Moritanya yönetimi, başkent Nuakşot’un Daru’l Naim semtinde bulunan bir camiye el koydu. İddialara göre, semt halkı uzun zamandır Ali İbni Ebi Talib Camisi imamının, Cuma hutbelerinde kullandığı cümlelerden rahatsızlık duyuyordu.
Söz konusu caminin, İran’ın Nuakşot Büyükelçiliği tarafından finanse edildiğinin ortaya çıkmasından sonra Moritanya yönetimi, camiye el koyduğunu ve imamın görevden alındığını bildirdi.
Nuakşot yönetimi, İran’ın Kuzey Afrika’daki mezhepçi yayılmacılığına karşı ilk adımını attı. Resmi bir kaynağın, Şarku’l Avsat’a verdiği bilgiye göre, İran’ın Moritanya’daki mezhepçi propagandaları, tehlikeli bir hal almaya başladı.
Söz konusu kaynak, “Moritanya halkı, Maliki mezhebinden ayrılmayacak ve halkı Şiileştirme çalışmalarına izin vermeyecektir” dedi. Hükümet ve güvenlik birimlerinin İran’ın Moritanya’daki mezhepçi faaliyetlerini incelemeye aldığını da sözlerine ekledi.
Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre, Moritanya hükümeti tarafından el konulan cami, dini faaliyetler yürüten büyük bir dini merkezin parçasıydı. Söz konusu merkez, İran Büyükelçiliği ile irtibatlı olan kişilerce bir Hüseyniye’ye çevrilmişti.
Moritanya İslami İşler Bakanlığı, söz konusu merkezi kapatmakla birlikte, cami imamını görevden alarak herhangi bir dini faaliyet göstermesini yasakladı ve imamı gözetim altında tutma kararı aldı. Edinilen bilgiler, merkezin, İran Büyükelçiliği ile doğrudan bağlantılara sahip Ehli Beyt Vakfı’na ait olduğunu ortaya koydu.
“Bu tehlike, Batı Afrika bölgesinin tamamını tehdit ediyor”
İran’ın Moritanya’daki mezhepçi ve yayılmacı faaliyetlerine ilişkin Şarku’l Avsat’a röportaj veren Öğretim Üyesi Dr. Abdusselam Vild Harma, “İran’ın mezhepçi ve yayılmacı faaliyetlerinin Moritanya açısından büyük bir tehdit oluşturduğuna dair elimizde kuvvetli deliller olmakla birlikte, tarihsel gerçeklikler ve tecrübeler de bu tehlikeyi ortaya koyuyor. Bu tehlike sadece Moritanya’yı değil, Batı Afrika bölgesinin tamamını tehdit ediyor” dedi.
İran’ın iki açıdan Moritanya’yı hedef aldığına işaret eden Vild Harma, “Ben ve birçok araştırmacı, bu konuda daha önce İran yayılmacılığının tehlikeli bir aşamaya geldiği ve ülkenin güvenliğine tehdit oluşturduğu yönünde uyarıda bulunmuştuk” şeklinde konuştu.
“Doğal servetler, İran’ın iştahını kabartıyor”
Araştırmaların, İran yayılmacılığının iki sebebe dayandığını ortaya koyduğuna işaret eden Harma, “Birinci sebebi Moritanya’nın stratejik bir konumda olması. İkinci sebebi ise Moritanya’da büyük güçler tarafından işletilmeyi bekleyen büyük doğal servetler olmasıdır. Bu doğal servetler, İran’ın iştahını kabartıyor” ifadelerini kullandı.
İran, birçok Moritanyalının zihninde “İsrail işgaline karşı koyan bir güç ve direnişin sembolü” olarak yer ediyor. Bu algı, yıllarca Hizbullah liderinin nutuklarını canlı yayınlayan el-Cezire kanalı ve Müslüman Kardeşler Cemaati’nin Moritanya kanadının çalışmaları yüzünden insanların zihnine iyice yerleşmiş durumda.
Dr. Harma, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda bu konuya değinerek, “İran, dünya Jeo-Siyasetinde, İslam Dünyası’nın zulme uğramış bir parçası olduğu yanılgısını yayıyor. Bununla birlikte İsrail karşıtı direniş sloganını yükseltirken, yaptığı her şey İsrail’in çıkarlarına yarıyor. Ayrıca, birçok bölgede İsrail ile birlikte bir başka işgalci güç olarak varlığını sürdürüyor” değerlendirmesini yaptı.