci hakkındaki soruşturma sırasında, hem FKÖ, hem de İsrail İstihbarat Servisi (Mossad) için çalıştığı iddia edildi. Ancak tüm bu suçlamaları reddetti.

El-Ali suikastı olayının görgü tanıklarının anlattıklarına göre, el-Ali saldırıdan önce arabasını Ixworth caddesine park etmiş ve Ives caddesine doğru Draycot caddesi boyunca yürüyordu. Bazı görgü tanıkları, 25 yaşlarında, dalgalı ve siyah saçlı, Ortadoğululara benzeyen koyu renkli kot pantolon giyen silahlı bir adamın Naci el-Ali’yi takip ettiğini ve olayın ardından Ives caddesi üzerinden Draicott Bulvarının karşısında, Ixworth caddesine doğru kaçtığını söylediler. Olaydan birkaç dakika sonra başka bir adam, Fulham caddesinden Lucan caddesine geçerek, şoför mahallinde oturan kişinin sol kolu camdan görülen gümüş renkli bir Mercedes’e binerek olay yerinden uzaklaştığını belirttiler.

İngiliz polisi, sol elindeki bir şeyi ceketine saklamaya çalışıyor gibi görünen kişinin; 50’li yaşlarda, Orta Doğulu görünümlü, orta boylu, geniş omuzlu, bir kısmı kırlaşmış olan siyah saçlı, hafif tombul yüzlü, burnu nispeten büyük, şık giyimli ve gri takım elbiseli olduğunu belirtti. Ixworth caddesi ve Sloane caddesi kesiştiği yöne doğru uzaklaşan aracın plakasının ilk kısmında P ve H, son kısmında ise 11L harflerinin olduğu bildirildi.

İngiliz Polisi Terörle Mücadele Departmanı Polis Şefi Dean Hayden, Naci el-Ali’yi vurmadan önce sadece 40 saniye takip eden ve hızla uzaklaşan görgü tanıklarının faili çok iyi tarif ettiklerini söyledi. Hayden, “Mercedes-Benz model gümüş renkli aracın sürücüsünün arabayı el-Ali’nin vurulmasından hemen sonra kaçmak üzere ayarladığını ve sürücünün olayda kullanılan silahı imha etmek üzere ceketine sakladığını düşünüyoruz” dedi.

Olaydan iki yıl sonra, 22 Nisan 1989’da Londra’nın Paddington bölgesinde açık bir alanda 7.62 kalibrelik Tokarev model bir tabanca bulundu.

Dean Hayden, “Naci el-Ali’nin vahşice katledildiği cinayet ailesini yıktı. Üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen ailesi hala bu korkunç kaybı hissediyor. Otuz yılda çok şey değişebilir. Bu değişimlerden biri kişilerin bağlılıkları da olabilir. Belki geçmişte konuşmaya hazır olmayan ancak şimdi bir takım kritik bilgiler vermeye hazır olan insanlar olabilir” dedi.

İngiliz polisi, belki de bu nedenle geçmişte bildiklerini paylaşmakta tereddüt etmiş görgü tanıklarının, dava ile ilgili gün yüzüne çıkmamış bilgileri şimdi paylaşabileceklerini düşünüyor.