Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Irak genel seçimlerinde gelenek değişiyor! | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

12 Mayıs’ta yapılması planlanan Irak parlamento seçimleri yaklaştıkça, Iraklı seçmen, 2005 yılında başlayan ve son üç seçim döneminde görülmeyen paradokslar ve sürprizlerle karşılaşıyor. Belki de bu paradokslardan biri de, ülkenin daha önce sahip olduğu ve son seçimlere kadar var olan eski mezhepçi ve ulusal koalisyonların çoğunu etkileyen dağılma sürecidir. Şiiler, Ulusal Koalisyon çatısı altında kapsamlı bir çerçeveye sahiptiler. Aynı şey, Kürtler içinde geçerliydi. Kürtler kendilerini temsil eden Kürdistan Koalisyonu çatısı altında bir araya geldiler. Yine aynı şekilde, Sünniler, Sünni Koalisyonu adı altında birleştiler. Ancak bu güçlerin çoğu artık bölünmüş durumda.

Sivil akımlara yoğun katılımların olmasının yanı sıra en az 20 gazetecinin farklı listelerde aday gösterilmesidir. Ancak gözlemcilere göre 2018 seçimlerindeki en büyük sürpriz, 1970’li yılların ünlü şarkıcısı Fadıl İvad’ın, Irak’ın ilk Başbakanı İyad Allavi liderliğindeki Ulusal Koalisyonu’ndan aday gösterilmesi oldu. Daha önce Fadel Awad gibi birinci sınıf bir şarkıcı Irak parlamento seçimlerinde aday gösterilmemişti.

Mezhepçi eğilimden şikayetçi

Awad, milletvekilliği adaylığı konusunda Şarku’l-Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi: “Parlamento ülkedeki en yüksek yasama organı. Sesi duyulur. Ben ezilenlerin ve sanatçıların haklarını savunmak istiyorum. Bu benim önceliğim.”

Halen ülkede ağırlığı hissedilen mezhepçi eğilimden şikayet eden Awad, “Evlerini terk etmek zorunda kalmış, uçurumun kenarındaki insanlara bugüne kadar söylenen çürümüş bahanelerle yapılan haksızlıklara artık son verilmeli. Bu adaletsizlik son bulmalı. Ayrıca Irak Sorumluluk ve Adalet Yüksek Milli Komisyonu’da adaletsizliktir. Çünkü hâlâ insanların fikirlerini bahane ederek, bunlara baskı uygulama peşindeler. Fikirler tartışılır, ancak yok edilemez” ifadelerini kullandı. Awad ayrıca, seçim programının ana hatlarıyla ilgili olarak Ulusal Koalisyon listesi ile anlaşmasına rağmen, özel bir programı ve hedefleri olduğuna dikkat çekti.
Awad, 70’li ve 80’li yılların Iraklı ünlü şarkıcıları, Hüseyin Nimet, Yas Hadar, Hamid Mansur ve Sadun Cabir gibi isimlerin arasında yer alıyor. 1942’de Bağdat’ta doğdu. Iraklı uzmanlara göre Awad farklı renkte bir sese sahip. Çeşitli tarzlarda şarkılar seslendirdi.

Libya’da Arapça öğretmenliği yaptı

90’lı yıllarda o dönemdeki ekonomik ablukadan ve Saddam Hüseyin’in en büyük oğlu Uday’ın tacizlerinden kaçmak için çalışabileceği iş fırsatlarını değerlendirmek üzere yurt dışına çıktı. Libya’da Arapça öğretmenliğine başladı. Bununla ilgili olarak, Awad şunları söyledi:

“Saddam rejiminin sona ermesinden sonra, büyük isimler Irak’a geri döndüler. Ama sanatçıların bugün bile çektiği acılara bakın. Bir gün Kültür Bakanlığımız bizi onurlandırmayı düşündü ve elimize 500’er dolar sıkıştırdı. Bu uygun bir davranış değil. Sanatçı Zehra er-Rabi’i o dönem kanser hastasıydı. Tedavi masrafları bu paranın çok ötesindeydi. Eğer seçimlerde başarılı olursam, ezilenlerin ve sanatçıların haklarını şiddetle savunacağım.”

Iraklı sanatçı Fadel Awad, el-Mustansıriyya Üniversitesi’nde Arap Edebiyatı alanında doktora yaptı. Pek çok Arap şarkıcı tarafından seslendirilen ‘La Hayr’ isimli şarkının bestecisi. Awad’ın, bazıları tarafından ‘ulusal marş’ olarak isimlendirilen Irak’ta çok ünlü olan ‘Hasibinek’ şarkısının yanı sıra çok sayıda dillere dolanmış şarkıda imzası bulunuyor.

“Annem Şii babam Sünni”

Seçimlerden zaferle ayrılması konusunda ise Awad, “Geniş çapta bir kampanyam yok. Seçim kampanyam yakın iş arkadaşlarımla sınırlı. Ayrıca Bağdat’ın bazı bölgelerinde afişlerim asılı. Iraklıların genelinin mezhep yönelimlerinin olmadığını düşünüyorum. Benim bir mezhep yönelimim yok. Annem Şii ve babam ise Sünni kökenli” ifadelerini kullandı.

Son olarak, gerçeği söylemekten hiçbir zaman çekinmediği ve ‘ ülkede mezhepçi bir yönelimin olduğunu, bununda durdurulması gerektiğini’ söyledi. Awad, “Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin, iktidarı tekelleştirmek istemediğini söylerken, Maliki, her zaman kullandığı ifadelerle ‘ne diyelim’ İbadi iktidarı vermeyecek diyor. Her iki adam da aynı partide” diyerek yaşanan paradoksa dikkat çekti.

Siyasetten nefret ettiğini, milliyetçiler, komünistler ve Nasırcılar arasındaki kanlı ihtilafın son günlerinde 60lı yıllarda siyasetten elini çektiğini vurgulayan Awad, “Bu kez ezilenleri savunma için geri döndüm, siyaseti sevdiğimden değil” şeklinde konuştu.