Her zamanki gibi Irak’ın büyük filozofu İbrahim El-Aşakir Caferi yine kürsüdeydi. Ama bu kez, dünyanın önemli platformundan, BM’nin yıllık Genel Kurulun’dan seslendi bizlere.

Düşünür, kuramcı ve vizyonist Ebu Ahmed; sahip olduğu bilgi ambarı, ilim hazinesi, parlak hitabet yeteneği ve Cahız gibi derin bilgisi ile bir kez daha tüm dünyayı şaşırttı. Doğrusu ufak bir sürçi lisan ve basit bir iddia ile Irak’ta 3 bin yıldan uzun bir süredir yaşayan birisine, Bağdat’ı kurmak gibi küçücük bir başarıyı nispet ederek büyük bir lütuf ve keremde bulundu. Kuşkusuz bu iddia uluslarararası toplantıya katılanları en çok eğlendiren şeylerden biriydi.

Caferi, ülkesinin tarihinin büyüklüğüne kapılarak tüm dünyaya Irak tarihi hakkında bir ders vermek istemiş gibi görünüyor. Halife Me’mun ve Reşid’in izinden yürümek isteyen Fazilet Partisi Genel Başkan Yardımcısı’nın bu eşsiz tarih dersi vesilesiyle, tarih dersleri vermek konusunda Iraklı yöneticilerde görülen bu yeni ve şiddetli tutkunun nereden kaynaklandığını doğrusu bilemediğimizi de belirtmiş olalaım. Neyse biz yine BM’de konuşan şu filozof arkadaşımıza dönelim de bizlere nasıl bir tarih dersi verdiğine bir bakalım?

Dini, etnik ve çoğulculuğun merkezinin Bağdat olduğunu belirttikten sonra Caferi, Akad Kralı Sargon’un, ”Bağdat, dünyanın kubbesidir. Onu yöneten kişi dünyayı yönetir ve dünyanın dört rüzgarını kontrol eder” sözünü bizlere hatırlatıyor. Başlangıçta çoğulculuktan bahseden Caferi’nin neden birden şan,şeref ve büyüklük ifade eden bu alıntıyı yapma ihtiyacı hissettiğini doğrusu anlayamadım. Neyse ağzına sağlıktan başka ne diyebiliriz ki!

Ama asıl önemli olan nokta bu değil de Akad Kralı Sargon’dan birden Ebu Cafer El-Mansur’a atlayan Irak Dışişleri Bakanı’nın zamanda gerçekleştirdiği o ışık hızındaki atlamadır. (Kim bilir, belki de Dr. İbrahim’in Mansur’un adını bile yanlışlıkla anmıştır.)

Arabiyye kanalına konuşan Irak tarihi profesörü Udey El-Haşimi; ”Akad Kralı Sargon ile Bağdat’ın kurulması arasındaki zaman aralığı 3 bin yıldan fazladır”diyerek, BM’de diplomatik heyetlerin önünde Irak Dışileri Bakanı’nın bu bilgiyi doğrulamayan konuşmasını garipsediğini belirtti.

Aynı çerçevede, siyasi analistçi Hamid Hasan da; ”Geçmişte de Caferi’nin buna benzer çıkışları olmuştur. 2015 yılında İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile görüşmesi sırasında Caferi: ”DAEŞ’e açılmamız gerekir” ifadesini kullanmıştı. Bu sözlerin hazır bulunanlar üzerinde yaarttığı hayret ve şaşkınlığı görünce Caferi sözlerini düzeltmek zorunda kalmıştı” dedi.

Sadece bir hatırlatma; daha önce de belirttiğimiz gibi bu peygemberlik iddiasında bulunan birinin iddiası ya da ayağı sürçüp düşen bir soylu at gibi dil sürçmesi de olabilir. Caferi’nin BM’de dünyaya seslendiği anlarda, sözde İslamcı cahil ve sahtekarların kurşunları Akadlı Sargon’un torunları olan Iraklı güzelleri öldürüyordu.