DEAŞ’a Karşı Uluslararası Koalisyonun Sözcüsü Albay Ryan Dillon, Suriye ve Irak’taki Uluslararası Koalisyon’un görevinin uzun vadeli istikrar süreciyle sınırlı olduğunu söyledi.
Dillon’ın bu açıklaması, Irak’taki birçok ABD üssünde görev yapan çok sayıda Amerikalı danışmanın varlığına dair yetkililer ve kamuoyu arasında birçok soru ve şüpheyi gündeme getirdi.
Sözcü, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Suriye ve Irak’taki ABD kuvvetlerinden istenilen gelecek görevler, uzun vadeli istikrar süreci ve terör örgütlerine karşı başarı ve kazanımlarla sınırlıdır” dedi. Ancak bu uzun söylem, Irak resmi çevrelerinde bile bir açıklamadan daha fazla anlam ifade ediyor. Kanun Devleti Koalisyonu milletvekillerinden Casim Muhammed Cafer (Irak Başbakanı Haydar el-İbadi’nin yakın arkadaşı), eğitim amaçlı birkaç danışmanın bırakılmasıyla birlikte Irak ve Suriye’den güçlerini geri çekmeleri için İran, ABD, Türkiye ve Rusya ile dörtlü bir anlaşmanın imzalandığını açıkladı.
Anlaşmanın özellikle Suriye’de birkaç gündür yürürlükte olduğunu söyleyen Cafer, “Irak’taki kuvvetler, askeri savaşların sona ermesiyle anlaşma kapsamına girdi. Kuvvetler, danışmanlar hariç ülkeden geri çekilmeye başladı. Bu durum, bu süre zarfında siyasi gerginlik ve güvenlik sebebiyle bazı üslerin ülkede kalması konusunda Kürdistan bölgesi ile yapılan anlaşma dışındadır.” dedi.
ABD kuvvetlerinin varlığı hakkında yapılan bu açıklamalar, Başbakan İbadi’nin de aralarında bulunduğu Irak resmi organlarının, ABD, İran ve diğer ülkelrin Irak’ta “yabancı” kara kuvvetlerinin bulunmamasına dair tüm teminatlarıyla çelişiyor. Güvenlik ve Strateji uzmanı Hişam el-Hişami Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ABD’nin Irak’taki kısmi varlığının, sayısı yüzü geçmeyen özel kuvvetlerden oluştuğunu belirtti. El-Hişami, “DEAŞ ile mücadele etmek amacıyla, Irak Başbakanı Haydar el-İbadi bu kuvvetlerin varlığını kabul etmişti.” dedi. İsminin verilmesini istemeyen bir Iraklı kaynak, Şarku’l Avsat’a “ABD kuvvetlerinin, Erbil yanı sıra Ayn el-Esed, el-Keyyare ve Beled gibi ABD üslerindeki varlığı, ABD kara kuvvetlerinin bulundukları yerlerdedir.” açıklamasında bulundu. Kaynak, “Danışman oldukları söyleniyor, ancak özellikle Kürdistan’da bir ABD varlığı olduğu açık.” ifadelerini kullandı. El-Hişami ise, bu ifadeleri kısmen reddederken, “Erbil’deki üste bulunan ABD kara kuvvetleri hakkında söylenenler doğru, ancak diğer ABD üslerinde çok sayıda Amerikalı veya yabancı danışman var. Fakat çeşitli kuvvetlerin varlığıyla birlikte danışman heyetlerindeki ABD varlığı daha yoğun. Bu kuvvetler, DEAŞ’ın önde gelen liderlerinin yakalanması için Suriye ve Irak’ta birçok operasyon gerçekleştirdi.” şeklinde konuştu.
DEAŞ’a Karşı Uluslararası Koalisyonun Sözcüsü Albay Ryan Dillon’un açıklaması göz önüne alındığında, bu durum Bağdat’ta neler olup bittiğine dayanıyor. Irak Hükümeti organları, bir yandan ABD’nin yoğun varlığını gelecekteki görevlere yapılandırmaya diğer taraftan da DEAŞ’tan sonraki aşamada Irak’ın ihtiyaç duyduğu hazırlık- eğitim veya istihbarat bilgilerinin artışını sağlamaya çalışıyor.
Irak Parlamentosu Güvenlik ve Savunma Komisyonu Başkanı Hakım el-Zamili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Irak kuvvetlerinin mevcut durumu, savaşlarda kazanılan tecrübelerin ardından son üç yıldır iyi. Fakat özellikle Kürdistan’a komşu bölgelerde konuşlandırılan kuvvetlerin yanı sıra bazı güvenlik liderlerinin de yeniden değerlendirilmesi gerekiyor.” açıklamasında bulundu. El-Zamili, “Aynı zamanda istihbaratın yanı sıra iyi sınır kontrolü gerekiyor. Bu sayılarda ABD’li veya yabancı danışmanlara ihtiyaç yok. Bu, askeri birliklerin çalışmalarını veya güvenlik yönündeki müdahaleleri etkilemez.” dedi.