Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Iraklı kadın yazarların 2003 sonrası deneysel roman tecrübeleri | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

2003 yılından sonra Iraklı kadın yazarların kaleme aldığı deneysel romanları mercek altına alan Dr. Said Hamid Kazım araştırmasında söz konusu eserlere yönelik yazarların tecrübelerini aktardı.

Dr. Said Hamid Kazım’ın ‘2003 Sonrası Iraklı Kadın Yazarların Deneysel Roman Tecrübeleri’ adlı kitabı, Şam’daki Temmuz Yayınevi tarafından yayınlandı. Çalışkan bir araştırmacı ve eleştirmen olarak tanıdığımız yazar Dr. Kazım, okuyucuyu deneysellik ve yenilik, edebi ve sanatsal modernlik sorunlarıyla karşı karşıya bırakan çalışmaları eleştiren kitabında kavramlar ve edebi terminolojinin yorumlanmasında kullanılan ölçütü sorguluyor.

Daha önce Irak’ta benzer bir feminist kitap yazılmamıştı. Dr. Kazım, farklı kuşaklar, dinler ve ailelerden yazarların romanlarına yer verdiği kitabında 15 Iraklı kadın yazarın kaleme aldığı toplam 20 deneysel romandaki tecrübelerini değerlendiriyor. Bu kapsamlı araştırma kitabında Lütfiye Duleymi, İnaam Kachachi, Havle er-Rumi, Gülizar Enver, Duna Gali gibi isimlerin yanı sıra diğer Iraklı ünlü romancılar da yer alıyor.

2003 yılının ardından Iraklı kadın yazarların deneysel roman tecrübelerine odaklanan kitap aslında 2016 yılında Babylon Üniversitesi’nde doktora yapan araştırmacının üniversite tezi. Kapsamlı bir girişle güçlendirilen kitap, dört bölümden oluşuyor. 466 sayfalık bu uzun çalışma, üniversite tezi konusuyla ilgili kaynak ve referanslar içeriyor.

Deneysel roman, James Joyce tarafından kaleme alınan ‘Ulysses’, Virginia Woolf tarafından yazılan ‘Dalgalar’, Samuel Beckett’in ‘Godot’yu Beklerken’ kitabı ve Marcel Proust’ın ‘Kayıp Zamanın İzinde’ örneklerinde olduğu gibi yazarın hem biçem hem de içerik olarak gelenekten koparak yeni yollar oluşturduğu bir edebiyat türüne ait.

Ulysses, yazarın temayı parçaladığı ve anlatıyı bir güne indirgediği bir deneme. Bununla birlikte modern bir edebiyat örneği olarak nitelendirilebilir. Önceki kitapların özelliklerini barındırmayan eser, yazarın kendisine has bir üslupla anlatıda bulunduğu metnindeki bilinç, monolog ve özgün akışla bu alana bir yenilik getiriyor.

Dr. Kazım’ın kitabını okuyan bir okur, yazarın, kadın yazarları herhangi bir sınıflandırma yapmadan, deneysel roman çeşitliliğinin kritik başlangıcını eleştiri merceği altına aldığını fark edecektir. Araştırmacı bu deneysel romanlardaki karakterlerin belirsizliği, nedensellik, dış sesin anlatımı, felsefi vizyonları ve açık uçlu son gibi birçok noktayı mercek altına alıyor.

Deneysellik ve modernlik bir bozuk paranın iki yüzü gibi olduğundan araştırmacı, özellikle romandaki ana temanın karmaşasına odaklanan, hayal gücünü, hafızayı ve bilinçaltını ortaya çıkaran, okuyucunun olayları yeniden düzenlemesi ve hikâyenin üretimine katkıda bulunmasını isteyen Fransız deneysel romanı başta olmak üzere modern Batı romanı üzerinde durması gerekiyor.

Eleştirmen Said Hamid, neden sadece 15 yazara ait 20 romanı seçtiğine bir açıklık getirmiyor. Daha önce isimlerini zikrettiğimiz beş yazarın yanı sıra Aliye Memduh, Hediya Hüseyin, Betül el-Hudari, Vefa Abdurrezzak, Emira Faysal, Reşa Fadıl, İlham Abdulkerim, İnas Esir, Havra’ en-Nidavi, Belkıs Hamid Hasan, Dr. Kazım’ın kitabında yer alan diğer Iraklı kadın yazarlar. Bazılarının en azından bir veya iki roman kaleme aldığı unutulmamalı. Peki, deneysel romanı nasıl seçtiler? Sorulması gereken bir diğer soru ise Dr. Kazım, Selma Salih, Hayfa Zengene, Maysalun Hadi, Gada Sıddık Rasul, Leyla Kasrani ve daha birçokları gibi Iraklı kadın roman yazarlarının diğer güçlü romanlarını neden ihmal ettiği…

Hiç kimse geçen yüzyılın başlarından günümüze, Lütfiye Duleymi’nin anlatı ve kurgu yeteneğiyle Irak’taki hikâye anlatıcıları ve roman yazarları arasında ayrı bir yeri olduğundan şüphe etmez. Duleymi omuzlarındaki yüke bir de çeviri, eleştirel makale ve köşe yazarlığını da eklemiş bir yazar. Roman, tiyatro, destan, fantastik hikâye ve benzeri pek çok edebi türde kaleme aldığı eseri var. Aynı durum gazeteci ve romancı kimliği ile tanıdığımız yazar İnaam Kachachi için de geçerli. Kachachi, ‘Amerikan Torunu’ adlı romanıyla kısa sürede en çok satanlar listesine girmeyi başarmıştı. Bununla birlikte ‘Kalbin Irmakları’, ‘Bölünme’ ve ‘En-Nebize’ adlarında hem deneysel hem de modern türde olmak üzere üç romanı daha var.

Aliye Memduh’un romanları, Memduh’un edebi cesaretini ortaya koyan olağanüstü denemelerden oluşuyor. Ancak eleştirmen Dr. Kazım kitabında Memduh’un ‘Yabancı’ romanındaki felsefi görüşlere odaklanıyor.

Havle er-Rumi ise, ‘Sessizce Eğlenirken’ romanında bilinmeyen yerler olarak nitelendirdiği bataklıklara doğru yola çıkıyor. Hediye Hüseyin’in kaleme aldığı ‘Yağmur’, Duna Gali’nin ‘Vahşi Evler’, Lütfiye Duleymi’nin ‘Satürn’ün Kadınları’ kitapları da tıpkı Rumi’nin eserinde olduğu gibi mekân merkezli eserler.

Fakat Dr. Kazım, Betül el-Hudari’nin, ‘Gayb’ adlı romanında doğaüstü hikayelerden vazgeçmediğine ve doğaüstü hikâyelerdeki sanatsal sorunlarını gördükçe, arıları daha önce bilmediğimiz vahşi ve şeytani varlıklara dönüştürdüğüne inanıyor. Ayrıca Dr. Kazım’a göre Hudari bu romanı adeta bir kamera perspektifinden bakarak anlatıyor.

Diğer yandan edebi ve sanatsal türler arasındaki engelleri aşma bağlamında Gülizar Enver’in ‘Kara Kutu’ adlı romanı ön plana çıkıyor. Bunun yanı sıra İnaam Kachachi’nin ‘Amerikan Torunu’ adlı romanı film ve belgesel şeklinde derlemeleriyle yoğun bir ilgi gördü.

İnas Esir’in Irak romanındaki kurgudan büyük ölçüde yoksun olan ‘Semiramis’ romanı ise bir efsaneyi yeniden canlandırıyor.

Dr. Kazım, bazı Iraklı romancıların, Gülizar Enver’in ‘hikâye anlatıcılığı ve romancılığı’ ile ilgili kaleme aldığı ‘Kara Kutu’ adlı romanında olduğu gibi bir ‘üst anlatı’ tekniği ortaya koyduklarına inanıyor. Kazım’a göre üst anlatı tekniği, Belkis Hamid Hasan’ın ‘Mona Lisa’ mitini tersine çevirerek kaleme aldığı ‘Mona Lisa’dan Kaçış’ romanında da bulunuyor.

Araştırmacı eleştirmen Dr. Said Kazım, doktora tezini çok sayıda sonuçla tamamlıyor. Özellikle Iraklı kadın roman yazarlarının profesyonellik ve çalışma ile sanatsal farkındalık unsurlarını romanlarında güçlü bir şekilde ortaya koydukları tezine ulaşıyor. Ayrıca, roman ile diğer edebi ve sanatsal türler arasındaki bu rekabetçi, yenilikçilik eğiliminin kadın romancıların eserlerinde daha çok belirginleştiğinin altını çizen Dr. Kazım, cinsiyet ayrımcılığını ise reddediyor. Dr. Kazım son olarak ayrıntılara odaklanan romancının ufkunu daha cesur sorulara açtığı ve okuyucuyu gizli gerçekleri incelemeye teşvik ettiğini de tez çalışmasının sonuçları arasında sıralıyor.