Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İran’a yönelik ABD yaptırımları Esed rejimini nasıl etkileyecek? | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Şam: Şarku’l Avsat

Washington’un İran’a yaptırım uygulamasıyla birlikte bu yaptırımların İran’ın Suriye projesine nasıl etki edeceği de sorulmaya başlandı.

Şam ve Tahran arasında stratejik olarak tanımlanan siyasi ve askeri alandaki ilişkiler, ekonomi alanında etkisini daha az hissettiriyordu. İki ülke arasındaki ticaret dengesi 2010-2011 yılları arasında 2 milyar dolar şeklinde planlanmasına rağmen 360 milyon dolar seviyesinde kaldı.

Yine Suriye’de diğer ülkelerle kıyaslandığında İran yatırımlarının da düşük olduğu görülüyor. 2000 yılında başlayan iktisadi açılımdan sonra 2006- 2010 arasında gerçekleşen İran projelerinin sayısı yalnızca 7’ydi. Bu projeler içinde Hama çimento fabrikası, Elektrik Dağıtımı yapan İranlı bir firma, Siamco projesi ve Suriye’de üretim yapacak Sifco şirketi bulunuyor. Aynı dönemde Türkiye’nin ise proje sayısı 26’ya ulaştı. 2010 yılında Suriye hükümeti, 10’u Türkiye tarafından gerçekleştirilecek olan 37 yatırım projesini onaylamıştı.

Ancak 2011’de Mart ayında görülen hareketlilik yıkıcı bir savaşa dönüştü ve ekonomi giderek geriledi. Dünya Bankası’nın 2017’deki değerlendirmesine göre, ülke 226 milyar dolarlık bir zarara uğradı. Suriye lirası yaklaşık yüzde 90 oranında değer kaybetti. Halkın yüzde 85’i fakirlik sınırının altında yaşamaya başladı. Ayrıca 2014 yılında işsizlik oranı yüzde 53 seviyesindeydi.

Bu durumda Suriye her alanda İran’dan destek istedi. Askeri ve siyasi desteğine ek olarak Tahran, 2011’in sonundan bu yana rejime ekonomik ve mali desteğini artırdı, sistemi kontrol altına aldı ve çeşitli üretim sektörlerinde anlaşma ve sözleşmeler imzalayarak devlet ekonomisine el koydu.

21 Mart 2012 tarihinde Suriye-İran Serbest Ticaret Anlaşması yürürlüğe girmiş ve iki ülke arasında değiş tokuş edilen mallarda alınan gümrük vergileri % 96 oranında azalmıştı. Bu durum İran’ın 2010’dan 2014 yılına kadar yaptığı ihracatında istikrarlı bir artışa yol açtı. İran Ticaret Geliştirme Kurumu’nun verilerine göre, Tahran, Suriye’nin ilk ticaret ortağı olarak listelendi ve iki ülke arasındaki ticaret hacmi, 2014 yılında 869 milyon dolara yükseldi.

Avrupa pazarına uzanan gaz boru hattı açısından stratejik öneme sahip Suriye, 2013 yılında Suriye, Irak ve İran arasında İslami boru hattı projesiyle 10 milyar dolar bir maliyetle Akdeniz’e uzanan bir projeye imza attı. Boru hattı, günde yaklaşık 110 milyon metreküp gazı pompalayarak Suriye ve Irak’ın günlük gaz ihtiyacınının yaklaşık 30.25 milyon metreküpünü karşılayacak ve Lübnan’ın günlük gaz ihtiyacının 7.5 milyon metreküpünü karşılayacak. Ürdün de doğalgaz hattıyla İran gazına ulaşabilecek. Gelecekte İran, Lazkiye’de bir liman aracılığıyla Avrupa’ya gazı nakletmeyi planlıyor ve bu konuda 2017 yılının başında Suriye ile bir mutabakat anlaşması imzaladı.

İran, çeşitli bölgelerde gaz ve petrol yatırımları anlaşması yaparak Suriye’deki enerji piyasasından payını aldı. 2017 yılında Suriye hükümetinin Tahran ziyaretinde imzalanan bir mutabakat anlaşmasıyla Humus yakınlarında büyük bir petrol rafinerisi kurulmasına izin verildi. Bu anlaşma gereğince İran,savaş sebebiyle zarar görmüş olan Banyas ve Humus rafinelerini yeniden inşa edip donatacaktı. Bu iki rafinerideki üretim, Suriye’nin ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde.

Yine 2017 yılında İran ile Suriye arasında yapılan anlaşmalardan biri de Humus kırsalında bulunan Fosfat madeniyle ilgili. Anlaşma, 50 yıl boyunca İran’ın Fosfat çıkarması ve işletmesine imkan tanıyor. Dünyanın en büyük fosfat madenlerinden biri olan bu maden işletmeciliğine İran böylelikle ulaşmış oldu. Suriye Maden İşletmeleri Genel Sekreterliği’nin verilerine göre, 2009 yılında fosfat rezervleri 1,8 milyar tona ulaşmıştı.

İran, Suriye’deki cari açığı kapatmak için Şam’a kredi açtı ve büyük miktarlarda borç verdi. İran, 2013 yılında, Suriye ihracatının 2010 yılına göre yarı yarıya düşmesi ve petrol gelirlerinin yüzde 93 oranında azalmasına bağlı olarak gelişen cari açığı kapatmak amacıyla 1 milyar dolar tutarında ilk borcunu verdi.

Ağustos 2013’de, özellikle İran’dan petrol türevleri ithal etmek için gerekli 3.6 milyar dolarlık ikinci kredi Suriye hükümetine verildi.

Temmuz 2017’de, Beşar Esad, ihracatı finanse etmek için milyar dolarlık üçüncü İran kredisini onaylayan bir yasa imzaladı.

Yine aynı yıl İranla Suriye arasında telekominikasyon alanında da anlaşma imzalandı. İran’a üçüncü cep telefonu operatörü lisansı verildi. Suriye’de cep telefonu operatörlerinin yıllık 12 milyar Suriye lirası olduğu tahmin ediliyor. Operatöre yapılacak 300 milyon dolarlık yatırımın yüzde 20’si Suriye’nin yüzde 80’i ise İran’ın payı olacak.

Yeniden yapılanmayla ilgili karşılıklı davetler, 2017 yılında anlaşmaların imzalanmasıyla sonuçlandı ve Suriye sahillerinde Elektrik santralleri ve gaz gruplarının kurulmasında işbirliğine varıldı. Şam, Humus, Banyas ve Deyr-i Zor’daki enerji santrallerinin rehabilitasyonu konusunda anlaşmaya varıldı. Ayrıca Suriye İran’a, ülkenin her yerinde santraller kurması için yeni sözleşme sözü verdi. Suriye hükümeti İranlı MAPNA Şirketiyle beş santralin yeniden inşası için 130 milyon avroluk bir sözleşme imzaladı. Bu anlaşmaya göre Suriye, İran’dan Lazkiye limanına 540 megawatlık bir elektrik ithalatı yapacaktı. 2016 yılında Suriye ile İran arasında yapılan elektrik sözleşmelerinin mali değeri bir trilyon Suriye lirası civarında.
Şam ve Tahran ilişkileri konusunda bilgi sahibi kaynakların Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre, Suriye rejiminin resmi açıklamalarının aksine Suriyeli yetkililer, ABD’nin İran yaptırımları konusunda çok rahatsız görünmüyorlar.

Kaynakların belirttiğine göre, 2015 yılında Rusya’nın devreye girmesi İran’ın hiç hoşuna gitmedi. Zira Suriye piyasasında İran’dan gelen gıda ve ilaç yok denecek kadar azaldı. Bu nedenle İran, Şam’a Rusya’nın isteklerine boyun eğmeyerek İran’ın çıkarlarına uygun davranması için baskı yapıyor.

Kaynaklar İran’ın bir yıldan beri kredi hattını durduğunu söylüyor. Pazardaki gıdaların çoğu ise rejime yakın mafya örgütleri tarafından kaçak yollarla Türkiye’den Suriye’ye getiriliyor.

Rejimin ekonomik olarak bundan daha kötü olmayacağını dikkat çeken kaynaklar, rejimin, İran ile Suriye’nin zayıf olduğu bir durumda yapılan adil olmayan anlaşmaların yeniden gözden geçirileceğine işaret ediyor. Bunun için Suriye’nin İran’a yönelik ABD yaptırımlarından istifade edeceği görüşündeler.

Şubat 2015 tarihinde basında yer alan haberlere göre İran, Suriye’nin 4.7 milyar dolarlık kredi talebini karşılamak için 20 milyar dolar değerinde devlet garantisi talep etmiş.

22 Ekim’de, başlarında Suriye Ticaret Odası Sekreteriyle 50 kişiden oluşan iş adamı heyeti, İranla daha önce yapılmış anlaşmalardan bazı tavizler vermesi için İran’a baskı yapmaya gitti. Heyet iki ülke arasında yeni bir anlaşmanın oluşturulmasını istedi.

Kaynaklara göre Rusya ve İran arasında yeniden imar projeleri sözleşmeleri imzalamak için bir rekabet var. Enerji konusunda da Rusya, İran’dan imtiyazları alabilmek için İran’a uygulanan yaptırımlara siyasi olarak karşı çıkmak ve stratejik işbirliği karşılığında İran’a uygulanan yaptırımları kullanacak. Stratejik işbirliğinde ABD’nin Suriye’nin doğusundan kuvvetlerini çekmeye ikna etmesi de bulunuyor.

Kaynaklar, ABD yaptırımları nedeniyle İran yanlısı milislere kesilen mali desteğin azalması nedeniyle Suriye’de etkilerinin azalacağı yönünde. Bu durum Bukemal gibi eskiden İranlı milislerin hakim olduğu bölgelerde Rusya’nın yayılmasında kendini gösteriyor. Rusya, İran nüfuzunun azalmasıyla Şam ile diğer Arap ülkeleri arasında yeni ilişkiler tertip etmeyi düşünüyor.