Iraklı bir siyasetçi, yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen Başbakan Adil Abdulmehdi’nin çarşamba günü tüm beklentilere uygun olarak hükümet kabinesini ilan etmesinin hemen öncesinde iki Kürt parti (Kürdistan Demokratik Partisi ve Kürdistan Yurtseverler Birliği) arasındaki atmosferi yumuşatmaya çalıştığını açıkladı.
İsminin açıklanmasını istemeyen Iraklı siyasetçi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“Abdulmehdi, Berhem Salih’in cumhurbaşkanı olarak seçilmesinden sonra ilişkileri büyük ölçüde bozulan iki ana Kürt partisi (KDP ve KYB) arasındaki atmosferi yumuşatmak için sessiz bir şekilde arabuluculuk yapıyor. Abdulmehdi’yi buna teşvik eden durum, öncelikle onun iki parti nezdinde de kabul edilebilir olmasıdır. Bu, böyle bir görevi yürütmek için onu uygun bir arabulucu kılıyor. Mesud Barzani liderliğindeki KDP’nin Abdulmehdi’nin hükümetine katılma isteğinin de bunda etkisi var. Abdulmehdi bir yandan gördüğü kabulü, diğer yandan da Barzani’deki isteğini fırsat bilerek iki Kürt parti arasındaki uçurumu kapatmaya çalışıyor. Özellikle de iki Kürt parti arasındaki ilişkinin Bağdat’ta cumhurbaşkanlığı, Kürdistan’da ise bir sonraki hükümet düzeyinde gerginliğini koruduğu şu süreçte bunu yapıyor.”
Siyasetçi yaptığı açıklamada Abdulmehdi’nin 15 bakanını bu hafta sunmayı planlaması, bir sonraki hükümetin oluşturulmasındaki gidişat ve bloklar arasında kotalar ile bölgeler konusunda anlaşmazlıklar olup olmadığı hakkında da şunları söyledi:
“Sünnilerden oluşan Ulusal Eksen Cephesi’ni içeren Bina Koalisyonu içinde anlaşmazlık var. Çünkü Ulusal Eksen Cephesi, ikisi yönetim alanında olmak üzere altı bakanlık talep ediyor. Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti’ni ve Hadi al-Amiri liderliğindeki Fetih’i de içeren Bina Koalisyonu ise bu talebi reddediyor.”
Ulusal Eksen Cephesi milletvekili Falih el-İsavi ise dün yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:
“Adil Abdulmehdi ile devam eden diyalog ileri aşamalara ulaştı. Ulusal Eksen Cephesi tarafından temsil edilen Sünni unsurun payı, şu ana kadar tartışılan diğer iki bakanlığa ek olarak, ikisi yönetim ve kalan dördü hizmet alanında olmak üzere 6 bakanlıktan oluşuyor. Bakanlıklar, Ulusal Eksen başlığı altındaki bloklara dağıtılacak. Bunda dağıtım kapsamındaki iller ve partiler dikkate alınacak. Ulusal Eksen liderleri, bizden çok şey bekleyen kitlelerimizin haklarının harcanmaması için Abdulmehdi ile sürekli temas halinde. Batı illerindeki kitlelerimiz bu illerin yeni hükümette bir bakanlık, bir milletvekili ya da bir bakan desteği olmaksızın Abdulmehdi’nin şartlarının dışında tutulmasını talep ediyor.”
Siyasi bloklar ise hükümetin ilanı için geri sayımın başlamasıyla birlikte isteklerinin çıtasını yükseltti. Irak milletvekili Muhammed Medlul el-Cerba, Şarku’L Avsat’a yaptığı açıklamada Haydar İbadi liderliğindeki Nasr Koalisyonu’nun önde gelen ismi Ali es-Süneyd ile aynı fikirde olduğu başlıkları şöyle sıraladı:
“Siyasi blokların taleplerini artırma nedeni Abdulmehdi’nin Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Fetih Lideri Hadi el-Amiri ve Ulusal Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hakim tarafından verilen özgürlük çatısından yararlanarak onlardan bağımsız olarak hareket etmek istediğini düşünmeleridir. Abdulmehdi, tamamen bağımsız olarak hareket etme niyetindeki siyasi blokların hükümete dahil olmaları için önde gelen Sünni, Şii ve Kürt şahıslarla temaslarda bulundu.”
El-Cerba siyasi bloklara ilişkin şunları aktardı:
“Siyasi bloklar, Abdulmehdi’nin bakan atama mekanizması konusunda önceki seçim dönemleri boyunca devam eden eski yönteme başvurmasını bekliyorlardı. Ancak Abdulmehdi, liyakat sahibi isimlerle bizzat görüşerek siyasi blokları şaşırttı. Bu durum kendisine seçim konusunda tam bir özgürlük vermekte ciddi olmadıklarını gösteriyor.”
Ali es-Süneyd de Şarku’l Avsat’a duruma ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Abdulmehdi, bütün blokları zorda bırakmada başarılı oldu. Siyasi bloklar, dürüstlüğünden ve liyakatinden şüphe edilmemesi ve partizan isimlerin aday gösterilememesi konusunda ciddi olduklarını göstermek için Abdulmehdi’ye mevcut milletvekilleri ve eski bakanlar arasında yer almayan liyakat sahibi şahıslar sunmalı. Her ne kadar bloklar kota yaklaşımını tamamen terk edemeseler de liyakat sahibi isimleri aday göstererek Başbakan’ın isteğine büyük ölçüde boyun eğdi. Başbakan ayrıca bu bloklara yalnızca seçim haklarına göre değil, yönetim makamları açısından da yapılan dağılımı belirleme fırsatı verdi. Başbakan bu nedenden dolayı blokların liderleriyle bu konuyu tartışmakla yükümlüdür.”