Husi milisler, kendi kontrolü altındaki bölgelerde sivil halka yönelik ihlallerine devam ederken, 27 Ağustos’ta da Yemen’in Zamar ilindeki bir köyün sakinlerine de saldırıda bulundu.

Başta kabileler ve Yemen Halk Kongresi partisi yandaşları olmak üzere birçok kesimden, İran destekli Husi milislere karşı korku bariyerlerini yıkma çağrıları yapıldı.

Kaynaklar tarafından Şarku’l Avsat’a aktarılana göre Husi milisler, 27 Ağustos’ta Damar ilindeki Hirbet köyü sakinlerine saldırdı. Bu çerçevede köy kuşatma altına alınırken, baskınlar sırasında 100’den fazla kişi gözaltına alındı.

Kaynaklar, Husilerin baskınlar sırasında çocuk ve yaşlılara tüfek doğrulttuğunu ve onlarca köylüyü de bölgeden sürdüğünü belirtti.

Kaynaklar ayrıca, Husilerin bir milisin öldürülmesinin ardından köy halkına misilleme yapmayı amaçladığını, güvenlik güçleri ile patlak veren çatışmalarda da 6 kişinin yaralandığını açıkladı.

Husilerin Damar ili sakinlerine karşı operasyonlarının artmasıyla birlikte, eski İçişleri Bakanı Tümgeneral Muhammed bin Abdullah el-Kavsi bölge halkına milislere karşı geniş çaplı ayaklanma, hükümet güçleri ile iletişim ve koordinasyonu güçlendirme çağrısı yaptı.

El-Kavsi, Husilerin Yemen’deki ilk düşman hareket olduğunu, tüm liderlerin anlaşmalar kapsamında hain olarak nitelendirilen milislerle mücadelede edeceklerini vurguladı.

Öte yandan Yemenli bir insan hakları örgütü, geçtiğimiz yılın sonlarında Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’e yapılan ayaklanma sırasında Zamar ve Hacca illerinde Husi milislerin çok sayıda ihlalde bulunduğunu söyledi.

Husi milislerin suçlarını takip eden bir insan hakları örgütü olan Uluslararası Barış Heyeti, insan hakları örgütleri tarafından dikkat çekilmeyen milis ihlallerini, özellikle de Zamar’daki Rasabe’de ve Hacca’da mevcut olan milis suçlarını belgelemeye çalıştıklarını vurguladı.

Heyet tarafından yapılan yazılı açıklamada, Husilerin 2 Aralık’ta unsurlarını Rasabe’ye gönderdiği, bölge halkına saldırı düzenledikleri, halka ateş açtıkları, bölgede askeri kontrol noktaları kurdukları ve çok sayıda insanın yaralandığı belirtildi.

Milislerin camilerde yaralıların bulunduğundan haberdar olduğunu, ancak kutsallıklarına bakılmaksızın bu alanlara baskın ve saldırı yapıldığı ifade edilen açıklamada, çok sayıda kişinin öldürüldüğü ve yaralandığı vurgulandı.

Aynı şekilde Husi milislerin, çok sayıda eve baskın düzenlediği, benzin istasyonları ve su pompaları da dahil çok sayıda mülkü yağmaladığı, 35 kişiyi gözaltına alıp bu kişilere işkence ettiği açıklandı.

Açıklamada ayrıca, insan hakları örgütlerine bu suçların unutulmaması ve sorumlularının soruşturulması çağrısı yapıldı.
Hacca ilinde işlenen diğer suçlara da değinilen açıklamada, “Milisler, 2 Aralık’ta Hacca’daki el-Zahrin bölgesinde Şeyh Ekrem el-Zerka’nın evine askeri ekipman ve ekip gönderdi. Ertesi gün açılan ağır ve hafif ateşler sonucunda şeyhin 12 yaşındaki oğlu Ethem öldürüldü” denildi. Açıklamada ayrıca milislerin Şeyh Ekrem ve oğlunun yanı sıra damadı Mücahid Avad’ı da öldürdüğü ve ailenin diğer üyelerini bölgeden sürerek, evi de havaya uçurduğu vurgulandı.

Uluslararası Barış Heyeti, başta belirtilen suçlar olmak üzere milislerin Hacca ve Zamar’da işlediği suçları kınarken, Husi milisleri de terörist gruplar olarak nitelendirdi. Aynı şekilde Barış Ekibi, uluslararası topluma da BM kararlarını ihlal ederek milislere silah kaçakçılığı yapılmasının da önüne geçilmesi çağrısı yaptı.