Bağdat/ Hamza Mustafa
Federal mahkemenin Irak’ta 12 Mayıs’ta yapılan seçimlerin kesin sonucu bugün veya yarın açıklaması beklenirken söz konusu seçimlerden zaferle çıkmış olan siyasi blok, halihazırda hükümeti belirleyecek parlamento grubunu oluşturabilmiş değil.
Gözlemciler, siyasetçiler ve müzakere atmosferini takip edenlerin tahminine göre Irak tarihindeki en büyük blok bayram tatilinden sonra açıklanacak. Iraklı eski Milletvekili ve “Hareket Kefa” başkanı Rahim ed-Deraci, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda “İşler, Şiiler arasında yaşanan ayrılıklar sebebiyle çok zor durumda. Şiiler; en büyük blok, blok nasıl oluşturulmalı veya hangi programa göre oluşturulmalı konusunda değil başbakanın kim olacağı konusunda anlaşamıyorlar” ifadelerini kullandı. Deraci söz konusu gelişmeler ışığında 5’li Şii blok (Mukteda es-Sadr tarafından desteklenen Sairun koalisyonu, Haydar el-İbadi başkanlığındaki Nasır koalisyonu, Ammar el-Hâkim başkanlığındaki Hikmet koalisyonu, Hadi Amiri’nin başkanlığını yaptığı Bedir örgütü ve Nuri el-Maliki önderliğindeki Kanun Devleti koalisyonu) arasında yaşanan ayrışma sebebiyle şu ana kadar kesin bir durumun bulunmadığını belirtti. Ed-Deraci yaşanan ayrışmanın sebebinin tüm tarafların en büyük bloğu konuşmak yerine başbakanının kendi grubundan seçilmesini istemesi olduğunu belirtti.
Protestolara yönelik güçlü hükümet vurgusu
Blokların bünyesi ve Başbakanlığa aday gösterilen kişiler hakkındaki konuşan ed-Deraci “Irak’ın karşılaştığı büyük sorunlara kıyasla şunu diyebilirim ki bu makam için adı geçen hiçbir şahıs başbakanlığa uygun değil çünkü bu gibi sorunların bulunduğu mevcut durumlardaki başbakanlık vasıflarına uygun değiller” ifadelerini kullandı. Irak’ın karşılaştığı en büyük sorunun ne zaman sona ereceği bilinmeyen protesto gösterileri olduğunu belirten ed-Deraci, belirli hizmetler sunarak ve ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlar ve Irak’ın bununla ilişkisi gibi belirli konularda politika değiştirerek protestocuları evlerine dönmeleri konusunda ısrar edebilecek güçlü bir hükümete ihtiyacı olduklarını belirtti. Ed-Deraci “Tabi ki söz konusu meselelerde alınacak tehlikeli kararların Irak-İran ve Irak-ABD ilişkilerini olumsuz etkilememesi gerekiyor ki bu durum, başbakanlık görevinin şu an aranan özelliklerin de üstünde vasıflar gerektirdiğini aksi halde söz konusu sıkıntıların aşılamayacağını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“Bloklar arasındaki sorunlar şu an şahıslarla ilgili”
Öte yandan Irak Başbakanı Haydar el-İbadi’ye yakınlığı ile bilinen Irak Medya Gelişim Merkezi Başkanı Dr. Adnan es-Serrac, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “bloklar arasında konuşulmakta olan uzlaşılar ülkenin geleceğine yönelik olarak inşa edilebilecek derecede henüz bir açıklığa kavuşmuş değil. Bu konular arasında en büyük bloğun oluşturulma şekli de bulunuyor” ifadelerini kullandı. Sözlerini sürdüren es-Serrac “Kürtler ve Sünniler paylaşım esasına dayalı olarak mevcut siyasi tablo içerisindeki duruşlarını belirlediler. Şii bloklar ise henüz sonunda en büyük siyasi bloğun oluşturulabileceği belirli bir formül üzerinde anlaşamadılar” dedi. Es-Serrac son olarak “Bloklar arasındaki sorunlar şu an şahıslarla ilgili. Başbakanlık adayları konusunda anlaşmazlık var. Her blok mütekamil bir hükümet programının üzerinde nasıl ittifak edileceğinden çok kendi adaylarının başbakan olması üzerinde kafa yoruyor” diye konuştu.
İran’a yönelik yaptırımların etkisi
İsmini vermek istemeyen Iraklı bir siyasetçi Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Irak’taki tüm siyasi bloklar, özellikle de ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlardan sonraki süreçte Irak-ABD ve Irak-İran ilişkilerinde yaşanan gerginliğin büyüklüğünü bilse de ikisinin de Irak’taki gelecek hükümetin oluşturulmasında önemli bir etken olduğunu göz önünde bulundurarak iki ülke arasındaki ilişkilerde denge politikası takip etmeye ve iki ülkeyi de kızdırmamaya çalışıyorlar” dedi. Iraklı siyasetçi yaptığı açıklamanın devamında Şii blokların söz konusu ülkeler ile aradaki ilişkilerle Sünni ve Kürtlerden daha çok ilgilendiğini çünkü ABD ve İran taraflarının cumhurbaşkanlığı ve meclis başkanlığına değil başbakanlık makamına müdahil olduklarını söyledi.