Tahran rejimindeki yangını söndürmek İran’ın cebini fena yakacak. Hele de içerideki durumun istikrarsız bir tablo çizdiği, ülkenin dört bir yanında geçim koşullarına karşı yapılan gösterilerin neredeyse günlük rutin haline geldiği bir zamanda.
Bu haftadan başlayarak şirketler ve hükümetlere, İran ile dolar üzerinden iş yapma yasağı geliyor. Tüm dolar havaleleri de durdurulacak. Aynı şekilde İran riyalinin satın alınması veya işletilmesi engellendiği gibi bankaların İran’a borç vermesi de yasak. Amerikan bankalarının İran’daki denk bankalarla ilişki geliştirmesi yasaklanıyor. Altın, gümüş, alüminyum ve hatta kömür satışı, ABD’ye gıda ve halı ithalatı bile yasak.
Bundan üç ay sonra ise İran’a yönelik yaptırımlar, petrolü ve petrokimya ürünlerini de kapsayacak. Her ne kadar bu yaptırım kararı, ABD tarafından tek taraflı olarak alınmış ve diğer müttefikler, nükleer anlaşma ile devam etmeyi ve İran ile iş birliği ve ticareti sürdürmeyi tercih etmiş olsa da çoğu bunu gerçekleştiremeyecek. Zira ABD yaptırımları bu ülkeleri, herhangi bir Amerikan ürününü kısmen bile olsa kendi ticaret ve sanayilerinde kullanmaktan men edecek. Aynı şekilde küresel pazarın temel para birimi olan doları kullanmaları engellenecek; İran ile ilişki geliştiren şirketler, kara listeye alınacak. Doğru, bunlar Amerikan yaptırımları ancak Avrupalı, Çinli, Hintli ve diğer şirketlerin çoğunun İran’la ilişki geliştirmeye cesaret edemeyeceği kuvvetle muhtemel. İran, aracı şirketler yoluyla onlarla ilişki kurmak, dolayısıyla süreyi uzatıp maliyeti önemli ölçüde artırmak zorunda kalacak. İşin en zor kısmıysa İran ve ortaklarının alışverişte dolar kullanımından men edilmesi ve ihtiyaçları karşılamayan takas sistemini kullanmaktan başka çarelerinin kalmayışı. Düşünsenize Çin’e petrol satıyor, karşılığında araba, mobilya veya bunun gibi şeyler alıyor. Ya da petrolü yuan ile satmayı kabul ediyor. Ama bu, Çin’in para birimi; İran başka devletler ile olan alışverişlerinde yuanı kullanamaz. Aynı şey Hint rupisi için de geçerli. İran yurtdışından bir şey aldığında onu hala dolar gibi güçlü bir para ile almak istiyor. Bu durum geçen ay Irak’ın da başına geldi. Irak hükümeti, İran’ın elektriğini kullanmaktan kaynaklı borçlarını İran riyali ile ödemeye çalıştı, ancak İran bunu reddederek bedelin dolarla ödenmesini talep etti.
İran hükümetinin sene başından beri kullanmaya başladığı euro da İran ile ticaret yapmaları halinde ABD yaptırımlarından korkan Avrupalı şirketlerin sorununu çözemez. Avrupa hükümetleri de şirketlerini ne İran ile ilişkiyi geliştirmeye zorlayabilir ne de onları yaptırımlardan koruyabilir. Avrupa ülkeleri İran için kendi para birimlerinin kullanıldığı hesaplar açmaya başladı. Örneğin Almanya, Fransa gibi euro bölgesi ülkelerinde euro, İngiltere’de sterlin, Avusturya ve İsveç’te de yerel para birimi.
İran sokaklarındaki korku, ürkütücü bir şekilde düşen (1 dolar: 120 bin riyal) İran riyalinin fiyatlarına yansıdı. Hükümetin güvenceleri de fayda etmedi. Ekonomik durum birçok cephede zora girdi. İran, önceden sattığı petrolün yarısını satamayacak. Hem de küresel pazarın ihtiyacı olmasına rağmen. Zira Amerika, kendi tankerlerinin kullanımını yasakladı, sigorta şirketlerinden faydalanılmasını engelledi, dolarla ticaretin önüne geçti. Tüm bunların sonucunda Tahran hükümetinin gelirleri hızlı bir düşüşe geçti. Buna bir de mal ve hizmetlerin fiyatını yükselten diğer ekonomik yaptırımların sebep olduğu sıkıntıların eklendiğini düşünün…