Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Irak parlamentosu seçimleri… Olacak ya da olmayacak | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Oylama gününe altı ay kala Irak’taki parlamento ve yerel seçimler için geri sayım aşamasına girildi. Fakat birkaç aydan bu yana sahada bir dizi itiraz ve siyasi ihtilaflar baş göstermeye başladı. Bununla beraber taktiksel bazı oluşum ve koalisyonlar da hareke geçmiş durumda. Amaçları, “Din, mezhep ve ırksal değil sadece ulusal yararı” esas alan bir birlik oluşturmak.

Bütün bu gelişmelere rağmen şimdi Bağdat’ta ve diğer yerlerde şu soru gündemde: Seçimler zamanında mı yapılıyor yoksa en az altı ay erteleniyor mu?

Anayasal olarak seçimlerin zamanında yapılması gerekiyor. Milletvekillerinin görev süresi, parlamento oturumunda belirtilen dört yıllık sürenin sonunda bitiyor. Anayasa, ülkede meclisin görev süresini bir gün dahi uzatma yetkisini hiçbir güce vermemektedir. Şimdi bu durum gerçek bir çıkmaza işaret ediyor. Çünkü Haziran 2014’te DEAŞ tarafından işgal edilen ve Sünni çoğunluğa sahip beş bölgede hâlâ anormal koşullar sürüyor.

Bu bölgelerde ertelenmiş İl Genel Meclisi seçimleri de yapılacak. Çünkü DEAŞ’a karşı savaş, Ninova, Anbar ve Selahaddin bölgelerinde yürütülmüştü. Buradan göç etmek zorunda kalanların büyük bir çoğunluğu şehirlerine geri dönemedi.

Irak Göç ve Göçmenler Bakanlığı istatistiklerine göre, DEAŞ istilasının başlamasından bu yana beş bölgede yaşayan 5 milyon 300 bin kişiden 3 milyondan fazlası yerinden oldu ve geri dönemedi. DEAŞ tarafından işgal edilen alanlar kurtarılmış olmasına rağmen ağır bir şekilde tahrip olan şehir ve kasabaların yeniden imar çalışmalarına henüz başlanamadı. Yerlerinden edilen nüfusun evlerine dönmesinin önündeki en önemli engel budur. Bu durum da önümüzdeki genel ve yerel seçimlere katılımlarını engelleyecektir.

Ülkedeki önde gelen Sünni gruplar seçimlerin ertelenmesini istedi. Bunlardan bazıları seçimlerin yerlerinden edilenlerin geri dönmesi ve şehirlerindeki istikrarın yeniden sağlanarak normal hayatlarını sürdürmeye başlamalarının ardından yapılmasını talep etti. Aksi takdirde seçimleri boykot etmekle tehdit etti. Irak Başbakanı Haydar İbadi, seçim tarihini açıklamadan önce bunu başaracağına söz vermişti. Ancak kentlerin yeniden inşası ve yerinden edilmiş kişilerin seçim zamanına kadar dönebileceklerine dair herhangi bir işaret henüz yok. Bilakis bu Sünni güçler, kurtarılmış şehirlerdeki askeri tezahürü azaltma ve güvenlik dosyalarının bölgenin asıl sahiplerine teslim etme taleplerini dile getirerek yukarıdaki şartların yerine getirilmesini dahi yeterli görmüyor. Bazıları da seçimlerin her halükarda yapılacağı endişesiyle Sünni güçlerin bu duruma bağlı kalmayacağını görüyor ve boykotun bir sonraki mecliste Sünni temsilcilerin bulunmaması anlamına geleceğine inanıyor. Seçim tarihini ertelemek için en fazla çabayı gösteren Sünni siyasi liderler, son iki dönem meclis seçimlerine katılmış olanlar. Son yıllarda meydana gelen hadiselerden dolayı seçmenin kendilerini cezalandırmasından  korkuyorlar. Tam anlamıyla çözümü yıllar alabilecek yerinden edilen insanlar konusunun yanı sıra seçim kanununda da görüş farklılıkları var. 2015 yazından bu yana faaliyetlerini sürdüren Goran Hareketi, yaklaşan seçimlerde adaleti sağlamak için yeni bir yasanın yürürlüğe sokulmasını veya mevcut yasada değişiklik yapılmasını istiyor.

Bununla birlikte, bir sonraki mecliste üye sayısının artırılması ya da azaltılması için de çelişkili talepler var. Artış talep edenler sayının 390 olmasını istiyor. Zira anayasa her yüz bin kişi için bir milletvekili seçilmesini zorunlu kılıyor. Planlama Bakanlığı’nın tahminlerine göre Irak’taki nüfus 39 milyona yükselmiş durumda. (1997’den bu yana sayım yapılmadı. Bazı siyasi güçler, özellikle Şiiler, açık bir delil sunmadan nüfus sayımının yapılmasına karşı duruyor. Siyasi çevreler, Şii siyasi partilerin, nüfus sayımının Şii nüfus oranının aslında varsayılan yüzde 63 oranından düşük olduğunu göstereceğinden korktuklarını dillendiriyor.)

Tasarruf politikaları çerçevesinde parlamentodaki sandalye sayısını 300’e düşürmek ya da meclis üyeliğini azaltmak yönünde çağrılar da var. Şu an çeşitli oturumlarda meclisin aktif üyelerinin sayısının 250’yi aşmadığı açık.

Ayrıca 2005 yılından bu yana özel bir konumda olan ve seçimsiz kalan Kerkük eyaletindeki yerel seçimler hakkında hafife alınamayacak anlaşmazlıklar mevcut. Anlaşmazlık, eyaletin tartışmalı alanlarından biri olarak kaderini belirleyen Eyalet Konseyi ya da Federal Parlamento olup olmadığı üzerinde yoğunlaşıyor. Kerkük’teki durum ve diğer tartışmalı bölgeler, geçen ekim ayında federal hükümet güçleri tarafından kontrol edildikten sonra daha da karmaşık hale geldi.

Federal Hükümet ve Kürdistan Bölgesel Hükümeti arasında kendi kaderini tayin hakkına ilişkin referandumun aksine, yakın ve zor olan kriz, seçimlerin ertelenmesine neden olabilecek faktörler olarak ön plana çıkıyor. Bu seçeneğin Bağdat’taki Yeşil Bölge’de güçlü bir şekilde dillendirildiği açıktır. İbadi’nin yakın arkadaşlarından bazıları erteleme seçeneğinden açıkça söz ediyor. Bunlardan biri Hukuk Devleti Koalisyonu milletvekili Muhammed Cafer. Cafer, geçen hafta yaptığı basın açıklamasında “hükümetin seçimleri zamanında yapma konusunda ciddi olduğunu” söyledi. “Kerkük’ün yanı sıra Kuvvetler Birliği’nin üç ili, yani Ninova, Anbar ve Selahaddin ile diğer bölgeler, üç Kürt vilayetinin de aralarında bulunduğu seçimleri zor 7 bölge var” dedi. Cafer ilave olarak şunları kaydetti: “Yedi bölgenin katılımının olmaması halinde seçimlerin gelecek yıla kadar ertelenmesinin zemini hazır hale gelecektir. Ancak, Federal Mahkeme’nin bu ertelemeye dair bir kararı olmalıdır.”

Geçmiş deneyimlere kıyasla Federal Mahkeme’nin erteleme kararı alması imkânsız değil. İbadi’nin hükümetini bir parlamento olmadan da çalıştırabileceğini görenler var. Anayasada bu seçeneğe başvurmayı engelleyen hiçbir kaide yok. Ancak Şii Ulusal İttifakı ve Hukuk Devleti Koalisyonu’nda buna şiddetle karşı çıkanlar mevcut. Zira bu durumun İbadi’nin ikinci dönemdeki başbakanlık şansını artıracağından korkuyorlar. Muhalif kanat bunu istemiyor. Kısacası, seçimleri erteleme topu tam olarak İbadi’nin sahasında bulunuyor.