Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İngiliz Vatandaşı DEAŞ’lılar Guantanamo’ya mı gönderilecek? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suriye’nin doğusunda tutuklanan iki İngiliz DEAŞ’lının geleceği hakkında ihtilaflar büyüyor. ABD’li yetkililer tutukluların Guantanamo’ya götürüleceklerini söylerken, İngiliz yetkililer ise tutukluların Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yargılanmasını istiyor. Militanlar tarafından idam edilen bir İngiliz terör kurbanının kardeşi de bu fikri destekliyor.

Dün ABD haber kaynakları tutukluların nerede yargılanacağıyla ilgili yetkililer arasındaki tartışmaları kamuoyuna yansıttı. Buna göre, bazıları militanların Guantanamo’ya götürülmesini isterken diğerleri ABD’de bir ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini söylüyor.

İngiliz Times gazetesinin önceki gün aktardığına göre kardeşi Endonezya’nın Bali şehrinde DEAŞ tarafından öldürülen Tobias Ellwood, DEAŞ’lıların Lahey’deki UCM’de yargılanması gerektiğini söyledi. Ellwood, “Uluslararası sınırlarda tutuklanan kişilerle ilgili herkesin üzerinde anlaştığı uluslararası bir çözüme ihtiyacımız var. Guantanamo hapishanesi Cenevre yasalarıyla çelişiyor ve bugüne kadar devam eden cihatçı eylemleri durduramadı” diyor.

Ellwood, “11 Eylül saldırılarının dehşeti yüzünden, yüzyıllar önce ulaştığımız ve bizi teröristlerden ayıran hukuki kriterlerin üstünlüğünü unuttuk” ifadelerini kullanıyor.

Öte yandan BBC, İngiliz hükümetinin, iki DEAŞ militanını vatandaşlıktan çıkardığını açıkladı. Bunlardan biri Sudan kökenli Şefi Şeyh, diğeri ise Gana kökenli Alexander Coty adlı teröristler.

Washington Post ise dün yaptığı haberde bu iki teröristin geleceği üzerindeki Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı arasındaki ihtilafları ortaya koydu. Üst düzey terörle mücadele danışmanı Thomas Buertt, tutukluların Guantanamo’ya götürülmesini isterken, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve aynı şekilde DEAŞ tarafından öldürülen ABD’li rehinelerin aileleri militanların ABD’ye getirilip burada ceza mahkemesinde yargılanmalarını tercih ediyorlar.

Konuyla ilgili Adalet Bakanlığı sözcüsü Ian Pryor “ortaklarımızın DEAŞ militanlarının kaderi hakkında sunduğu farklı çözümlere odaklanmaya devam ediyoruz” dedi. Pryor açıklamalarına şöyle devam etti: “Ancak masum insanlara karşı suç işleyen herkesten hesap soracağımız konusunda da güvence veriyoruz ki bu 2 kişi hakkında bu bağlamda suçlamalar var.”

Yine Ağustos 2014’te DEAŞ militanları tarafından başı kesilen gazeteci James Foley’in annesi Diane Foley şunları söylüyor: “Bu teröristlerin tutuklanmalarına minnettarım. Şimdi onların bu suçlardan dolayı sorguya çekilmelerini umut ediyorum. Halka açık, adil bir mahkemede yargılanarak bütün dünyanın işledikleri suçların ayrıntılarını bilmelerini istiyorum.”

Foley, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kesinlikle, Guantanamo’ya veya başka bir yere gitmelerini istemiyorum. Gerçeğin saklanacağından korkuyorum ve sanırım halka açık ve adil yargılanmaya ihtiyaç var.”

Reuters’ın haberine göre, ABD’li askeri yetkililer Coty (34) ile Şeyh (29)’in tutuklandığını doğruladı. ABD’li yetkililer militanları müttefikleri Suriye Demokratik Güçleri’nden (SDG) teslim aldıklarını açıkladılar. Yetkililer bu iki teröristin, Batılı rehinelere işkence yapmada ve onları öldürmede rol aldıklarını vurguladılar.

Haber ajansı bu 2 teröristin İngiliz müzik grubuna atfen isim alan “Beatles” olarak bilinen Londra merkezli DEAŞ hücresi silahlı grubun arasında yer aldığını aktardı.

Bu “idam hücresi”, 27’den fazla Batılı rehineyi katletti ve onlarcasına işkence yaptı. “Cihatçı John” adıyla bilinen Muhammed Emwazi, 2015’te Suriye’de bir hava saldırısında öldürülmeden önce bu hücrenin lideriydi.

DEAŞ’ın yayınladığı videolarda Emwazi, içlerinde gazeteciler Steven Sotloff ve James Foley adlı gazetecilerin de bulunduğu Batılı rehinelerin başlarını keserken görüntülenmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Londra’nın batısında yaşayan Coty’nin rehinelere işkence yaptığı ve DEAŞ’a katılmak isteyen gönülleri örgüt saflarına katma görevinde bulunduğunu açıkladı.

Şeyh’in ise rehinelere yönelik suda boğma, yalancı idam gibi çok sert işkence yöntemleri kullandığını belirtildi.

Washington Post gazetesi dün yaptığı haberde bu iki tutuklunun büyük ihtimalle Küba’da bulunan Guantanamo’ya gönderileceğini söyledi. Eğer bu gerçekleşirse Trump döneminde Guantanamo’ya gönderilen ilk tutuklular olacak.

Eski ABD Başkanı Barak Obama, Guantanamo Kampı’nın kapatılmasını istemiş ve tutuklu sayısını 41’e düşürmüştü. Trump ise geçtiğimiz ay Kamp’ın kapanmamasını hatta daha fazla sayıda tutuklu alınması için hazırlıklara başlanmasını istedi.
Trump, Başkanlık seçimleri kampanyasında Guantanamo’yu kötü adamlarla dolduracağını söylemişti. Bu tarihte Trump, Kongre’ye 30 milyar dolarlık yeni askeri ödenek talebinde bulundu ve acil dış projeler için 5 milyar dolar ek ödenek talep etti. Buna Guantanamo’da inşa edilmesi planlanan projeleri için istenen 1 milyar dolarda dahil.

ABD Adalet Bakanı Jeff Sessions, Trump’a yeni tutukluların Guantanamo’ya gönderilmesini tavsiye etmiş ve hapishaneyi “çok rahat bir yer” olarak nitelendirmişti. Bakan burasının Amerikan hapishanelerinden daha güvenli olduğunu da söylemişti.

ABD Savunma Bakanlığı bu konunun Adalet Bakanlığı’nın değil kendi bakanlıklarının yetki alanında olduğunu söylemiş ve Guantanamo’nun yeni tutuklu alabilecek kapasitede olduğunu da vurgulamıştı.