Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran halkı ne diyor, İran rejimi ne diyor? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran, Mart başından itibaren halkın protesto gösterilerine sahne oluyor. Söz konusu gösteriler, polisin güç ve cop kullanması ile bastırılıyor.

1 Amerikan doları, 37 bin Toman (İran milli parası) ederken değerinin yarısından fazlasını kaybetmesi sonrası 90 bin toman’a denk gelmesi, halkın sabrını taşırdı.
Geçtiğimiz günlerde esnaf, git gide kötüleşen ekonomik duruma tepki olarak birkaç gün önce kepenk indirdi.

Fakat, tüm bunlar yaşanırken, İran rejimi bölgesel kibir içinde boğuluyor. Tahran sokaklarında rejim aleyhinde sloganlar yükselirken; Dini Lider Ali Hamaney’in askeri danışmanı General Yahya Rahim Safevi, böbürlenerek ‘İran’ın gücünün Akdeniz kıyılarına ulaştığını’ söyledi. İran’ın Suriye’deki müdahalesini de överek, bu müdahale sayesinde Beşşar Esed’in Suriye’nin %72’sini geri alabildiğini’ belirtti ve Hizbullah’ın desteğiyle 80 binden fazla füzeye sahip bir orduya dönüştüğünü söyledi.

Peki sormazlar mı adama, ekmek nerede diye, ey aklı evvel?

Rusya, Çin ve Avrupalılar gibi İranlı dostlar ve komşular, aynı zamanda ABD’yi ve aynı zamanda ülkeleri arayan ABD başkanını açık bir şekilde “ekonomik terörizm” karşısında onlara yardım edemezler. Dünya, ABD’nin yaptırımları altında İran petrolünü ithal etmeyi durdurmak!

İran’ın İtimad Gazetesi, İran Cumhurbaşkanı vekili İshak Cihangiri ile röportaj yapıp General Safevi’ye neredeyse cevap vermiş oluyor. Zira, Cihangiri röportajda, Rusya, Çin ve Avrupalılar gibi İran’ın dostları ve komşularının, ABD’nin “ekonomik terörizmine” karşı ülkesine yardım edemeyeceğini, ABD’nin dünya ülkelerine İran’dan petrol almayarak ambargo uygulanmasına karşı çıkamayacaklarının yoksa Washington’un yaptırımları altında kalacaklarının altını çiziyor!

İran halkı ise rejime karşı yeniden sokaklara dökülüyor. ‘Suriye’yi bırakın, biraz da bize bakın’, ‘Suriye’ye ölüm’, ‘Ne Gazze ne Suriye, ne de Lübnan, bak ne durumda İran’, ’Hamaney’e ölüm’, ‘Diktatöre ölüm’ ve ‘Düşman ABD değil düşmanımız burada’ gibi sloganlar atıyor ve rejimin baskısına maruz kalıyor.

İran rejiminin köşeye sıkıştığını söylersek abartmamış oluruz. Her zaman olduğu gibi rejim halkın kafasına copu indirebilir, fakat bu durum bundan önce Şah’ı düşüren esnafın gazabını daha da artıracaktır. Sonuç olarak, rejimin bu sıkıntıları aşması zor, hatta imkansız olacak ve kendisinden önce nasıl Sovyet rejimi, git gide kötüleşen ekonomi ve yaptırımların etkisiyle hurdadan bir imparatorluk gibi yıkılmış ise Tahran rejimi de yıkılacaktır!

İran rejiminin içindeki problemlerden bahsetmeden önce, 10 Nisan tarihinde devletin resmi haber ajansının, İran Ulusal Direniş Konseyi üyesi Mehdi Akbani’yle yaptığı röportajı hatırlatmakta fayda var; zira Akbani’ye göre, İran’daki yoksulluk ve açlık olgusu, sistemin artık örtbas etmeyeceği bir düzeye ulaştı. 8 Nisan’da Cihan Sanat gazetesi, nüfusun yüzde 33’ünün yani yaklaşık 26 milyon kişinin, mutlak yoksulluk içerisinde olduğu, yüzde 6’sının ise açlık sınırının altında yaşadıklarını yazdı.

Bu bağlamda, ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Nicky Haley, bu yılın başlarında İran’ın Beşşar Esed rejimini desteklemek için yılda 6 milyar dolar harcadığını açıklarken, Uluslararası Para Fonu (IMF) geçtiğimiz yıl ülke sermayesinin rekor bir miktar olan 27 milyar dolar değerinde meblağın geri çekildiğini açıkladı.

Tüm yaşananlara rağmen, Hamaney, Ramazan ayı sonlarına doğru yaptığı bir konuşmada, her şeyin yolunda gittiğini açıkladı ve İranlılara ülkeden döviz çekmeme çağrısı yaptı.

Ancak, Hamaney’in iddia ettiği gibi, her şey yolunda gitmiyor, Cihan Sanat gazetesinin haberine göre, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Kudüs Tugayı komutanı Kasım Süleymani arasında bölgedeki İran askeri müdahalesinden sorumlu Devrim Muhafızları’nın bütçesinin artırılması konusunda ateşli bir tartışmanın yaşandı. Gazetenin haberine göre, Ramazan Bayramı kutlamalarında Süleymani protokolde bulunan Ruhani’ye yönelerek “Devrim Muhafızları” ve “Kudüs Tugayı” bütçesine ilave miktarlar tahsis edilmemesinin zararları hakkında uyarıda bulunduğunu, Ruhani tarafından ağır karşılık gördüğünü ve sözlü atışmanın durdurulması için Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri Ali Şamkhani’nin taraflar arasında arabuluculuk yapma zorunda kaldı!

Bölgedeki İran kabadayılığını frenlemek amacıyla artan Amerikan ve uluslararası baskı karşısında, Suriye, Yemen, Irak, Lübnan ve bölgedeki ülkelere askeri harekatın artmasına ilişkin hükümet ve Devrim Muhafızları arasında bir süredir iç tartışmalar ve ihtilaflar tırmanıyor. ABD başkanının nükleer anlaşmadan çekileceğini söyledikten beri Tahran da «Nükleer anlaşmadan çekilmesinden dolayı Suriye, Yemen, Irak, Lübnan ve Filistin’deki tutumumuzu değiştirmeye mecbur olduğumuzu düşünüyorsa, Trump hayal görüyor anlamına gelir. Tutumlarımızı değiştirmemiz imkansız. Eğer politikalarımızı bir gün değiştirirsek, bunun Trump’la veya başka biriyle hiçbir ilgisi olmayacaktır!”

Gösterilerin ateşlenmesi, grevlerin yaygınlaşması ve pazarların kapanmasıyla, Devlet Şurası Meclisi ve radikaller arasında Hasan Ruhani’yi devirmek, hükümeti düşürmek veya değiştirmek veya ekonomi erkanının görevden alınmalarıyla ilgili sesler yükseliyor, ancak sorun bundan çok daha derin; zira problemler hükümetin performansıyla ilgili değil, rejimin politikası ve dışarıdaki kabadayılığıyla ilgili!

31 Ocak Çarşamba günü ajanslar, Ruhani’den Hamaney’e açık bir uyarıyı aktardı: “İranlı liderler, halkın hoşnutsuzluğunu görmezden gelirlerse İran Şahı’nın kaderiyle yüzleşebilirler.”. Ruhani bu uyarıyı Humeyni’nin “türbesinin” içinden, devrimin yıl dönümünde yapıyordu. Ayrıca Ruhani “Ülkenin bütün liderleri halkın isteklerini ve dileklerini dinlemeli … Eski rejim her şeyini kaybetti, çünkü vatandaşların sesini ve eleştirisini duymuyordu.” Peki, halkın açlıklarını coplarla bastırmaya çalışan liderler hakkında ne demeli?

Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi halkı öfkelendirmek yerine onları dinlemek için çağrıda bulunduğu sırada, Mahmud Ahmedi Nejad, Devlet Bahar web sitesine gönderdiği iki ayrı mesajda dini lider Hamaney’in servetinin 800.000 milyar toman yani yaklaşık 190 Milyar Dolar olarak tahmin etti ve Hamaney’i vatandaşların parasını yağmalamak ve kendini eleştirenleri susturmak için baskı politikasını sürdürmekle suçladı!

Göstericilerin rejim karşısında silah kullanmakla tehdit ettiği dönemlerde, Dış işleri bakan Cevat Zarif’in geçen Pazar günü İran’ın kibir ve güç gösterme politikasına devam etmesi halinde ülkenin zor duruma gireceği, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin etkisinin zararlı olacağı hakkında uyardı. Zarif, ABD’nin İran’ın ekonomik ana arterlerini kontrol ettiğini söyledi ve ‘Ruhani giderse daha radikali gelir diye düşünmeyin, rejim düşerse başa gelebileceğinizi de aklınızdan geçirmeyin’ diye ekledi.

Zarif, Ruhani’ye seslenerek ‘Hükümetler sırf askeri güç olmaktan çıktı; gücün kendisi de sırf askeri olmaktan çıktı. Askeri topları taşıyan gemilerin gösteri yapması, askeri gemi ve top sayısı hakkında istatistiksel bilgilerin yayınlanması 18. ve 19. yüzyıldan kalma politikalardır’ dedi. Belli ki bu rejimde bu sözlere önem veren hala yok!