Brexit taslak anlaşmasına karşı muhalefetin gölgesinde daha fazla müzakere için “kritik bir haftaya girildiğini” söyleyen İngiltere Başbakanı Theresa May, önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği Brüksel ziyaretine yönelik hazırlıklarını sürdürüyor.
Bakanlardan bazılarının Brexit anlaşma taslağını beğenmemeleri nedeniyle istifa etmelerinin “zor bir hafta” geçirmelerine sebep olduğunu belirten May dünkü açıklamasında, “Önümüzdeki 7 gün kritik olacak” ifadesini kullandı.
May, Sky News haber kanalına verdiği mülakatta nlaşmayı görüşmek üzere 25 Kasım tarihli AB zirvesinden önce Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile bir araya gelmeyi planladığını söyledi.
İngiltere’nin 29 Mart 2019’da, yani AB’den ayrılma tarihinden önce gerçekleşecek söz konusu görüşmede Birleşik Krallık ile AB’nin “gelecekteki ilişkilerinin” ele alınması bekleniyor. Başbakan May konuya dair “Bütün konular üzerinde ittifak sağlanmadığı müddetçe hiçbir şey üzerinde anlaşma yapılamaz” ifadelerini kullandı.
May yönetimi çarşamba günü AB ile yapılan çıkış anlaşmasından bu yana bir çıkmaza girmiş durumda. Aralarında Brexit Bakanı Dominic Raab ve Çalışma ve Emeklilik Bakanı Esther McVey’in de bulunduğu bazı hükümet üyeleri istifa etti.
Brexit anlaşmasının 585 sayfalık metninde en kritik kısmı İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasındaki sınır sorunu oluşturuyor.
Anlaşma metnine göre İngiltere’nin AB’den resmen ayrılmış olacağı 29 Mart 2019’dan itibaren İngiltere’nin AB üyeliğine özgü avantaj ve yükümlülüklerini muhafaza edeceği 21 aylık geçiş süreci başlayacak.
Tarafların gelecekteki ticari ilişkilerini müzakere edeceği geçiş süreci 2020’nin aralık ayı sonunda bitecek. Ancak taraflar aynı yılın temmuz ayında üzerinde anlaşmaları durumda bu süreyi uzatabilecek.
Muhafazakar Parti lideri Başbakan Theresa May güvensizlik önergesi tehdidiyle karşı karşıya. Partide güven oylaması yapılması için en az 48 milletvekilinin talepte bulunması gerekiyor. May, bu konuya ilişkin “Bildiğim kadarıyla bu sayıya ulaşılamayacak. Başbakan değişikliği, müzakerelere yardımcı olamaz. Sadece Krallık’ın AB’den ayrılma sürecini geciktirebilir” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği’nden tam ayrılıktan yana olan ve European Research Group (ERG) bloğunun başkanlığını yürüten muhafazakâr milletvekili Jacob Rees-Mogg konuya dair yaptığı değerlendirmede AB’nin İngiltere halkına verdiği sözlere aykırı davrandığını söyledi.
Mogg’un başkanlığındaki ERG bloğu, önceki gün 585 sayfalık anlaşma üzerinde yaptığı çalışmanın ardından metne dair önemli başlıkları ele aldığı bir açıklama yayınladı. ERG’nin açıklamasında “Birleşik Krallık, anlaşma metnine göre birçok yasanın dışarıda bırakılmasıyla ‘AB’ye bağlı bir devlet’ haline gelecek” denildi.
Anlaşma metni aralık ayında Parlamento’ya sunulacak. Fakat bu konuda Muhafazakar Parti’ye muhalefet eden İşçi Partisi, Liberal Demokrat Parti ve Kuzey İrlanda’da İngiltere ile birliği savunan Demokratik Birlik Partisi’nin (DUP) anlaşmaya karşı çıkmaları nedeniyle taslağın kabul edilip edilmeyeceği konusu halen belirsizliğini koruyor.
İskoçya Özerk Yönetimi Başbakanı ve İskoç Ulusal Partisi (SNP) lideri Nicola Sturgeon, partisinin taslağa karşı oy kullanacağını duyurdu.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn de “ülkenin çıkarlarına hizmet etmediği” gerekçesiyle taslağı reddedeceklerini söyledi.