Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran, Körfez ülkeleri ve Avrupa ile ilişkiler | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Körfez ülkelerinin, Avrupalıları İran’la nükleer anlaşmayı sürdürmeleri halinde uğrayacakları zararların çıkarlarından daha ağır basacağı konusunda baskı yapmaları gerekiyor.

Avrupalılar, başta Almanya ve Fransa olmak üzere, nükleer anlaşmayı kurtarmaya çalıştıklarını iddia etseler de, gerçekte şirketlerinin ve bankalarının İran’la düzenledikleri ticari anlaşmaları kurtarabildikleri kadar kurtarmaya çalışıyorlar.

Almanya, 2015 yılında nükleer anlaşmanın imzalanmasından bu yana İran’la olan ekonomik alış verişi yükselmekte; 2016 yılında Almanya’nın İran’a olan ihracatı 2.57 milyar Euro’ya ulaşarak % 22 yıllık artış gerçekleştirdi, geçen yıl ise Almanya’nın İran’a yaptığı mal ihracatının değerini yılda %5,15 oranında yükselterek 2.97 milyar Euro’ya ulaştı.

Fransa’ya gelince, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in verdiği bilgilere göre, 2017 yılında iki ülke arasındaki ticari ilişkiler yaptırımların kaldırıldığı 2015 yılına göre 3 kat artarak, bir milyar 700 milyon avroya ulaştı.

Avrupalılar, İranlıların bölgemizde yıkımı yayan teröristleri desteklediklerini biliyorlar. Biliyorlar ama bu gerçeği görmezlikten geliyorlar…

Avrupalılar, İran’ın terörist politikaları konusundaki tutumları hakkında söyleyebildikleri en sert tutum ‘endişelerini’ bildirmek oluyor. İran’ın bölgede yaydığı tüm bu yıkım karşısında Almanya ve Fransa hala “endişe” bölgesinde gidip gelmenin ötesine geçemiyor!

Tüm bu gelişmeler ışığında İranlılar ve Avrupalılar Husileri oyalama taktiği ve İran adına kurban edilmesi için bir kart olarak ortaya attı. Amaç, Trump’ın Başkanlığının sonuna kadar bölge ülkeleri ve ABD’nin İran’la müzakereler tüneline girerek bölgede durumların değişmemesini sağlamak. Ve yine bu şekilde, İran’a uygulanacak yaptırımların başlayacağı tarih olan Kasım 2018’e kadar Avrupalı şirket ve bankaları kurtarmak. İran’la olan anlaşmaların uygulanması için Avrupa hükümetleri yerel lobiler tarafından büyük baskılara maruz kalıyor. Örneğin, Alman Bankalar Lobisi ‘Banka ve şirketlerin olası Amerikan yaptırımlarına karşı gerçek bir korumaya sahip olması için’ Berlin ve Avrupalı müttefiklerini açık olmaları için çağırıda bulundu.

Husi kartını oynamak hem zamanlama hem içinde olduğumuz koşullardan dolayı basit kaçan bir şark kurnazlığı ve sevimsiz bir oyun. Zira; İranlı ve Avrupalı yetkililer ‘Yemen’de çatışmaların durdurulması için yapılan müzakerelerde iyi gelişmeler kaydedildiğini’ ve Tahran’ın ateşkesin sağlanması ve müzakerelerin tamamlanması için Husilere baskı kurmaya hazır olacağını ilan etti!

Bu gelişmeler karşısında Suudi Arabistan, her ülkenin yapması gerekeni yaptı ve İran ve Avrupa’nın yaptığı gibi, güvenliğini ticari çıkarlarına bağladı.

Der Spigel Dergisinin yazısına göre, 800 Alman şirketi Suudi Arabistan’da yıllardan beri faaliyet gösteriyor. Sadece 2017 yılında Almanya’nın Suudi Arabistan’a ihracatın miktarı 6.6 milyar Euro’yu geçmiş. Alman Optik ve Tıbbi Şirketler topluluğundan (sendika üyesi) Yorg Mayer’e göre ‘Suudi Arabistan Alman ürünlerini politik nedenlerden dolayı görmezlikten geliyor. Alman Federal Hükümeti ticari işlerin devam etmesi amacıyla Riyad’la diplomatik yollarla diyalog yolunu açması gerekmektedir’.

Frankfurter Allgemeine Zeitung Dergisi, adını vermek istemediği kaynaklara dayandırdığı haberde, Berlin ve Riyad arasında ticari işlemlerde gerilemenin varlığına işaret etti ve Suudi kurumların aylardan beri Alman şirketlerine yeni kontratlar vermediğinin altını çizdi.

Bu esnada, ABD İran’la işbirliğinden ve İranlı Devrim Muhafızlarının aktivitelerine verdikleri destekten dolayı, iki kişi ve, ikisi Almanya’da kayıtlı, dört firmayı yaptırımlar listesine eklediğini de ilave etmekte yarar var.

ABD’nin Hazine Bakanlığı, geçtiğimiz Kasım ayında yayınlanan ve Stephen Minutchin’in imzasını taşıyan bir açıklamada, Yabancı Sermayeli Şirketleri Gözetleme Birimi’nin “İran Devrim Muhafızları Özel Kuvvetlerine bağlı ‘Kudüs Ordusu’nun istikrarsızlığı güçlendirici faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla yabancı para basılmasına yardım etmek için büyük çaplı bir ağa dahil olan kişileri ve şirketleri belirlediğini” açıkladı.

ABD Hazinesi, listede yer alanların “Avrupa ihracat kontroller prosedürlerinin dışına çıktığını ve İran Devrim Muhafızlarına yüz milyonlarca dolar değerinde gelişmiş teçhizat ve ekipman sağladığını” ekledi.

İran’a karşı olan savaşımızda Avrupa’nın rolü hala kritik bir noktadır ve bu rol Avrupa’nın lehinedir, bu nedenle, Avrupa bankacılık ve endüstriyel lobilere karşı kolektif hareketimiz, bir blok olarak bizimle olan çıkarlarının İran’la olan çıkarlarından daha büyük olduğunu düşünürse İran’la ticaret yapmadan önce iki kez düşünmelerini sağlayacaktır.