Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Irak’ta partisel bölünmeler | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Siyasi gözlemciler, Irak’ta Yüksek Mahkeme’nin seçimlerin zamanında yapılması yönündeki kararından sonra önümüzdeki 12 Mayıs’ta düzenlenecek olan seçimlerin sonuçlarının sahtekârlık ve oy satın alma gibi olayların meydana gelmemesi halinde önceki seçimlerden farklı olacağını iddia ediyorlar. Bu iddianın kaynağı ise 2005 yılında yapılan ilk seçimlerden bu yana eski parti ittifaklarının parçalanması ve bölünmesidir. Bununla ilgili net deliller var. Irak’taki en güçlü ve en eski partilerden birisi olan İslami Dava Partisi’nin liderleri arasındaki anlaşmazlık nedeniyle parti kendi içerisinde bölündü. Şu anki Irak Başbakanı Haydar İbadi, seçimlere katılmak için “Zafer Koalisyonu” adı altında yeni bir oluşum kurdu. Yeni koalisyon içerisinde Haşdi Şabi ve sahadaki liderleri yer alıyor. Fakat bu koalisyon uzun sürmedi. Çünkü Haşdi Şabi’nin liderleri Zafer Koalisyonu’ndan çekildiler.

Önceki Irak Başbakanı, Dava Partisi’nin üyesi ve eski başkanı Nuri Maliki, Kanun Devleti Koalisyonu’ndan kendisinin aday olduğunu açıkladı. Irak Eski Başbakanı İyad Allavi, 33 partinin yer aldığı el-Vataniye koalisyonunu teşkil etti. El-Arabiye koalisyonunun başkanı Salih Mutlak da mezkûr koalisyona dâhil oldu.

Irak Meclis Başkanı Selim Cuburi, mezhepçiliğin ötesinde yeni bir koalisyon oluşturdu. Koalisyonda Arap Projesi Genel Sekreteri Hamis Hançer, milletvekili Talal el-Zevbai ve eski Savunma Bakanı Halid el-Ubeydi bulunuyor. Şii lider Mukteda Sadr ise geçen aralık ayında İstikamet Partisi’ni kurdu ve birkaç sivil partiyle birleşti. Bu sivil partiler arasında Mukteda Sadr’ın lideri olduğu Reforma Doğru Yürüyenler koalisyonuna katılmak için Demokratik Sivil Güçler koalisyonundan çekilen Irak Komünist Partisi yer alıyor
.
Ne istedikleri hakkında net bir vizyona sahip olmayan ve çatışma içerisinde olan mezhep merkezli partiler, gelecek seçimlere katılabilecekler mi? Mezhep boyutuna sahip dar görüşlü parti tezlerinden uzak bir şekilde kalkınma ve refahı nasıl gerçekleştirebilecekler?

Irak’taki partilerin temel sorunu benzer sloganlara ve tezlere sahip olmalarıdır. Bu partiler, sağlık, eğitim, elektrik ve su gibi Irak halkının ihtiyaç duyduğu sosyal hizmetler alanında en düşük ilerlemenin nasıl olacağı konusunda herhangi bir program belirtmediler. Irak’taki koalisyonlar içerisinde garip ve tuhaf paradokslar var. Irak Komünist Partisi, kadın ve erkek arasında adalet ve eşitliğe, dinin devletten ayrılmasının ve vatandaşlar arasındaki tam eşitliğin önemine vurgu yapıyor. Diğer yandan bir din adamı olarak Mukteda Sadr, laik devlete inanmıyor ve çok eşliliğe karşı çıkmıyor. Daha da önemlisi İslam’ın din ve devlet olduğuna inanıyor.

Dar kapsamlı parti koalisyonları, direği kanun ve anayasa olan sivil bir devlet meydana getiremeyecekler. Bu partiler arasında yolsuzluğa ve Irak halkının servetini gasp etmeye karışan partiler de var. İnsanları kandırmak ve yeniden yönetime geçmek için siyasi parti ve grupların tabiatını değiştirdikten sonra yolsuzların sözlerine güvenebilir miyiz?

Iraklı lider Mukteda Sadr, “Yolsuzların yeniden dönmesini sağlamak için mezhep çekişmelerinden kaynaklanan iğrenç siyasi ittifaklara karşı sabırlı ve mücahit halkıma taziyelerimi sunuyorum” dediği zaman haklıydı.

Usulüne göre demokratik sürecin başlaması tahmin edilen bir ülkede hiçbir siyasi lider, parlamento seçimlerinin gerçek manasını net bir şekilde anlamıyor. Serbest demokratik seçimlerin en önemli esaslarından birisi de siyasi katılımın tabanını genişletmektir. Irak’taki Sünni siyasetçiler, Ninova şehrinden sayıları yaklaşık bir milyon 600 bin seçmen olduğu tahmin edilen Iraklı Sünnilerin büyük bir kesiminin oy kullanabilmesi için yıl sonuna kadar seçimlerin ertelenmesini talep ettiler. Ki bu Sünni kesim, şu ana kadar harabe evlerine dönmeyerek geçici kamplarda ikamet eden göçmenlerdir. İsimleri yeni elektronik kayıtlarda yer almadığı için bu büyük kesim oylama sürecine katılamayacak. Şurası açık ve net ki Irak’ta egemenliği elinde bulunduran Şii partiler, geçen 4 yıl boyunca kısıtlı olan parti tecrübesinden istifade etmedi. Açıkçası bundan dolayı onlar, eski yöntemlerine devam etmek için herhangi yönetime yeniden dönmeye çalışıyorlar. Fakat Irak’ta yolsuzluk ve yolsuzların iktidarının devam etmesi için dinin istismar edilmesini ve mezhep politikalarını reddeden Irak halkının siyasi bilinci giderek artıyor.