Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Irak sınırında kaos | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Irak’ın güneyinde görülmedik bir yaz ve cehennem sıcakları yaşanıyor. İran elektrik vermeyi kestiği için günde sadece birkaç saat elektrik verilebiliyor. Bu da yetmezmiş gibi bu büyük ülkede hala bir hükümet yok. Buna ek olarak Irak, yazları sorunlar mevsimi olarak tanınıyor. Genellikle kaos, savaş ve devrimlere gebe olması ile biliniyor.

Necef ve Basra şehirleri arasındaki mesafe aslında çok uzun ve 400 kilometreden fazla. Buna rağmen kaos iki şehre de hakim olmuş durumda. Basra diğer Irak şehirlerine nazaran daha fazla sorunları olan bir şehir. Olayların seyrine bakıldığında, güneyde gerilimi arttırarak merkezi hükümeti zayıflatmak ve bölgeyi tehdit etmek niyetinde olanlar var. Sadece Basra değil, Irak’ın tamamı iki sorunlu dönemin kalıntılarından kurtulmaya çalışıyor.

Birincisi; 25 yıl süren savaş ve krizlerle dolu Saddam dönemi. İkincisi ise; işgal dönemi ve ardından yaşananlar.

Ülke, bu dönemde tam bir kaosa sürüklendi. Ama Haydar İbadi’nin yönetime gelmesiyle ağır seyreden bir iyileşmeye şahit olduk.

Basra’ya hakim olan kaos merkezi, hükümetin zayıflığının doğal bir sonucu. Bağdat’taki hükümet hasta bir adam gibi ve görevlerini yerine getiremiyor. Bunun nedeni milis grupları, dini liderler ve partiler gibi yönetime ortak olmak isteyen birçok grubun varlığı ve artık herkes tarafından bilinen İran-ABD çekişmesi. Kuşkusuz İran bağımsız ve başarılı bir Irak’ın kurulması önündeki en büyük engel. Çünkü Tahran’daki rejim komşusu Irak’ı kendisinin coğrafik ve mezhebi bir uzantısı ve kendisinin bir eki olarak görüyor. Son birkaç yıl boyunca İran, Haşdi Şabi gibi paralel güçler kurarak, haksız ikili anlaşmalar, Irak’ın petrol gelirlerini kendi operasyonlarının finansmanında kullanma, kendisine bağlı kukla bir hükümeti yönetime getirerek Irak’ı kontrol altına almaya çalışma gibi politikalar aracılığıyla Bağdat’ta ki merkezi hükümetin güçlenmesine engel oldu. İran bu konuda tam bir başarı elde edemese de Bağdat hükümetini felce uğratarak vatandaşlarına yeterli elektriği sağlama, şehirlere musallat olan silahli örgütleri ortadan kaldırma, iş fırsatları yaratma ve İran ile milis güçlerinin güneyin iç işlerine müdahale etmesini engellemek gibi görevlerini yerine getirmekten aciz bir hükümete dönüştürdü.

Seçimlerin sona ermesinin ardından durum daha da kötüleşti. Çünkü bugün Iraklıların çile ve sıkıntılarını arttıracak şekilde bir hükümet boşluğu krizi yaşanıyor. Kimin başbakan olacağının kararlaştırlması beklenirken ve bu belirsizlik dönemini uzatıp ülkedeki krizi derinleştiren partiler arasında kimin koalisyona katılacağı yönündeki anlaşmazlıkların ortasında, hükümet organları neredeyse felç olmuş durumda. Yukarıda zikredilen sorunların tamamı sadece Irak’ın iç işlerini kapsıyordu.

Dış sorunlara gelince, Irak, İran ve Kuveyt ile birlikte Körfez’in kuzey başını oluşturuyor. Bu bölge üç gücün hem karadan hem de denizden aynı sınırları paylaşması nedeniyle potansiyel bir gerilim bölgesi olma özelliğini taşıyor. Bu üç ülkenin güçleri hep bir endişe ve tetikte olma durumunda. Buna ek olarak bu hassas bölgedeki karmaşık askeri dengeler nedeniyle hem karada hem denizde ABD’nin büyük bir askeri varlığı bulunuyor.

İran düşmanlarını zayıflatmak için yeni cepheler açmak ve uluslararası toplumu tehdit etmek gibi Lübnan ve Yemen’de oynadığı oyunların aynısını burada da oynamak istiyor. Irak’ın güneyinde konuşlanan milis güçleri İran Devrim Muhafızları tarafından Lübnan’daki Hizbullah örgütü ve Yemen’deki Husiler gibi olmaları için eğitiliyorlar. Bu gelişmiş örgütler İran Devrim Muhafızları adına savaşıyorlar.

Körfez bölgesini kaosa sürüklemek ve Irak’ı hem kendi içinde hem de komşularıyla bir savaşa sürüklemeyi amaçlayan bir krizin öncü işaretlerine şahit oluyoruz. Ardından İran, kendi şartlarına boyun eğilmesi karşılığında savaşı durdurma ve arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu ilan edecek. Artan ABD baskıları karşısında İran rejimi, karşı karşıya olduğu zorlukların bedelini başkalarına ödetmeye çalışıyor. İran’ı ABD açısından eskisinden daha iyi şartlar barındıran yeni bir nükleer anlaşma imzalamaya zorlamaya çalışan Donald Trump yönetiminin, bunun için kendisini ekonomik ve siyasi açıdan boğma planını başarısızlığa uğratmaya çalışıyor. Irak’ın güneyi, Rusya’nın aleyhine dönen tutumu ve İsrail’in Suriye’de askeri güçlerini ve milislerini hedef alan saldırıların ardından karşı karşıya kaldığı büyük kayıpları telafi etmek isteyen İran’ın yeni oyun sahası olabilir.