Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

Irak’taki dini mercii, İbadi hükümetinin Basra’daki hataları hususunda uyardı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Sadr hareketinin lideri Mukteda el- Sadr , Basra’daki durumu görüşmek üzere yeni Irak parlamentosunun olağanüstü oturumu için belirlenen sürenin dolmasına bir gün kala, meclisi en yaşlı üye sıfatıyla yöneten Muhammed Ali Zeyni, Başbakan Haydar el-İbadi’ye yönelik eleştiriler ve Basra’daki durumun çözümüne yönelik atılan adımlarla ilgili hükümetin hataları hususunda acil toplantı çağrısında bulundu.

Kerbelai: Yeni hükümet eski ilkelerle kurulursa sorun devam eder
Şiiler’in dini mercii Ayetullah Sistani’nin Kerbela’daki temsilcisi Şeyh Abdul-Mehdi Kerbelai, dünkü cuma hutbesinde, “Bir sonraki hükümetin önceki hükümetlerce benimsenen ilkelere uygun olarak kurulması halinde, hizmetlerin kötüleşmesi ve yolsuzluk ile ilgili meselelerde herhangi bir değişim söz konusu olmayacak” ifadelerini kullandı.

Kerbelai şu açıklamalarda bulundu:

“Özellikle birçok kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olan ateş açılması gibi durumları kesin bir şekilde reddediyor ve kınıyoruz. Bununla birlikte hükümet binalarını ve tesislerini korumakla görevli güvenlik güçlerine yönelik molotof kokteyli ve taşlarla gerçekleştirilen ve onlarca kişinin yaralanmasına sebep olan saldırıları da şiddetle kınıyoruz.”

Yolsuzluk, yöneticilerin kötü performanslarının doğal bir sonucu

Kerbelai, “Basra ve diğer illerdeki vatandaşların temel hizmet eksikliğinden ve yolsuzluğun yayılmasından muzdarip olmasının, üst düzey yetkililerin ve birbirini izleyen hükümetlerde hassas pozisyonlarda bulunan kimselerin kötü performanslarının doğal bir sonucu” olduğuna dikkat çekti.

Yöneticilerin seçiminde; adalet, cesaret ve samimiyet dikkate alınmalı

Kerbelai, “Bir sonraki hükümetin önceki hükümetlerce benimsenen ilkelere uygun olarak kurulması halinde hizmetlerin kötüleşmesi ve yolsuzluk ile ilgili meselelerde herhangi bir değişim söz konusu olmayacak. Bu nedenle, yeni hükümete, kendisinden önceki hükümetlerden farklı olarak, üst düzey yetkililerin seçiminde adaleti, cesareti ve samimiyeti hesaba katmaları konusunda baskı yapılmalıdır” diyerek sözlerini sürdürdü.

Basra devrimcilerini su kabarcığı olarak düşünme

Öte yandan Sadr, görev süresi dolan Başbakan Haydar el-İbadi’ye Basra eyaletine yönelik mali tahsisatlar başlatması çağrısında bulundu.

Sadr, Twitter üzerinden yaptığı bir paylaşımda, eski Başbakan Nuri el-Maliki’nin 2013 yılında batı illerindeki gösteriler için yaptığı açıklamaya atıfta bulunarak, İbadi’ye, “Basra devrimcilerini senden önceki selefin gibi bir su kabarcığı olarak düşünmemelisin” ifadeleriyle seslendi.

Kayıtsızlık ve ihmale yer verilmemesi konusunda uyarıda bulunan Sadr, İbadi’ye Basra eyaletine yönelik mali tahsisatların bir an önce başlatılması ve bunların adil kimselerin ellerine emanet edilmesi çağrısında bulundu.

İbadi’ye istifa çağrısı

Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih koalisyonu, İbadi’den, ülkenin maruz kaldığı tüm sorunlarda görünen başarısızlığı nedeniyle derhal istifa etmesini istedi. İstifasını sunmadığı takdirde yasal ve anayasal çerçevelere uygun olarak görevini sonlandırmak için meclise gidileceğini vurguladı.

Fetih koalisyonun söz konusu talebini yorumlayan İbadi liderliğindeki Zafer koalisyonu milletvekillerinden Nada Şakir Cevdet şu açıklamalarda bulundu:
“Basra’da yaşananlardan dolayı İbadi’yi tek başına sorumlu tutmak makul değildir. Herkes bunun yıllardır süre gelen bir kolektif sorumluluk olduğunun farkında. Herkes hükümete ve parlamentoya ortaktır. Bu nedenle ülkede yaşananlarla ilgili olarak sadece bir tarafı sorumlu tutmak adil değildir. Kendisi ile çalışan bakanlar sadece İbadi tarafından seçilmedi. Bilakis siyasi bloklar tarafından aday gösterildiler. Bu herkesin bildiği bir şeydir. Bu nedenle sorumluluk, etnik ve mezhepçi kotaların sonucudur.”

Şakir Cevdet sözlerini şöyle sürdürdü:

“En büyük sorun olan yolsuzluk meselesinin odağında, sadece Basra değil, diğer tüm illerdeki projelere on milyarlarca dolar harcamasına rağmen, tüm düzeylerde ve seviyelerde başarısızlıklarını kanıtlayan il meclislerinin kurulması var. Çünkü, iller için ayrılan fonlar gerçek bir varlığı olmayan, çoğunlukla kağıt üzerinde kalan hayali projeler için harcandı. Hükümeti ve İbadi’yi eleştirenler de dahil olmak üzere herkesin bildiği bir şey var ki, o da projelerin genellikle silahlı gruplar, aşiretler ve yozlaşmış siyasi partiler tarafından yönetildiğidir.”

Iraklı hukuk uzmanları, en yaşlı üye sıfatıyla meclisi yöneten meclis başkanının, meclis bloklarının anayasada tayin edilen zamanlara bağlı kalmamaları durumunda toplantılara başkanlık etmeye devam etmek dışında yapabileceği herhangi bir şey olmadığını düşünüyorlar. Federal Yüksek Mahkeme, başbakanın en büyük blok tarafından aday gösterilmesi konusunda sessiz kalırken, siyasi gözlemciler, Sünni eksenin meclis başkanlığı, Kürtlerin de cumhurbaşkanlığı için aday gösterememelerinin sonucu olarak, siyasi mutabakatın yokluğu durumunda önemli neticelerin elde edilemeyeceği kanaatindeler.

Meclis başkanlığı tartışması

“Meclis başkanlığı, cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık” adaylıkları konusunda devam eden siyasi kriz ile birlikte meclisin en yaşlı üyesinin parlamentoya başkanlık yapması ile ilgili tartışmalar da devam ediyor. Aynı zamanda süregelen bir diğer sorun ise, siyasi güçler arasındaki anlaşmazlıkların giderilememesi ve anayasada belirtilen zamana uyulmaması gibi anayasal ihlallerdir.

Şarku’l Avsat’a konuşan hukuk danışmanı Ahmed Abbadi, ‘siyasal blokların bugüne kadar herhangi bir anlaşmaya varamamaları sonucu meclisin en yaşlı üyesi parlamentoya başkanlık etmek zorunda kaldı. Bu durum anayasaya aykırıdır’ dedi.

Abadi, “Kazanan bloklar, en büyük bloğun ilan edilmesi ile birlikte cumhurbaşkanı, meclis başkanı ve meclis başkanı yardımcısının seçilmesi ile ilgili anayasal kurallara saygı göstermiyorlar. Bu nedenle, meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla meclise başkanlık eden kişi, Anayasa’nın 54 ve 55’inci maddeleri çerçevesinde hareket etmeye devam ediyor. Söz konusu anayasal ihlal, meclis başkanının değil, meclis bloklarının sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.