Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran basınına ve takipçilerine yönelik savaş | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İranlılara, Araplara ve tüm dünyaya yöneltilmiş en tehlikeli silahlardan biri olan İran propaganda araçlarının takibe alındığı ve sosyal medya hesaplarının kapatıldığı haberleri peş peşe geldi. Ancak bu başarılar, medya buzdağının sadece tepesine değmekten başka bir şey değil. İran’ın Lübnan’da tam olarak 80’lerde kurulmaya başlanan dev bir yeraltı medya ve bilgi ağı var. Zira orada ancak kendisini kahraman gibi gösterecek bir basın görevlendirdikten sonra yabancı bir güç olarak varlık gösterebilirdi. Kahramanlık yapacağı pek çok alan da vardı: İsrail’e karşı Lübnan’ın kurtarıcısı da oldu, ‘yok olma tehdidine’ karşı Şiiliğin kurtarıcısı da. Araplar ile Amerikan egemenliğine karşı durdu Müslümanlarla kafirlere karşı…

İran’ın bu ağı geliştikçe, oradaki vekillerinin görev tanımı da genişledi. Hizbullah artık sadece savaşçı bir milis değildi. Amerika’da sigara kaçakçılığı operasyonlarının ticari düzenlemesinden ve Afrika’da kara para aklanmasından o sorumluydu. Lübnan’da, Irak ve Husilerin darbesinden yıllar önce bile Yemen’de İran’a hizmet veren en büyük propaganda mekanizmasını oluşturdu. Televizyon kanallarının ve sosyal medya hesaplarının çoğu, Saada’dan, Sana’dan veya Bağdat’tan değil oradan yönetiliyor. Bu, İran’ın dilini konuşmadığı, tarih ve miras bakımından arasında bir rekabetin olduğu ve Irak dışında bir sınırının olmadığı bir bölgedeki başarısının ardında yatan sırlardan biridir. İran, bu işleri tek başına beceremez. Onun bölgesel ağlarını ve çoklu hizmetlerini geliştirdi ve böylece vekilleri (proxies) ile müttefiklerinin basınını kendi basınından daha etkin bir hale getirdi. Lübnan, Gazze, Irak, Yemen, Afganistan ve Katar’a bakınız; İran’ın bakış açısını pazarlamak için araçlarının çoğunu emre vermiş durumdalar. Her ne kadar daha düşük bir seviyede de olsa Kuveyt’te de İran sempatisi besleyen gruplar var.

Bu durum, ABD’nin geçtiğimiz haftalarda İran basınına yönelik savaşındaki başarılarına gölge düşürmez. Nitekim farklı dillerde 700’den fazla Twitter hesabını ve sosyal platformda 39 İran resmi televizyon kanalının yayınını durdurdu. Öte yandan Google, 19 blog hesabını kapatırken Facebook 562 sayfayı engelledi.

Bugün ABD, Tahran’a karşı eşi görülmemiş bir düzeyde kapsamlı bir savaş yürütüyor. Hem de her alanda: Bankalar, ticaret, ekonomi, gelişmiş teknoloji, petrol, diplomasi, güvenlik, askeri, basın, psikolojik savaş, dış muhalefeti etkinleştirme ve iç muhalefeti destekleme. İran, heyetlerini gönderiyor, tekliflerini sunuyor ve çökme tehlikesi baş gösteren bu barajın çatlaklarını parmakları ile kapatmaya çalışıyor. Bu yeni atılan adımları etkin kılan şey, çatışmaya karışan yönetimlerin İran’ı anlamış olmasıdır. İran, sistemini, vatandaşlarına hizmet gibi sıradan görevlerini yerine getiren bir sivil devletin değil oradaki din adamlarının hırsları ile yönetilen aç gözlü projelerin emrine vermiş. Bu hükümetler, böylesi bir rejimin hedeflerini gerçekleştirmeye adanmış bu sistemin ayrıntılarına artık vakıflar. İran’ın düşmanları, bu büyük mekanizmanın belirli hedeflere hizmet etmek için nasıl işletildiğinin farkında. Elçilikler gibi devlet organları, kaçakçılık ve finansman ağları, bilim adamları, basın organları ve dünyanın dört bir yanında çeşitli paravan şirketler üzerinden nasıl faaliyet yürüttüğü artık ABD’nin ve diğerlerinin malumu. Bunun için buna yönelik direnç, önceden dile getirildiği gibi artık askeri hazırlık düzeyini yükseltmek ve Körfez sularındaki donanmalara yönelik engellemeleri artırmakla sınırlı değil. Bugün Afrika ve Güney Amerika’daki dini merkezler ve Bahamalar’daki şirketler takip ediliyor ve ABD’deki İranlı öğrenci dernekleri gözetim altında tutuluyor. İran bankalarının, dünyanın herhangi bir noktasında dolar değişimi yapmasını engellemeye yönelik olan bir bankacılık sistemi kullanılıyor.

Tüm bunlar Ayetullah’ı ve onun yönetim kadrosunu, devrim yolunun sonuna vardıklarına ikna etmek için yapılıyor. İran ya barışçıl bir devlete dönüşecek ya parçalanıp düşene kadar baskıların şiddeti artırılacak.