Kürdistan özerk bölgesindeki güvenlik güçlerine ve görevlilere, belirli tarafların çıkarına oy kullanmaları amacıyla “baskı” yapıldığı yönündeki iddialar üzerine Başbakanlık Ofisi Sözcüsü Saad el-Hadisi “yasaların ciddi şekilde ihlal edildiği ve sorumluların kanunlara uygun olarak cezalandırılacağı” açıklamasında bulundu.
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), söz konusu haberleri yalanlasa da muhalif Kürt partileri, bazı kesimlerin bu tür bir baskı uyguladığını savunuyor.
Başbakanlık ofisi tarafından 5 Mayıs’ta yayınlanan bildiride, özerk Kürdistan bölgesinde güvenlik güçleri ve devlet memurlarının, iktidar yandaşları tarafından işten çıkarılma veya başka bir yere nakledilme gibi tehditlerle belirli bir yönde oy kullanmaya zorlandıkları belirtildi.
Hadisi, “Bu uygulamalar doğru ve yasaların ciddi bir şekilde ihlal edildiği anlamına geliyor. Sorumlular kanunlara uygun şekilde cezalandırılacak. Devlet organlarının görevi, seçimlerin bütünlüğünü sağlamak ve seçmenlerin oylarının özgürlüğüne ve gizliliğine saygı duymaktır” dedi. Yetkili ayrıca, bölge halkına bu tür tehditlere kayıtsız kalma çağrısı yaparken, halkın yanında duracaklarını belirtti.
Aynı şekilde KDP milletvekili Necibe Necib de “El-Hadisi, Hükümet sözcüsü olarak ve Kürdistan’daki seçim yarışında yer almazken, kanıtı olmaksızın bu şekilde suçlamalarda bulunma hakkına sahip değil” ifadelerini kullandı. Bölgedeki seçmenler üzerinde herhangi bir baskının olmadığını söyleyen Necib, seçimlere 1 haftalık zaman kaldığını belirterek “Seçmenler üzerinde nasıl baskı kurulabilir?” dedi.
Necibe Necib, “Başbakan İbadi’nin Kürdistan’da bir seçim listesinin var olması, baskının yapılmadığı ve bölgenin hoşgörü alanı olduğunu göstermekte. Eğer KDP oy kazanmak için seçmenlere baskı yapıyor olsaydı, tüm oyları kazanırdık” şeklinde konuştu.
KDP muhalifi bazı Kürt güçlerin, seçmenlere baskı yapıldığı hususunda bazı suçlamalar ortaya attığını söyleyen Necib, “Kürt muhalefetinin sorunu, bölgeye ve halkına hizmet eden gerçekçi seçim programları yürütmekten ziyade Demokrat Parti’ye saldırma stratejisine odaklanmaktan kaynaklanıyor” dedi.
Öte yandan Kürdistan İslami Grubu milletvekili Zana Said, seçmenlere baskı yapıldığı konusunda Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Peşmerge güçleri sınır muhafızları, Erbil’de KDP ve Süleymaniye’de de Birlik Partisi için kapalı asayiş seçim özgürlüğüne sahip değil” ifadelerini kullandı. Erbil hükümetinin ve Demokratik Parti’nin Kürt muhalefeti arasındaki en önemli yüzlerinden biri olan Zana, “Bölgedeki güvenlik güçleri, genellikle başkalarına oy vermeleri halinde işten çıkarılma veya sert uygulamalarla tehdit ediliyor. Bazı durumlarda yetkililerin, oylarını doğrulamaları için cep telefonlarıyla fotoğraf çekmeleri istenmekte” dedi. Bazı güvenlik güçlerinin muhalif partilere sempati duyduğunu söyleyen Zana Said, ceza korkusu nedeniyle istedikleri adaylara oy veremediklerini vurguladı.
Başbakan Haydar el-İbadi liderliğindeki Zafer koalisyonu da dahil Arap seçim listelerinin kazanma şansına değinen Zana, Arap ve küçük Kürt listelerinin seçimlerde az bir şansının olduğunu belirtti. Zana Said, Kürdistan’daki seçmenlerin oylarının Kürdistan İslami Grubu, İslami Birlik ve Yeni Nesil Hareketi’nin yanı sıra KDP, Birlik ve Değişim Hareketi’ne gideceğini ifade etti.
Öte yandan bağımsız seçim komisyonu, dün Haşdi Şabi unsurlarının da seçimlere katılacağını açıkladı. Komiserler Kurulu üyesi Mutemed Musavi yaptığı açıklamada, kurulun, güvenlik güçleri üyeleri de dahil, unsurların verilerini inceledikten sonra, Haşdi Şabi heyetinden, çalışanlarının tüm bilgilerini göndermelerini istediğini belirtti. Musavi, kurulun henüz herhangi bir cevap almadığını söyledi.
Bu çerçevede özel kaynaklar tarafından Şarku’l Avsat’a aktarılana göre, Haşdi Şabi’nin herhangi bir isim göndermede yaşadığı başarısızlık, kendi listeleri kapsamındaki birçok hayali isimle bağlantılı olabilir.