Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran… Son fırsat | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Başkan Donald Trump, ülkesinin nükleer anlaşmadan çekilebileceğine işaret ederek, İran’ın nükleer programı çerçevesinde 2015 anlaşmasında mevcut olan korkunç boşlukları kapatmak için Avrupalılar ile anlaşmayı istedikten sonra, ABD, nükleer anlaşma çerçevesinde İran’a getirilen ekonomik yaptırımları son kez askıya alıyor. Trump, Avrupa ile olan ilişkilerinde dengeyi muhafaza ettiği bir ortamda, nükleer anlaşma konusunda yeni bir müzakere olursa Tahran’ın yanında değil de Avrupalıların yanında olacağını şart koşarak, topu Avrupa’nın sahasına attı. Avrupalılar, söz konusu nükleer anlaşmayı değişiklik ve düzeltme olasılığı olmayan kutsal bir kitap olarak gördükleri sürece bu, son derece karışık bir iştir.

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, nükleer anlaşma konusunda büyük miktarda maddi, siyasi ve diplomatik bir sermaye yatırımında bulundu. AB ülkeleri, nükleer anlaşmada kapatılmayacak kadar büyük boşluklar olsa bile bu anlaşmayı korumaya çalışıyor. Trump ise, bunun kötü bir anlaşma olduğunu belirterek bir sonraki yaptırımların zamanı geldiğinde daha fazla beklemeyeceği konusunda ısrar ediyor.

İran’a karşı sert tutum sergileyen ABD kurumları, İran’da meydana gelen protestolara uygun olarak ekonomik yaptırımların askıya alınmaması hususunda görüşünü değiştirdi. Herhangi bir yaptırımın konulması halinde yetkililer, bunun bir ABD komplosu olduğunu değerlendirerek, bu durumu İran halkına pazarlayacaktır. Bu kurumlar, yaptırımları dış mihrakların müdahalesiyle ilişkilendirilerek karalama endişesinden dolayı ABD hükümetine şu dönemde yaptırımların kabul edilmemesini öneriyor ki bu da İran rejimi için bir fırsat olacaktır. Öyle ki rejim, göstericileri dış güçlerin ajanları olarak nitelendirmeye çalışacaktır. Washington, nükleer silahlarla ilgili yaptırımları yeniden koyduğu zaman bununla İran içerisinde siyasi ve ekonomik durumdan kaynaklanan halkın rahatsızlığını ABD’ye yönelik bir rahatsızlığa dönüştürmek için İran rejiminin eline bir koz verecektir.

Bir yandan ekonomik yaptırımların dondurulması diğer yandan yeni yaptırımların getirilmesiyle ilgili ABD’nin son kararları, İran’a şöyle bir mesaj vermektedir: Washington, bölgede istikrarı tehdit eden Tahran’ın faaliyetlerine karşı baskıya devam edecek. ‘Son kez’ ifadesi, tamamlayıcı bir anlaşma olmaksızın yaptırımların dondurulması konusunda bir daha ki sefere herhangi bir uzatmanın olmayacağı anlamına geliyor. Eğer Londra, Paris ve Berlin nükleer anlaşmayı gerçekten korumak isterlerse bu durumda Washington, anlaşmayla ilgili büyük boşlukları kapatmak için İran’a daha fazla baskı yapması gerekecek. Anlaşmanın 2015 yılında gelecek 10 yıl devam etmesi için imzalandığı maddesinin kalmaya devam etmesi ise çok zayıf bir ihtimaldir. ‘Son kez’ denklemi, anlaşmanın gerekli değişiklikler olmadan tamamlanması için Avrupa’nın bel bağladığı ümitleri yok ediyor.

İran’daki gösterilerle ilgili 5 Ocak’ta düzenlenen Uluslararası Güvenlik Konseyi’nin toplantısı aracılığıyla protestolar konusunda bir tutum takınmak yerine Fransa, Almanya ve İngiltere nükleer anlaşmaya bağlılıklarını ifade etmek için bu toplantıyı fırsat bildiler. Bu, Tahran’da çok iyimser olanların bile ummadığı siyasi bir destektir. Bu gelişme, bölgenin güvenliğine ve istikrarına karşı İran tehlikesini göz önünde bulundurmaksızın Avrupalıların kendi önceliklerini ticari çıkarlarına hizmet edecek şekilde düzenlediklerine işaret ediyor. Yoksa Avrupa’nın İran’ın yerine müzakere yapacağını kim hayal edebilirdi! Fakat ‘son kez’ denklemi, Avrupalıları iki seçenek arasında bırakacak: Ya İran ile olan ticari çıkarları ya da müttefikleri ABD’yle karşı karşıya gelmek.

Yaptırımların dondurulmasının uzatılmasıyla ilgili ABD’nin son kararı, yeni ekonomik yaptırımların getirilmesiyle eş zamanlı olarak gerçekleşti. Bununla İran’da insan hakları konusunda meydana gelen ihlalleri engellemek amaçlanıyor. Fakat bu yaptırımlar, teknik olarak İran ile yapılan nükleer anlaşmayla bağlantılı değil. Böylece Washington, İran’a karşı sert tutumunu sürdürerek Avrupalı müttefiklerine kendi tutumunu eleştirme olanağı tanımadı. Washington’un gelecek sefer İran’a sunacağı bir havuç daha olmayacak. Geri kalan bütün havuçlar Avrupa’nın sepetinde olsa bile sopa, ABD yönetiminde kalıcı bir politikadır.