İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson, dün aşırılık ve terörle mücadele kapsamında Batı’nın Ortadoğu’da yeni bir diplomatik kampanya oluşturmasına dair açıklamalarda bulundu. Müslüman Kardeşler ve örgütle bağlantılı grupları eleştirdi.

Londra’daki İngiltere Dışişleri Bakanlığı ofisinde diplomatlara ve uzmanlara seslenen Johnson, tüm dünyadaki Müslümanlarla daha iyi ilişkiler kurma çağrısı yaptı. Ayrıca Batı’nın aşırıcılığı körükleyen müdahalesinin teröre hizmet ettiğini vurguladı.

Batı’nın, Suriye’deki barış sürecine toplu olarak yeniden entegre olması gerektiğini söyleyen Bakan, ABD’nin İsrail-Filistin çatışmasını çözmek için öncülük edebilecek olağanüstü bir güç olduğunu belirtti. Johnson, konuşmasında Müslüman Kardeşler’in İslam dünyasında siyasi açıdan “en akıllı” partilerden biri olduğunu ifade ederken Ortadoğu ve İngiltere’deki davranışlarını eleştirdi. Johnson, “İslami grupların Birleşik Krallık’taki özgürlükleri istismar etmesi kesinlikle yanlıştır. Müslüman Kardeşler ile ilişkili bazı partilerin terörizmi görmezden geldiği açıktır” dedi. Johnson ayrıca, hükümetinin vize, yardım işleri ve uluslararası bağlantıları konusunda Müslüman Kardeşler’e dair daha fazla inceleme yapıldığını vurguladı.

Müslüman Kardeşler ve terör

Mısır, Müslüman Kardeşler’i 2013 yılında terör örgütü olarak ilan etti. 2015 yılında İngiltere tarafından yayınlanan bir raporda, örgütle grupla bağlantılı tarafların aşırılığın göstergesi olarak sayılması gerektiği kaydedildi. Ancak bu taraflara ambargo koyma hakkında herhangi bir açıklamaya yer verilmedi.

İngiltere Dışişleri Bakanı, Irak ve Suriye’ye müdahale ile ilgili siyasi hatalar yaptığını ancak bu hataların bölgeden diplomatik olarak geri çekilmeyi haklı göstermediğini kaydetti. Johnson, “İngiltere dış politikası sorun değil, çözümün bir parçasıdır” açıklamasında bulundu. Libya’daki taraflar arasında birlik sağlama çağrısında bulunan Bakan, “Daha fazla katılım istiyoruz” dedi. İngiltere’nin Suriye’deki rolünü yenileme, Yemen’deki çatışmayı durdurmak için daha fazla çaba sarf etmenin önemine dikkat çekti. Johnson, Yemen’in insani bir drama tanık olduğuna dikkat çekerken, Suudi Arabistan’ın da Husiler tarafından kullanılan füze saldırılarına maruz kaldığını vurguladı.

The Guardian gazetesi de dün, İngiltere Dışişleri Bakanı’nın bu hafta sonu İran’ı ziyaret edeceğini duyurdu. Johnson’ın Tahran’da hapis cezasına çarptırılan İran kökenli İngiliz vatandaşı Nazanin Zaghari-Ratcliffe’in davasını gündeme getirmesinin beklendiğini kaydetti.

Gazetenin aktardığına göre, Dışişleri Bakanı Johnson, İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad Zarif ile bir araya gelecek. Bu bağlamda bakanların, görüşmede İran’ın nükleer anlaşması konusunda görüşmelerde bulunacağı belirtildi.

Trump’ın Kudüs kararına tepki

Johnson’un gündeminde ABD Başkanı Trump’ın uluslararası alanda eleştirilere yol açan “Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma” kararı da vardı.

Johnson söz konusu karar ilişkin yaptığı açıklamada, “Kudüs’ün geleceğinin, İsrail ve Filistin arasındaki görüşmeler yoluyla sağlanan anlaşma ve iki devletli çözüm çerçevesinde belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Trump tarafından verilen bu karardan sonra dünya ABD’nin Ortadoğu’daki barış sürecini nasıl gördüğü ve iki tarafı nasıl bir araya getireceğini görmek istiyor” ifadelerini kullandı.

İngiltere Başbakanı Theresa May de söz konusu kararın yanlış oluğunu söylerken, Johnson’un “ABD’nin aceleci davrandığı” yönündeki eleştirilerini tekrarladı.