Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Irak seçimleri… Vur-kaçma | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Bu, şiddetli bir savaştır. Fakat bu savaşın tarafları, geleneksel savaşın kurallarına göre vurup kaçmaları gerekmiyor. Burada da bir vurma eylemi var. Ancak vuran tarafın kaçması gerekmiyor. Aksine hareketsiz bir şekilde yerinde kalması gerekiyor. Geleneksel savaşlarda vurup kaçanın ismi ve şekli belliydi. Karşı taraf, açık bir şekilde saldırıp düşman için gizli olmayan bir yere çekiliyordu. Ancak bu savaşta saldıran, mevcut ve mevcut olmayan bir yere sığınıyor. O, sanal âlemde mücadelesini veren elektronik bir ordudur. Bu ordu, paralı editörlerden, gazetecilerden, yazarlardan, ses, resim ve grafik teknisyenlerinden oluşmaktadır. Genelde bunların ücretleri, ürünlerinin topladığı “beğeni” ve “paylaşım” sayısına göre hesaplanıyor.

Irak, genel ve yerel seçimlere hazırlanmak için 2005 yılından bu yana şu anki kampanyaya benzer bir propaganda kampanyasına şahit olmadı. Bu kampanyada “bel altına vurmak”, son derece açık ve net bir hale geldi. Elektronik ordular, özellikle kadın adaylara yoğunlaşarak rakip listelerin adaylarına yönelik siyasi ve sosyal iftira operasyonları üzerinde gece gündüz çalışıyorlar. Amaç, siyasi iftiranın ötesinde meydanı erkeklere bırakmaları için kadın adayları çekilmeye zorlayacak bir atmosfer yaratmaktır.

Geçtiğimiz haftalar boyunca internet siteleri ve özellikle de sosyal paylaşım siteleri üzerinden tamamen aldatıcı ve yalan haberler, karalayıcı raporlar ve aralarında kadın adayların da olduğu üzerinde oynanmış fotoğraflar ve videolar yayınlandı.

Başlangıçta bu çalışmaların fırtınalı bir etkiye sahip olduğu doğrudur. Fakat çok geçmeden bu çalışmalar, söz konusu iğrenç kampanyanın arkasında duranlara yönelik bir öfkeye dönüştü. Yaygın düşünceye göre onlar, bu tür kara propagandaya harcama yapmak için büyük miktarda parayı elinde bulunduran etkin siyasi güçlerdir. Bu öfke, halk çevrelerinden bazı dini çevrelere özellikle de Necef’teki Şii yüksek dini otoriteye intikal etti. Şöyle ki Şii dini otorite, 13 Nisan Cuma hutbesini Irak toplumunun ahlaki yapısını korumaya davet konusuna ayırdı. Dini otoritenin Kerbela’daki temsilcisi Ahmed el-Safi, birtakım davranışların toplumda yavaş yavaş yayılmaya başladığından ve toplumsal bir duruma dönüştüğünden bahsetti. Ahmed el-Safi; rüşvet olgusunun, kamu parasının çalınmasının ve ırza tecavüzün yayıldığına işaret etti.

Bu alçak kampanya, Şii yüksek dini otorite dışında ülkede demokratik sürecin devam etmesi ve geliştirilmesi için seçim komisyonunun yanında çalışan Birleşmiş Milletler(BM) Irak’a Yardım Misyonu’nu(UNAMI) da harekete geçirdi.

BM Genel Sekreterinin Özel Temsilcisi Jan Kubis, yaptığı bir açıklamada bu tanıtım kampanyalarını tenkit etti. Jan Kubis, Irak’taki siyasi partilerin ve sosyal oluşumların demokratik süreci parçalamaya hizmet eden bu tür iğrenç çalışmaların karşısında durması gerektiğini belirtti. Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği, adaylara yönelik bu tür tanıtım ve karalama kampanyaları konusunda endişelerini dile getirdi. ABD Büyükelçiliği, kadınlara yönelik bu tür saldırıların ve karalama kampanyalarının hayal kırıklığı olduğunu ve durdurulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca büyükelçilik, seçimlerin doğruluğunu tehdit eden bu tür ihlaller konusunda soruşturma yürütülmesine teşvik etti.

Geçen Perşembe günü Rus kanalı “RT”ye ait haber sitesi, seçim komisyonundaki bir yetkiliye dayandırdığı habere göre partilerin elektronik hesaplara ve montaj işlemlerine yönelik harcamalarının, aylık 250 bin doları geçtiğini ve bu konuda İslami partilerin ilk sırada yer aldığını ifade etti. Söz konusu haber sitesi, farklı kişilere yönelik fotoğraf ve film yapmak için uluslararası video ve programlama şirketlerinden yardım alındığını, bir-iki saat yayın yapması için yerel ve Arap kanallarının kiralanmaya çalışıldığını belirtti.

Bu iğrenç propaganda kampanyası, Irak’ta yeni bir dönemin başlamasının üzerinden 15 yıl geçtikten sonra siyasi uygulamanın korkunç bir şekilde yozlaştığını göstermektedir. Bu durum, siyasi sürece hâkim güçler arasında iktidar, nüfuz ve para üzerindeki şiddetli çatışmadan kaynaklanmaktadır. Bu güçler, genelde siyasal İslami güçlerin arasından çıkmaktadır.

Bu güçler, şu an gerçek bir çıkmazla yüzleşiyorlar. Saddam Hüseyin rejiminin yıkılmasının ardından “takva” ve “dindar” İslamcıların; içinde bulundukları sıkıntılı durumdan, diktatörlük döneminden ve bu dönemin savaşlarından kaynaklanan kapsamlı gerilemeden kendilerini kurtaracağını düşünen Iraklılar, yeni dönemde Irak’a büyük miktarda finansal kaynak akışı(800 milyar dolardan fazla) olmasına rağmen şu an durumlarının iyileşmediğini aksine kötüleştiğini gördüler.

Irak kamuoyu, bu tür kara propagandayı şiddetli bir şekilde kınadı. Birçok insan, bu kampanyaların arkasında duran etkili güçlerin, bazı kadın adayların sözde yüz kızartıcı davranışlarıyla ilgilenmelerinin sırrını merak ediyor. Oysa bu güçler, idari ve mali yolsuzluk meseleleri karşısında susuyorlar ve elektronik ordular, bu meseleleri ifşa etmekle ilgilenmiyorlar. Seçimlerde aday olan eski milletvekili Fettah el-Şeyh, birkaç gün önce Irak yargısının 13 bin yolsuzluk meselesini sonuçlandırmada başarısız olduğunu açıkladı. Peş peşe 3 dönem Irak’ta iktidara gelen siyasi kütleler aracılığıyla yönetim dümenine geçen pek çok Iraklı yetkilinin yolsuzluğa karıştığına dikkat çekti.

Rakiplerin çekilmesi ve meclise ulaşmalarının engellenmesi için yürütülen çalışmaların yanı sıra bu kampanyalar, aslında seçim zamanı gelmeden önce kartların karıştırılması ve geçen 15 yıl boyunca devleti ve toplumu idare etmede nüfuz sahibi (İslami) partilerin gerçekleştirdiği fiyaskoyu örtme sürecidir. Bu güçler, halkın söz konusu güçlerin yaptıklarına dair ısrarlı sorularını kulaklarıyla işitip gözleriyle görüyorlar. Bunun için Şii dini otoritenin başlattığı “Tecrübe, tecrübe edilmez” sloganı altında etkin güçlerin ve liderlerinin yararına oy verilmemesi konusunda güçlü bir kampanya yürütülüyor. Hatta bazıları, bu seçimlerin aynı yolsuz ve etkin sınıfı yeniden üreteceği bahanesiyle seçimleri boykot etmeye davet etti. Büyük bir ihtimalle önümüzdeki ay seçim sonuçları, milyonlarca dolara mal olan bu iğrenç propaganda kampanyasının 15 yıldır devam eden siyasi süreç gibi faydalı olmadığını gösterecektir.