Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Iraklı seçmenler bir sonraki hükümetin kimliğini belirliyor | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Colorado Üniversitesi mezunu, ekonomi alanında Iraklı akademisyen, Dr. Muhammed Ali Zeyni, yüz ya da daha az Amerikan doları karşılığında 1 Temmuz’da göreve başlayacak yeni Irak parlamentosundan bir koltuk satın aldı. Zeyni, en yaşlı üye sıfatıyla meclisin açılış oturumunun başkanlığını yürütecek.

‘Satın aldı’ ibaresine şaşırmayın. Zira Irak parlamentosundaki koltukların bir borsası vardır. Her dört senede bir ‘hisseleri’ dolaşıma sokulur ve bu işlem, il meclislerinin koltukları ve ardından üst düzey devlet makamları (bakan yardımcılığı, kurum başkanlığı, genel müdürlük vs.) için tekrarlanır. Bunların her birinin ücreti, milyon dolarlara varabiliyor. Bu, yargı soruşturmalarının ortaya çıkardığı ve bu borsalara göre iş tutanlar tarafından itiraf edilmiş bir şeydir.

Irak’ta parlamento veya il meclisinin üyesi olmak ya da bir kurumun başkanlığını yapmak, Alaaddin’in lambasına ya da sihirli yüzüğüne sahip olmak gibidir. Makamını ve nüfuzunu kötüye kullanmaya niyetlenen, pozisyonu ve gücünü kendi çıkarına kullanan bir bakan, yardımcısı, genel müdür ya da bir parlamento üyesi, bu zenginliğe ulaşabilir. Irak’ta var olan ancak başka birçok ülkede benzeri olmayan bir gelir kaynağı oluşturan maaş, ödenekler ve diğer ayrıcalıkların yanı sıra bir parlamento üyesi, bundan çok daha fazla gelir elde edebilir. Milletvekilinin, ilgili bakan veya müdürün katında işini kolaylaştırdığı şirketlerden ve iş adamlarından aldıkları rüşvetten bahsediyorum.

Mevcut parlamentonun üyelerinden biri, canlı olarak yayınlanan birçok televizyon yayınında bu duruma açıklık getirdi. Söylediğine göre parlamentodaki ‘tüm’ mesai arkadaşları, sundukları hizmetlerden ‘komisyon’ alan birer rüşvetçi. İtirafçı, kendisini de bu işin dışında tutmuyor ve hatta bir defasında bir aracılık işinden bir milyon Amerikan doları aldığını söylüyor. Parlamentodan bir üye de çıkıp da meslektaşının açıklamalarına itiraz etmedi. Hatta Meclis bile rüşvet aldığını itiraf eden üyesi hakkında herhangi bir disiplin cezası veya soruşturma açmadı. Ne Cumhuriyet Savcılığı ne de Tarafsızlık Komisyonu; kimse bu vekili soruşturmak için harekete geçmedi!

Dr. Zeyni’nin meclis koltuğunu satın aldığı yüz dolar, seçimlerdeki tanıtım kampanyası adına renkli bir afiş bastırmak için kullanıldı. Bu afişi bazı tanıdıklarına dağıttı ve fotoğrafını Facebook’ta paylaştı. Afiş oldukça sade ve küçüktü. Ona değer katan, Zeyni’nin aday gösterildiği seçim listesinin ismi olan ‘Demokratik Sivil İttifak’, liste numarası ile yer aldığı sırası. Irak bayrağı ile kaplanan afişte, ülke haritasının bir tarafında yüzünün yarısı gözüküyor. Bunun yanı sıra aldığı diplomalar (petrol ekonomisi alanında doktora, aynı alanda yüksek lisans, elektrik mühendisliği ve hukuk alanında lisans) hakkında ayrıntılı bilgiye de yer verilmiş. Afişte şu slogan yer alıyor: “Vatanperverlik, tarafsızlık, yeterlilik”. Ve “Irak halkı, hırsızlığa ve yıkıma giden yolu kesmek, vatanı yeniden inşa etmek ve halkı gözetmek için tarafsız ve yeterli vatanperverlere her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır” yazılı bir cümle.

Bu küçük miktar ve mütevazı sunumla Dr. Zeyni, seçimlerde Bağdat’tan 7251 oy aldı. Bu sayı, yeni mecliste bir koltuk kapması için yeterli. Bununla birlikte Irak’ta pek tanınmıyor. Zira uzun yıllardır yurtdışında yaşıyor. Onun dışında kimileri, televizyon reklamları için yüzlerce hatta bazen milyonlarca dolar harcadılar. Kimileri ise Bağdat caddelerini, meydanları ve binaları kapladı. Ama buna rağmen bazısı başarısız olurken bazısı emeline ulaştı. Parlamentoya girmek için yüklü miktarları gözden çıkarıp başarılı olanlar, harcadıklarını geri almak için tabi ki ellerinden geleni yapacak. Vekil maaşı ve dört yıllık ödenekler, milyon doları bulamaz. Yani demek oluyor ki bu kişiler, gözlerini, soruşturmalarda ve yukarıda bahsedilen vekilin itirafında ortaya çıkan yasa dışı başka gelir kaynaklarına dikecek.

Iraklı seçmen, Dr. Zeyni’nin yanı sıra bunun gibi seçim kampanyasına çok fazla para harcamayan onlarcasının lehine oy kullandı. Seçmenler, böbürlenen adaylara oy vermeye yanaşmadı ve onları düşürdü. Mezhepçi ve dini kimlikten uzak, örnek bir seçim. Hıristiyan Ammar Francis Batris, Bağdat’ın güneydoğusunda yer alan Şii Vasit (Kut) kentinden bir koltuk aldı. Bu kentte yer alan Hıristiyan ailelerin sayısı, bir elin parmaklarını geçmez. Batris, ‘Sairun’ listesinden aday gösterildi ve 5 bin 300’den fazla oy elde etti.

Dr. Zeyni’ye göre, Batris ve benzerleri, vatanperver ve tarafsız olarak ün yaptıklarından ötürü kazandı. Seçim kampanyasına büyük paralar harcamalarına rağmen başarısız olanlar da yine aynı sebepten kaybetti ama ötekilerin aksine mezhepçi, bozguncu ve meclis görevlerinde başarısız olmakla ünlendiler. Parlamentodaki görevlerinde sona yaklaşan vekillerin çoğu da son seçimlere katıldı ancak seçmenler, 329 koltuktan sadece 97’sini onlara tekrar verdi. Yeniden seçilmeyenler arasında mezhepçi söylemleri ile sempati toplayan Meclis Başkanı, onun birinci yardımcısı, bakanlar, blok liderleri ve vekiller gibi önde gelen isimler de yer alıyor.

Dr. Zeyni, Batris ve benzerlerinin seçilmesi, Iraklıların 2003 yılından beri kaderlerine hükmeden siyasi tabakaya verdiği bir başka mesajı içeriyor. O da şu ki; devlet makamlarının dağıtılmasında particilik, mezhepçilik, kavmiyetçilik artık iş görmüyor. Bundan sonra onlara hayat hakkı tanınmayacak.

Seçimleri kazanan ana siyasi güçler arasında tartışma konusu olan hükümetin oluşumunun, seçim sonuçlarının da gösterdiği üzere mezhepçi olmayan bir eğilimle gerçekleşeceği düşünülmektedir. Iraklılar, şimdi tarafsız, vatanperver ve yeterli bir yönetim istiyor. Çoğunluğu Sünni mi Şii mi veya Müslüman mı, Hıristiyan mı, Yezidi mi Sabii mi ya da Arap mı Kürt mü Türkmen mi; bunun bir önemi yok. Aksi takdirde Irak’ın 2015’in ortasından son seçim arifesine kadar yaşadığı ve gösteri hareketlerinin çok ötesine geçen siyasi ve toplumsal kargaşalara şahitlik etmesi oldukça muhtemeldir.