Bağdat/Fadıl el-Naşimi
Bağdat’ın güneydoğusunda yer alan Babil’de binlerce ton balık telef olurken, daha önce petrol ve hurma gibi milli servetlerin yetkililerin ihmali nedeniyle zarar görmesi, halkta aynı durumun balık konusunda da yaşanması korkusuna neden oldu.
Balıkların telef olması Irak Parlamentosu’nda tartışmalara neden oldu. Mukteda es- Sadr’ın desteklediği Sairun koalisyonundaki milletvekili Sabah el-Ukali, dün yaptığı yazılı açıklamada, “Fırat Nehri’nde meydana gelen balık felaketinden sonra Temsilciler Meclisi’nden Salı günü düzenlenecek toplantının gündeminde bu olayın yer almasını ve felaketle ilgili soruşturma yapılmasını istiyoruz. Irak hükümeti felaketten etkilenen çiftlik sahiplerine yeninden balık yetiştirebilmeleri ve ölümleri kontrol altına almaları için kredi vermeli” dedi.
Irak Sağlık Bakanı Alaa Abdulsahib el-Alvan, hükümetin Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) katılımıyla balık felaketinin incelenmesi için kriz masası oluşturduğunu ve balık ölümlerinin incelemeye alındığını bildirdi.
Balık felaketi hakkında hükümetin nihai açıklamasının bulunmamasıyla birlikte halk ve hükümet tarafından yayınlanan verilerde görüş ayrılığı var. Tarım Bakanlığı, sorunun nedenlerinden birinin Dicle ve Fırat nehirlerindeki düşük su seviyesinden kaynaklı olduğuna işaret ederken, Irak Su Kaynakları Bakanı balık ölümlerinin hastalıkla bağlantısının bulunmadığını belirtti. Bazı kaynaklar ise felaketin resmi olmayan balık çiftliklerindeki uygun olmayan sağlık koşullarının sonucu olarak gerçekleştiğini kaydetti. Babil Valisi Hisem el-Ceburi, “Balık felaketin Tarım Bakanlığı’nın balık kaynaklarının Irak’a yeterli olduğunu açıklamasının ardından yaşanması, bunun kasıtlı bir durum olduğunu işaret ediyor. Irak’ın kendi kendine yeterliliği, açık pazar haline gelmesini sağlar bu da bazı tüccarlara ve bazı komşu ülkelere zarar verecektir” dedi.
Öte yandan Tarım Bakanlığı sözcüsü Hamid el-Nayif, Su Kaynakları Bakanlığı’nın balık hastalıklarıyla su seviyesi arasında ilişki bulunmadığı hakkında yaptığı açıklamaya yanıt olarak Şarku’l Avsat’a açıklamada bulundu. Nayif, tarım planlaması için 11 milyar metreküp olarak belirlenen su miktarına ulaşamadıklarını işaret ederek, su kıtlığının tarım sektörünü etkilediği gibi balıkçılığı da etkilediğini söyledi. 80’li yıllarda balıklarda görülen bakteriyel solungaç hastalığının (solungaç nekrozu) her yıl Irak’ta görüldüğünü fakat bu yıl yaşananın aksine kontrolünün kolay olduğunu belirtti. Ruhsatsız balık yetiştirenleri de felaketten sorumlu tutan Nayif, bu kişilerin sağlıklı balık yemi kullanmadıklarını ifade etti.
Ruhsatsız balık çiftliklerinde metre başına düşen balık sayısının fazla olduğunu ifade eden Nayif, iki havza arasında mesafenin 1 kilometreden az olmaması gerektiğini işaret ederek, ruhsatsız balık çiftliklerinde bu durumun göz önünde bulundurulmadığını söyledi. Nayif, dikkate alınmayan bu durumun sudaki amonyak oranını artırdığını, oksijen oranını da düşürdüğünü belirterek, bu durumun balıklarda solungaç nekrozu görülmesine yol açtığını söyledi. Ayrıca Nayif, sorunun çözülmesi ve tekrarlanmaması için caydırıcı yasal prosedürlerin uygulanması gerektiğini vurguladı.