Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Irak’ın Basra’sı Libya’nın Berka’sı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Basra ve Berka’yı (Sirenayka) yalnızca ortak harfler değil tarih ve coğrafya da bir araya getirir. Nitekim biri Saddam diğeri Kaddafi rejiminden olmak üzere ikisi de Arap diktatörlerinden çok çekmiş ve birçok kez rejimleri düşürmenin eşiğine gelmiş şiddetli ayaklanmalar sebebiyle kriz merkezi haline gelmiştir. Basra ve Berka’yı kader arkadaşı kılan bir diğer özellik de en büyük petrol rezervlerini barındırıyor olmalarıdır.

Ötekileştirme ve yoksulluk, zulme ve haksızlığa karşı başkaldırı, tarihsel zorluklar, bu iki bölgeyi bir araya getirdi ki daha önce diktatör rejimlerinin uyguladığı ötekileştirmenin, şimdi “Arap Baharı demokrasileri” tarafından tekrar edildiği ve tek farkın zaman olduğu ortaya çıksın. Her ne kadar biz Libyalılar, İran’ın veya onun tehlikeli rejiminin Basra’da felâket ölçüsünde estirdiği ötekileştirmeye şahit olmasak da.

Ötekileştirme, halkı gündelik hayatın seyrinde zor bir durumun içerisine sokuyor. Zenginliklerin dünya ülkeleri tarafından benimsenen temsil oranlarına ve her bölge için konan üç ana ölçüte (alan, nüfus ve zenginlik) göre dağıtılmasında hiçbir şekilde âdil davranılmıyor. Zenginlikler, bu zenginliğin kaynağı olmayan, belirli yerlerde toplanıyor ve diğerlerini bundan mahrum ediyor.

Örneğin; büyük bir petrol hazinesi olan Basra, petrol yüzünden tutuşmuyor.

Peki Basra neden yanıyor?

Irak’ın mal varlığının yağmalanarak Tahran’daki Veliyy-i Fakih’e sunulmasından,

Humeynici devrimin ihraç edilmesi adına terörizme kaynak olarak kullanılmasından,

Evet tüm bunlardan duyulan bıkkınlığın yaktığı bir kıvılcım yüzünden tutuşuyor Basra…

Basralıların ayaklarının altındaki onca para nereye gitti?!

Aynı şekilde Berka da Libya petrol rezervlerinin yüzde 70’ini barındırıyor ve o da onlarca kurbanın verildiği çeşitli ayaklanmalara sahne oluyor.

Ne için?

Aynı sebepten: Merkezî siyasetin sonucu olarak kaynakların adaletsiz bir şekilde dağıtılması ve sağlık, istihdam ve diğer kamu hizmetlerinin aksatılması.

Basra’daki gösteriler, göstericiler tarafından siyasal İslamcı partilerin (Bedr Örgütü, İslam Yüksek Konseyi, Davet Partisi, İslamcı Parti, Hikmet Hareketi, Seyyidü’ş-Şüheda Tugayları, Fazilet Partisi, Asaib-i Ehl-i Hak, İrade Hareketi, en-Nüceba Hareketi, el-Horasani Hareketi, Ensarullah-ı Evliya (Sadık Allah Dostları), Hizbullah, Sa’rullah (Allah’ın İntikamı) Hareketi binalarının ateşe verilmesiyle sonuçlandı. Amaç, Basra sokaklarının isimleri farklı olsa da tek bir kaynaktan yani İran’dan beslenen ve bir uzantıdan başka bir şey olmayan bu karton oluşumların varlığını kabul etmediğini göstermekti.

Basra gösterileri, farklı analizlere konu oldu. Bunların arasında her ne kadar öfkeli göstericilerin genelinin İran plan veya projesine bir bağlılığı olmasa da bunun Güney Irak’taki petrol şirketlerini hedefleyen ve Güney Şii Devrimi’ni kullanmaya yönelik bir İran planı olduğu yönünde söylenti de yer alıyor. Bu bölgenin daha önce de gösterilere sahne olmasından ötürü bu, göz ardı edilebilecek bir şey değildir. Zira İran’ın ve ajanlarının sızmayı gerçekleştirdikten sonra bu gösterileri yönlendirmede etkin bir rolü vardı.

Hizmetlerin ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi talebiyle ortaya çıkan gösterilerin çoğunun başında genellikle deneyimli bir siyasi liderliğin olmaması da önemli bir nokta. Bu durum, şartların elverişli hale gelip İran istihbaratı ve Velayet-i Fakih rejiminin Basra halkının susuzluğunu sömürmeye dayalı planları olgunlaştığı zaman sızmayı daha da kolaylaştırabiliyor.

Irak’ın en büyük ikinci şehri olmasına rağmen hizmet kalitesinin oldukça düşük olduğu Basra, büyük ayaklanmalara sahne oldu. Rejime karşı en büyük halk ayaklanması olan 1991 Şaban ayı ayaklanması bunlardan biri.

Bir diğeri de hizmetlerdeki eksiklik sebebiyle Basra ve Güney Irak’ın bazı şehirlerinde çıkan ve günlerce süren 1999 ayaklanmasıdır. Bu ayaklanmanın Basra için yaktığı kıvılcım, tarım arazilerinin yüzde 87’sinin kaybına sebep oldu ve hükümetin yolsuzluğu ve apaçık ihmalin gölgesinde bölgeyi felâketzedeye dönüştürdü. Bu ayaklanmaların başlığı farklı da olsa her ikisi de bugünün ürünü olmayıp senelerin uzantısıdır.

Basra gösterileri, gösterilerin alanının genişleyeceğine dönük beklentilerin varlığında yeni gösterilerin habercisi olabilir ve işler kontrolden çıkabilir. Her ne kadar hükümet, polis kurşununa giden kurbanlardan sonra göstericilerle doğrudan temastan kaçınsa da.

Yani Basra harap olduktan sonra…