Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İnsan hakları örgütü, Husileri okullarda nefreti yaymakla suçluyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Suriye krizi, uluslararası ve bölgesel diplomasinin merkezinde yer alırken, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Steffan De Mistura, batılı güçlerin rejime yönelik saldırılarının tozu dağılmadan Cenevre müzakerelerine yeniden işlerlik kazandırarak anayasa komisyonunun kurulduğunu ilan edeceği tahmin ediliyor.

Suriye’ye ilişkin düzenlenecek diplomatik görüşmeler arasında, bugün, Belçika’nın başkenti Brüksel’de başlayacak ve yarın da devam edecek Suriye’nin Finansör Ülkeleri Kongresi’nin yanı sıra, iki gün sonra başlayacak ABD, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan ve Ürdün beşlisinin toplantısı, 15 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyesi ülke temsilcilerinin katılacağı İsveç’in başkenti Stockholm’de gerçekleşecek kapalı toplantı, Mayıs ayının ilk haftasındaki Türkiye-Rusya-İran üçlü zirvesi ve ABD Başkanı Donald Trump ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Washington’daki zirvesi de yer alıyor.

7 Süper Güç

“Dünyanın 7 süper gücü” olarak bilinen 7 ülkenin üst düzey yetkilileri, Kanada’nın Toronto kentinde Kuzey Kore, Suriye ve Rusya’ya dair bir toplantı düzenledi. ABD’li bir yetkiliye göre, toplantıda Rusya’ya ilişkin olarak, “Rusya’nın kirli yöntemlerine karşı mücadele edilmesi hususunda tam bir görüş birliği vardı. Kremlin’in barışı tehdit eden yönelimlerine karşı atılacak adımlar konuşuldu.” Yetkili, ayrıca, 7 ülke temsilcileri Rusya’nın Suriye’de kimyasal silah kullanılmamasının garantörü olduğuna ancak bunda başarısız olduğuna dikkat çekti. ABD Dışişleri Bakanı Vekili John Solivan ise Suriye’deki yöntemlerini değiştirmemesi halinde Moskova’dan hesap sorulacağını söyledi.

Rusya, sorumluluğunu yerine getirmedi

Şarku’l Avsat’a bilgi veren bir başka batılı yetkili ise Rusya’nın 2013 yılında ABD vardığı anlaşma ile “Suriye’deki kimyasal silah tersanelerini temizleme sorumluluğunu üzerine aldığını ancak sadece bu sorumluluğu yerine getirmekte başarısız olmakla kalmayıp, Esed rejiminin 2015 yılından sonra Rusya gözetiminde kimyasal saldırılar gerçekleştirmesini sağladı. Rusya, kimyasal silah kullanımını güvence altına aldı” dedi.

Batılı ülkelerin Esed rejimine yönelik düzenlediği askeri operasyonun sınırlı ve sahadaki dengeleri değiştirmeyi hedeflemeyen bir saldırı olduğunu dile getiren yetkili, söz konusu ülkelerin kırmızı çizgileri bir çok hatırlattığını ve kırmızı çizgisini korumaya devam edeceğini sözlerine ekledi. Yetkiliye göre, Washington ve Londra, Paris tarafından sunulan “Kimyasal suçluların yargıdan kaçmasını engelleme çalışmalarına” katılacağını ve kimyasal silah suçlularının yargılanması için BMGK dışı bir mekanizma yürütüleceğini bildirdi.

Yeniden imar

Toronto’daki toplantıya dair bir değerlendirme yapan ABD’li bir yetkili, “Washington yönetimi, Esed rejimi kontrolündeki bölgelerde yapılacak herhangi bir yeniden imar faaliyetine destek ulaşacağına inanmıyor” diyerek, ABD’nin doğrudan siyasi çözümle bağlantılı olarak gördüğü yeniden imar ile DEAŞ’tan kurtarılan bölgelerde istikrarın sağlanması çalışmalarının birbirinden ayrı düşünülmesi gerektiğini düşündüğüne dikkat çekti.

7 büyük gücün Suriye’nin yeniden imarına katkı sağlanmasına dair tavrını bugün Brüksel’de başlayacak Bakanlar toplantısında belirleyeceği tahmin ediliyor. Batılı bir yetkili, bu konuda, “Rusya kararını vermeli, rejimi siyasi çözüme zorlayacak mı? yoksa ardında yıkılmış bir ülke bırakacağı askeri operasyonların devamını mı isteyecek?” değerlendirmesini yaptı.

Beşli toplantı

Rusya’nın Ocak ayı sonunda Soçi’de düzenlenen “Suriye Ulusal Diyalog Kongresi” sonuçlarını yürürlüğe koyma sözünü tutmaması üzerine Paris yönetimi, Suriye’deki siyasi ve askeri durumun ele alınacağı bir beşli toplantı düzenlenmesini teklif etti.

Brüksel’de düzenlenmesi beklenen toplantıda, Rusya, Esed rejimini siyasi müzakerelere katılmaya mecbur etme, sivillerin öldürülmesini durdurma, herkesin güvenliğinin korunması için uluslararası ilkelere uyma ve savaşın bitirilmesi için çalışma çağrısı yapılacağı belirtiliyor.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile görüşen diplomatlar ise “Rusya, şuanda siyasi çözüme meyledecek durumda değil. Tam aksine krizi askeri yollarla bitirerek batılı ülkelerin siyasi çözümden kazanç elde etmesinin önüne geçmek istiyor” görüşünü dillendiriyor.

Moskova yönetimi, kendi kontrolündeki askeri ve siyasi süreçleri sürdürmek istiyor. Bir yandan rejimin askeri saldırıları devam ederken, diğer yandan Astana görüşmelerini ve bu görüşmeler sonunda ulaşılan Gerilimi Azaltma Anlaşması kapsamında, muhaliflerin Türkiye’nin etkisindeki Suriye’nin kuzey bölgelerine tehcir edilerek, İdlib’in Astana üçlüsünün insiyatifine bırakılmasını istiyor. Rusya bu amaçla rejim güçlerinin Cisr el-Şuğur ve Hama’nın kuzeybatısındaki Gab Ovası’na konuşlanmasını hedefliyor. Bütün bu adımlar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 11-13 Mayıs tarihleri arasında Londra’da gerçekleştireceği görüşmelerde gündemde olacağı tahmin ediliyor.

Buna karşılık, Türkiye’nin Afrin operasyonunun Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) gücünü azalttığını gören ABD ve müttefikleri de, ABD’nin Fırat Nehri’nin batısındaki varlığının geleceği hakkında istişarelerde bulunuyor. Bu konu Trump-Macron zirvesinde masada olacak. Fransa yönetimi, Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin hava desteği sağlaması karşılığında Fırat’ın batısına kuvvet konuşlandırmayı teklif edecek.

Bir başka askeri seçenek ise İran ve İsrail’in Suriye’de bir çatışmaya girişmesiyle ilişkili görülüyor. Batılı bir yetkiliye göre, “Rusya’nın Hizbullah’ın uzaklaştırılmasına dair verdiği sözleri tutmaması ve İran ile ona bağlı militanların Güney Suriye ve Golan bölgesinde gücünü artırması, İsrail’i harekete geçmeye zorluyor. İsrail, bu gelişmeleri izlemekle yetinmek istemiyor. Bu yüzden savaş seçeneği olası bir seçenek” değerlendirmesini yapıyor.