Yeni Irak Meclisi’nde bir sahneye tanık oldum. Ama bu daha çok tarihi bir dizi ya da modern bir komedi dizisi gibiydi. ‘Ellembi’ karakteri ile meşhur Mısırlı tiyatrocu Muhammed Saad üzerinden eski tarihi sahneler ile dalga geçiliyor. Oyuncu, Abu Dulama’nınkine benzer bir sarık sarıyor ve Ellembi yaklaşımıyla fasih Arapça konuşuyor!

Bu sahne, Irak halkını özellikle de Basra, Nasıriye, Semava ve Hille halkını temsil ettiği var sayılan bir milletvekiline yönelik öfkeli bir yorumdu. Yorum, Allah’ın Irak’ın başına imtihan diye verdiği dindar Şii partilerden biri olan Fazilet Partisi Bloğu Lideri Ammar Tame’nin partisinin Irak’taki Müslüman Kardeşler’in bir kolu olan Sünni Irak İslamcı Parti’nin benzeri olduğu yönündeki yakıştırmalara karşı çıkışına yönelik yapıldı.

Milletvekili Ammar, niçin itiraz ediyor?

14 asır önce Hüseyin’in Kerbela çöllerinde susuz kalışını andığımız şu günlerde Basra halkı, şiddetli bir susuzluğa maruz kaldığı için mi?

Sayın Ammar Tame, ‘Irak Şii Evi’ kurucusu Merhum Ahmed el-Celebi’nin tanıklığında Irak’ın devlet hazinesinden yağma edilen milyarlarca dolar yüzünden mi karşı çıkıyor?

Yoksa ister İran ister ABD tarafından olsun, Irak’ın egemenliğinin ihlal edilmesi sebebiyle mi öfkelendi?

Hayır… Bunların hiçbirine sinirlenmedi. Sünni sayılan yeni Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi seçilene kadar yaştan ötürü geçici meclis başkanı olan ‘medeni’ bir milletvekili konuştuğunda yüzünün rengi kaçtı ve gözlerini açtı. Saygın milletvekili Doktor Muhammed Ali Zeyni, yeni Irak Meclisi’nin tamamlanan ilk oturumunda hizmetlerin gerilemesi ve yolsuzluğun yaygınlaşmasından ötürü Irak halkının çektiği çilelere dair yakıcı ve ulusal bir masumiyetle konuştu. Bu ismin, Şii ve Sünni her açıdan mezhepçilikle savaşan akıma mensup olduğu bilinen bir şey. Konuşması esnasında dünyanın göz bebeği, kadim dünyanın kalbi, Reşid ile Memun’un yuvası Bağdat’ın nasıl bu hale geldiği noktasındaki şaşkınlığını da gizleyemedi.

Şii Fazilet Partisi milletvekili Ammar Tame, Doktor Zeyni’nin konuşmasında Reşid ve Memun’un anılmasından başka öfkelenecek bir şey bulamadı mı?

Doğru ya bu iki isim Ehl-i Beyt imamlarının katilleri. Yani o böyle söylüyor. Tarihe karşı yüzeysel ve ilkel bakışı bir kenara bırakalım; mesela Memun’un ‘Alevi bir eğilime’ sahip olduğu bilinir. Bugün kadın erkek Iraklılar için Irak’ın güneyindeki Kufe ve Necef’ten daha önemli bir şey var mı? Yani sorun bugünün meseleleri mi yoksa Abbasi döneminin intikamları mı?

Iraklı yazar Adnan Hüseyin, Iraklı el-Meda gazetesinde şu yorumu yaptı: “İslamcı Fazilet Partisi Milletvekili Ammar Tame’yi etkileyen şey, Irak halkının siyasal İslamcı partilerin yönettiği mevcut rejim döneminde hala zulme maruz kalması, birçok şeyden mahrum bırakılması, insan hakları ve saygıdan yoksun kalmış bir vaziyette olması değildir. Bağdat’ın dünya başkentleri arasında çöplüğe benzer ve insan hayatı için en uygunsuz yerlerden biri haline gelmesi onun hiç umurunda değil.”

Irak, bundan çok daha iyisini hak ediyor. Onların yöneticileri, Bağdat için Harun ve oğlu Abdullah’ın yaptıklarının ancak çeyreğini yaptılar.