Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Irak Savunma ve İçişleri Bakanlıkları Abdülmehdi’nin uhdesinde kalırken, Sadr ve Amiri arasındaki anlaşmazlık devam ediyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Irak’ın başkenti Bağdat’taki siyasi gözlemciler, yeni Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi’nin “içişleri ve savunma bakanlıkları adayları hususunda siyasi bloğun bir karara ulaşmasına kadar” her iki bakanlığı vekaleten üstleneceğine dair açıklaması hakkında, “ülkedeki siyasi krizin derinliğini yansıtıyor” değerlendirmesinde bulundular.

Abdülmehdi, ilgili bakanların atanması ve İçişleri, Savunma, Adalet, Eğitim, Kültür, Yüksek Öğretim, Göç ve Göçmenler, Planlama gibi bakanlıklar için önerilen adayların ise parlamento tarafından reddedilmesinin ardından, söz konusu iki bakanlığı şahsi olarak üstleneceğine dair divan emri çıkardı

Abdülmehdi, hükümetinin perşembe günü güvenoyu almasının ardından gerçekleştirdiği ilk basın toplantısında, güvenoyu almak için meclise sunulan bakanların isimlerinde herhangi bir değişiklik olmadığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Sünni Ulusal Eksen Cephesi Milletvekili Muhammed el-Kerbuli, savunma bakanının kim olacağına kendilerinin karar vereceklerini; çünkü bu bakanlığın, Sünni grubun hisselerinin ilki olduğu açıklamasında bulundu. Kerbuli, ilgili bakanlık hususundaki anlaşmanın, elde ettiği sandalyeler ile mecliste temsil edilen söz konusu bloğun liderleri olmaksızın gerçekleşmeyeceğini belirterek, bu bakanlık adayının belirlenmesinin kendilerinin uhdesinde olduğunu ifade etti.

Kerbuli sözlerini şöyle sürdürdü:

“Savunma Bakanlığı için adayımız, herkes tarafından saygı duyulan ve takdir edilen, ayrıca eski bir lider ve askeri figür olan Haşim el-Derraci’dir. Bu bakanlık için başka bir ismin geçmesi düşünülemez. Anlaşma ve uzlaşı olmadığı bahanesiyle devletin ve hükümetin bu bakanlığı vekaleten elinde tutmayı sürdürmesini artık kabul etmiyoruz. Geçtiğimiz yıllar boyunca Savunma Bakanlığı adayları Sünni bileşenin temsilcilerinden değil, onların ortakları arasından seçildi. Bugünden itibaren bunu kabul etmiyoruz.”

Islah ve İnşa blokları arasında anlaşmazlık devam ediyor

Öte yandan, Şarku’l Avsat’ın süreci yakından takip eden bir kaynaktan edindiği bilgilere göre, Islah ve İnşa blokları arasında İçişleri Bakanı olarak adı geçen Faleh el-Feyyaz hakkındaki anlaşmazlık devam ediyor. Sadr Hareketi lideri ve Sairun koalisyonun destekçisi olan Mukteda el-Sadr’ın Faleh el-Feyyaz hakkında veto verdiğini belirten kaynak, bundan dolayı Abdülmehdi’nin söz konusu ismi onaylayamayacağını söyledi.
Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Faleh el-Feyyaz, özellikle Hadi el-Amiri’nin liderliğini yaptığı el-Fetih ile İnşa bloğunun adayıdır. Feyyaz’ın ve bir dizi destekçisinin bloktan ayrılmasının öncesinde en büyük blok olmaya hazırlan Islah koalisyonunun bir parçası olan Haydar el-İbadi liderliğindeki Zafer koalisyonundan ayrılan Faleh el-Feyyaz’a Sadr’ın destekçileri tarafından açık bir karşıtlık görünmezken; Sadr, sebep göstermeden onu reddetmeye devam ediyor. Diğer taraf ise söz konusu isim üzerinde ısrar ediyor. Öte yandan bu, Washington tarafından güçlü bir şekilde desteklenecek olan İbadi’nin ikinci dönem başbakanlığa dair planlarını suya düşürdü.”

Sistani’nin suskunluğu devam ediyor

Her ne kadar resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, kendisine Abdülmehdi’yi desteklediği nispet edilen Necef merkezli Şii dini merci Ayetullah Ali es-Sistani’nin hükümet hakkındaki suskunluğu devam ediyor.

Iraklı Şii din adamı ve mercii Cevad Halisi, dün Bağdat’ın Kadhimiya şehrinde verdiği hutbede, pozisyonların dağılımı meselesi hususunda hala bir değişim olmadığını söyledi. Ayrıca Irak halkına mezhepçiliği aşmak ve kotalardan kaçınmak için verilen sözlerin yerine getirilmesine dair hiçbir değişikliğin gerçekleşmediğini belirtti. Halisi, bu yolun yolsuzlukla mücadelede başarılı olamayacağına ve ülkeyi içinde bulunduğu krizden kurtaramayacağına dikkat çekerek, her tarafın halkın üzerinden elde edilen zenginlik ve pozisyonlarla meşgul olacağını belirtti.

Cevad Halisi sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Seçimler ve teşkil edilen hükümetler de dahil olmak üzere siyasi süreç ve uzantıları hakkındaki düşüncelerimiz ne olursa olsun, haya ve edepten geride kalanları görünüşte bile olsa muhafaza etmek gereklidir. Terör kalıntısı ve yolsuzluk sembolü olan isimlerin ezilen halkımıza dayatılmasına izin verilemez. Öyleyse, az da olsa hayadan geride kalanları muhafaza edin.”