Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran, ABD yaptırımlarına karşı hangi önlemleri alacak? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Tahran: Feraz Safayi/Şarku’l Avsat

İran rejimini hedef alan ikinci ABD yaptırım paketi dün sabah itibari ile yürürlüğe girdi. Ağustos ayında yürürlüğe giren birinci yaptırım paketi; İran’ın dolar satın alımını ve altın ile ticaret yapmasını yasaklıyordu. Yeni yaptırım paketi ise liman ve gemi işletmeciliği gibi çeşitli sektörleri kapsıyor. Buna ek olarak, İran petrol şirketlerinin yasaklanması, İran Merkez Bankası ve yaptırımlar listesinde yer alan herhangi bir mali kurum ile her türlü mali işlemleri de yasaklıyor.

Trump yönetiminin petrol ve bankacılık sektörlerini hedef alan, en sert ve en şiddetli şeklinde nitelediği yaptırımların uygulanmaya başlaması ile ABD-İran çatışması nedeniyle yorgun olan İran piyasaları da ihtiyatlı bir beklenti içerisine girdi. 4 Kasım günü düzenlenen gösterilerde Devrim Muhafızları liderlerinin açıklamalarından ve söylemlere uzakta, İran sokaklarında ekonomisinin geleceği hakkında kötümser bir hava hakimdi

Bu kötümser beklenti havası; başkentteki döviz piyasasında gayri resmi olarak alım ve satım işlemlerini durdururken yukarı doğru seyreden fiyatlar %1.5 oranında bir artış gösterdi ve dolar 180 tümene ulaştı.

İran rejimi ve Trump yönetimi arasındaki çatışma alevlenirken İran sokaklarında herkes, rejimin petrol ve bankacılık sektörlerini hedef alan yaptırımların neden olduğu krize karşı bir eylem planı olup olmadığını sorguluyor. İranlı politikacılar;Trump yönetiminin taleplerine boyun mu eğecekler ya da direniş söylemlerini sürdürecekler mi?

Krizdeki ekonomi, yaptırımların baskısı altında

Dün iki ülke arasında başlayan çatışma, ekonomi aracılığıyla İran’ın siyasi davranışlarını düzeltmeyi amaçlıyor. Doğal olarak, İran rejiminin atacağı hızlı ve önemli adımların da bu alana yönelik olması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Ruhani’nin yaptırımları delmeliyiz sözleri, Cumhurbaşkanı Baş Yardımcısı İshak Cihangiri’nin İran’ın petrol fiyatlarını yüksek tutma arzusunda olduğuna yönelik açıklamasından, İran’ın ekonomide ne gibi adımlar atma hazırlığında olduğu tespit edilebilir.

ABD yaptırımları, İran baskı yapmak amacıyla petrol ihracatını sıfıra düşürmeyi amaçlıyor. Buna karşılık İran da nükleer anlaşma öncesinde olduğu gibi bu yaptırımları delmesini sağlayacak adımlar atıyor. Bu yaptırımları adaletsiz olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Ruhani ülkesinin:”Bu yaptırımları delme projelerini gururla uygulayacağını” vurguladı.Bu çerçevede İran’ın şu adımları atacağı tahmin ediliyor:

Uyduları yanıltmak ve İran’ın petrol tankerlerinin uluslararası limanlarda demirlemesini engelleyen yaptırımları delmek için İran büyük olasılıkla, tankerlerin radar sistemlerini ve vericilerini kapatma planını sürdürecek. Elbette İran’ın tüm zararlarını bu yol ile telafi etmesi imkansız olsa da sahip olduğu 33 gemi, gözlemcilerinin takibinden uzakta çok daha fazla petrol taşıyabilir.

Buna ek olarak, İran gelecek dönemde petrolünü, kara borsada dolaylı bir şekilde satma yoluna gidebilir.

İran’ın ham petrolünü Rusya gibi komşu ülkelere taşıma niyetinde olduğuna yönelik haberler de bulunuyor. İran petrolünün, Rusya’da rafine edildikten sonra Rus petrolü adı altında uluslararası piyasalara satılması düşünülüyor. Yine kaynaklar; Irak hükümeti üzerinde sahip olduğu nüfuzu kullanarak İran’ın aynı yöntemi Irak’ta da kullanabileceğini kaydediyorlar.

İçeride ise İran, araçlara yakıt sağlama konusunda büyük bir sorun yaşayabilir. Verilere göre İran, günlük 90 milyon litre benzin harcarken bu miktarın anca üçte birini üretebiliyor ve günlük olarak yaklaşık 60 milyon litre benzin ithal ediyor.Hükümetin bu krizi atlatmak için yakıtın karne ile dağıtımı, bilinçli kullanım ve kaçakçılığı önlemek gibi bazı adımlar atması bekleniyor. Zira İran’dan her gün yaklaşık 30 milyon litre benzin kaçırıldığı tahmin ediliyor. Aynı zamanda hükümetin, memurların maaşlarını ödeyebilmek için ihtiyacı olan kaynağı yakıt fiyatlarını yükselterek elde etmeyi amaçladığı belirtiliyor.

Petrol satışından elde edilecek gelirleri kapsayan ve dün itibari ile başta Merkez Bankası olmak üzere bankacılık sektörünü hedef alan yaptırımları delmek için hükümet geçmişteki yaptırım dönemlerinde Çin ile denemiş oldukları yöntemi tekrar uygulama yoluna gidebilir. Geçmişteki yaptırım döneminde finansal işlemlerinin yasaklanmasının ardından İran, petrolden elde ettiği gelirleri Çinli bir bankadaki hesabına yönlendiriyordu. Ardından İran hükümeti ve İranlı iş adamları bu gelirlere karşılık Çin’den mal alıyorlardı.

Muhtemelen İran, benzer bir yöntemi AB ile de denemeye çalışabilir. Eski Merkez Bankası Müdürü Mahmud Behmani de dün yaptığı açıklama da buna işaret ederek Avrupalıların bankalarında bu tür hesaplar açmaya hazır olduklarını vurguladı. Ama bu adım ancak İran meclisinin kara para aklama ile mücadele yasa tasarısını kabul etmesi halinde geçerli olabilir.

Tüm bu önlemlere rağmen İran’ın petrol satışları, yaptırımlar nedeniyle büyük bir düşüş yaşayacak. Bu nedenle İran, satışlarda yaşanan düşüşün neden olacağı zararları fiyatlardaki artış ile telafi etmeyi düşünüyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı İshak Cihangiri bir süre önce, petrol fiyatlarının 80 dolar üzerinde seyretmeyi sürdürmesi koşulu ile İran’ın satışları düşse bile petrol satışından yeterli geliri elde edebileceğine işaret etmişti. Petrol fiyatlarını bu seviyede tutmak amacıyla İran’ın bazı icraatlara yönelebilir. Örneğin Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi gibi gerilimi arttıracak adımlar atabilir.

Politik hareketlenmeler

Her ne kadar İran’ın gelecekteki en önemli adımlarının ekonomi alanında olması beklense de veriler,Tahran’ın yaptırımlar dalgasını durdurmak ya da ABD’nin tutumunu yumuşatmak için siyasi alana da yoğunlaşacağına işaret ediyor.Birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, bölgesel sorunların çözümü için hükümetinin halihazırda AB ve diğer taraflar ile görüşmeler yürüttüğünü açıklamıştı.

İran büyük olasılıkla üzerindeki baskıyı hafifletmek için Suriye konusunda daha çok işbirliğine yönelecektir. Bu çerçevede, Rusya Devlet başkanı Putin’in özel temsilcisinin dün Tahran’ı ziyaret ettiğine işaret etmeliyiz. Özel temsilci bu ziyaret kapsamında,İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri ve aynı zamanda Dini liderin Suriye temsilcisi olan Ali Şemhani ile görüştü.

İsrailli yetkililerin Umman ziyareti, bu ziyaretin ardından gelen Ummanlı yetkililerin İran ziyaretine ek olarak Suriye dosyasının da ele alındığı bu görüşmenin ardından baskıyı azaltmak için İran tarafının Suriye’de olumlu bir adım atmasına şahit olabiliriz.

İran’ın bir yandan yaptırımların etkilerinden kaçınmak diğer yandan ABD’nin tutumunu yumuşatmak için hem ekonomik hem de siyasi düzlemde tüm bu adımları atması bekleniyor. Ama geriye bunlardan çok daha önemli bir mesele kalıyor. Ekonomik düzlemde İran’ın alacağı bu önlemeler; yaptırımların bir sonraki yıl da sürmesi halinde hala işe yarayacak mı?

İran’ın bu şok dalgasının önünü kesmek için inşa ettiği tüm duvarlar daha fazla ayakta kalamayıp yıkılacak mı?

Siyasi düzlemde; İran’ın Suriye sorununda atacağı bu sınırlı adım, bu sefer gerçekten de çok katı görünen ABD’nin sert tutumunu yumuşatabilecek mi? Yoksa ABD, kesin ve kapsamlı bir çözümde ısrar mı edecek? Zira Trump’ın dediği gibi ABD’nin tek istediği; İran’ın davranışlarını değiştirmesi, saldırgan politikasından vazgeçmesi ve normal bir devlete dönüşmesidir.