Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İngiltere ve Rusya arasındaki ‘ajan’ krizi sürüyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Moskova’nın eski Rus ajanın zehirlenerek öldürülmesine karıştığını reddetmesinin ardından Londra’nın söz konusu suç hakkında Rusya’dan tatmin edici bir cevap alması mümkün görünmüyor. Bu sebeple Başbakan Theresa May bugün İngiltere parlamentosunda konuya ilişkin açıklamalarda bulunacak. Yaşananlarla ilgili Moskova’yı suçlayan May, Rusya tarafından üretilen sinir gazının nasıl kullanılmış olabileceğine dair açıklama yapması için Moskova’ya 13 Mart gecesine kadar mühlet vermişti. İngiliz hükümetinin bugün konuyla ilgili olarak üst düzey güvenlik yetkilileriyle bir toplantı düzenlemesi bekleniyor.

Saldırı düzenlemek için kullanılan maddenin 1970- 1980’li yıllarda Sovyet ordusu tarafından geliştirilen Noviçok sinir gazı olduğu belirlendikten sonra İngiltere Başbakanı Theresa May, bu olayın sorumlusunun “büyük ihtimalle” Rusya olduğunu açıkladı. May, “Skripal ve kızının Rusya tarafından geliştirilen askeri nitelikte bir sinir gazı ile zehirlendiği belirlendi” ifadesini kullandı. İngiltere Başbakanı ayrıca, “Bu durum ya Rusya’nın ülkemize karşı yürüttüğü doğrudan bir eylemdir ya da Rus hükümeti yıkıma neden olabilecek bu gazın kontrolünü kaybetmiş ve gaz başkalarının eline geçmiştir” dedi. 18 Mart’ta başkanlık seçimlerinin düzenleneceği Rusya, olayla herhangi bir ilgisi bulunmadığını iddia ederken May’in ifadelerini de ‘ültimatom’ olarak nitelendirdi. Moskova tarafından 13 Mart günü yapılan açıklamada İngiliz yetkililer sert bir dille eleştirildi. Açıklamada ayrıca saldırıda kullanılan sinir gazı örneklerine ulaşım izni istendiği belirtildi. Londra ise Moskova’nın güvenilirliğini sarsmakla suçlandı.

Rusya ise Moskova’daki İngiltere Büyükelçisi’ni de Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir bildiride, “Olay, İngiliz makamların Rusya’nın güvenilirliğini azaltmaya yönelik kirli bir girişimidir” ifadelerine yer verilirken yaptırım tehdidine yanıt verilmeyeceği duyuruldu.

66 yaşındaki eski Rus ajanı Sergey Skripal ve 33 yaşındaki kızı Yulia, 4 Mart günü bir alışveriş merkezinde bir anda hastalanmış, ardından sokaktaki bir bankta bilinçsiz bir şekilde yatarken bulunmuştu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, kimyasal silah kullanmakla suçlanan bir ülkenin konuyla ilgili örneklere ulaşma hakkına sahip olduğunu belirtti. İngiltere’nin zehirli bir madde ürettiğinden şüphelendiği ülkeye derhal başvurmuş olması gerektiğini söyleyen Lavrov, Londra’ya örneklere ulaşmak için resmi bir talepte bulunduklarını ancak bu talebin reddedildiğini vurguladı.

Rusya Temsilciler Meclisi Başkanı Vyacheslav Volodin ise zehirlenme skandalının önümüzdeki pazar günü yapılması planlanan Rusya başkanlık seçimlerine müdahale etme amaçlı bir plan olduğunu öne sürdü. Volodin, “Bu durum, seçim kampanyasını etkilemek için planlanmış bir eylemdir” dedi.

İngiltere’nin Lahey Büyükelçisi Peter Wilson ise Londra’nın Rusya’nın İngiltere’de kullanılan sinir gazı konusunda Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) açıklama yapmasını beklediğini kaydetti.

Wilson gazetecilere yaptığı açıklamada “Bugün Ruslardan istediğimiz şey kimyasal silah programını ortaya koymasıdır” dedi. Rusya’nın OPCW’deki daimi temsilcisi Alexander Schulgen de Londra’nın bu ültimatoma son vermesi gerektiğini söyledi. Schulgen, konuya dair bilgi sağlamak için Rusya’ya 13 Mart gecesine kadar mühlet verilmesini “kabul edilemez” olarak nitelendirdi. Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bildiriye göre Schulgen, “Rusya’nın bu önemli konudaki parmak izlerinin kanıtını isteyeceğiz” ifadesini kullandı.

Avrupa Birliği (AB) de söz konusu olayda İngiltere ile dayanışma içinde olacağını bildirirken Rusya’ya yönelik yeni bir yaptırım tehdidinde ise bulunmadı. İngiltere’nin AB’den çıkış sürecinden (Brexit) bir yıl önce bu durum, İngiltere’nin Brexit sonrası güvenlik işbirliğinin bir göstergesi olarak yorumlandı.

Bu bağlamda AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Franz Timmermans 13 Mart günü Avrupa Parlamentosu’na yaptığı açıklamada AB’nin ortak bir yanıt vermesi gerektiğini söyledi. Timmermans, “Yaptıklarından dolayı cezalandırılıncaya kadar yetkililerin son derece açık ve güçlü bir Avrupa dayanışmasına şahit olmaları önemli” ifadelerini kullandı. Franz Timmermans ayrıca “Toplum içinde kullanılan bir sinir gazına sahip olmamız mümkün değil. Bununla hepimiz yüzleşmeliyiz. Yalnızca İngiltere Başbakanı Theresa May ve İngiltere hükümeti değil” diye konuştu.

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de İngiliz mevkidaşı Boris Johnson ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “İngiliz dostlarımızla bu konuda sürekli temas halinde ve dayanışma içerisindeyiz. Durum açık, failler adalete teslim edilmeli. Eğer bu olayın arkasında Rusya’nın olduğu kanıtlanırsa durum tehlikeli bir hal alır” dedi.

Aynı şekilde Fransa Dışişleri Bakanlığı bugün İngiltere ile dayanışma içerisinde olduklarını belirtirken Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian İngiliz mevkidaşı Johnson ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde olayı “kabul edilemez” olarak nitelendirdi. OPCW ise saldırının “son derece endişe verici” olduğunu vurguladı.

OPCW Genel Müdürü Ahmed Üzümcü yaptığı açıklamada, “Yakın zamanda İngiltere’de iki kişinin sinir gazına maruz kaldığını ve ciddi bir hastalığa yakalandığını bildiren raporlar son derece endişe verici. Kimyasalların halen insanlara işkence çektirmek için kullanılmasından kaygı duyuyoruz” dedi.

Hakkında açılan para aklama ve yolsuzluk soruşturmalarının ardından İngiltere’ye sığınan Rus iş adamı Nikolai Glushkov’un Londra’da ölü bulunduğu açıklandı. İngiltere’deki terörle mücadele polisi, 13 Mart’ta yayınladığı bir bildiride Glushkov’un ölümüyle eski Rus ajanı Sergei Skripal’in ölümü arasında bir bağlantı olduğuna dair herhangi bir delilleri olmadığını duyurdu. Polis ayrıca, konuyla ilgili soruşturmanın sürdüğünü vurguladı.