Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Irak’ın güneyinde fırtınalar koparken, batıda sessizlik hakim | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Irak’ın Şii çoğunluğa sahip merkez ve güney bölgeleri, hizmetlerdeki aksaklıklar ve kötü yönetime karşı eşi benzeri görülmemiş bir halk ayaklanmasına tanık olurken, DEAŞ’ın büyük bir yıkıma neden olduğu Selahaddin, Anbar ve Ninova gibi batı ve kuzey bölgelerde ise sessizlik hakim.

Siyaset Bilimi Profesörü İyad el-Anbar, ülkenin güneyinde patlak veren gösterilerin, bölge sakinlerinin elektrik ve diğer hizmetlerden şikayetçi olduğunu gösterirken, aynı zamanda Irak’ın yaşadığı bölünmeyi de gözler önüne serdiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan el-Anbar, “DEAŞ, bir süre kontrol altında tuttuğu batıdaki şehirlere hasar vermekle kalmadı. Aynı zamanda buradaki halk, anayasanın güvence altına alması gereken doğal haklarından da maruz bırakıldı. Protesto hareketleri, ülkenin merkez ve güneyde Şiilerden, kuzey ve batıda Sünni Araplardan ve Kürdistan bölgesinde Kürtlerden oluşan 3 ana bloğa bölündüğünü gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

Anbar, ‘’Selahaddin ve Ninova sakinleri, kamu hizmetlerinin iyileşmesini ve cezaevlerindeki tutukluların serbest kalmasını talep eden bazı gösterilere katıldı. Aslında ilk gösteriler 2013 yılında başlamıştı, ancak meydana gelen bölünme ve ayrışma, DEAŞ’ın güçlenmesinin de önünü açtı’’ dedi.

Batıda protestoya cesaret edilemiyor

Selahaddin Senatosu Sözcüsü Mervan el-Cebare de Sünni bölgelerdeki gösterilerin 2013 yılında adeta bir dönüm noktası olduğunu belirtti. El-Cebare, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Ne yazık ki o dönemde yetkililer, güvenlik zafiyetini ve DEAŞ’ın güçlenmesini protestoların doğrudan bir sonucu olarak gördüler” ifadelerini kullandı.

Sözcü, “Sünni halk, hala herhangi bir gösterinin terörizm ile bağlantılı olabileceğinden korkuyor. Bu sebeple hizmetlerdeki kötüleşmeye ve güney bölgelere kıyasla geri kalmaya rağmen hiç kimse protestoya cesaret edemiyor” dedi.

Mervan el-Cebare, “Batıdaki halk güneydeki protestoları destekliyor, kendilerinin ikinci sınıf vatandaş olarak muamele gördüğünü düşünüyor. Gösteriler yönetime karşı olarak nitelendiriliyor. Halk taleplerini ifade edebilecek uygun araçlara sahip değil” şeklinde konuştu.

Terör korkusu protestoyu engelliyor

Protesto gösterileri dışında vatandaşların dışarı çıkmasını engelleyen başka bir nedene daha dikkat çeken El-Cebare, bunun ‘özellikle Selahaddin’de sosyal paylaşım sitelerindeki aktivistlere yetkililer tarafından uygulanan sıkı kontrol’ olduğunu ifade etti.

Sözcü, son olarak Facebook’ta kötü hizmetleri eleştiren bir gencin birkaç gün önce gözaltına alındığını hatırlattı.

Anbar’daki Ulusal Koalisyondan eski milletvekili adayı Ziyad el-Arar ise kötüleşen hizmetlere rağmen terörden etkilenen illerde gösteri yapma olasılığının düşük olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan el-Arar, “Felluce’deki bir mahallenin sakinleri, son birkaç gecedir iki saatten fazla elektrik kullanamıyor. Buna rağmen protesto yapmayı düşünmüyorlar’’ yorumunu yaptı.

Ziyad el-Arar ayrıca, ‘Batı bölgelerinde yönetimin ve güvenlik güçlerinin, vatandaşlara resmi bir talepte bulunsalar dahi gösteri yapma izni vermediğini’ söyledi. Arar, “DEAŞ’ın kalıntılarının hala var olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, herhangi bir protesto hareketinin örgütün lehine kullanılabileceği kanaatindeyim. Halk da bunun farkında ve bundan dolayı bir gösteri yapmayı düşünmüyor. Hatta güney protestolarına bile destek vermeyi düşünmüyor. Çünkü bu durum güneydekileri de etkileyebilir” ifadelerini kullandı.