Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) 1992’de hükümet kurduğu yıllarda rejim karşıtı İranlı iki parti (Demokrat Parti ve Komala Partisi) IKBY’nin siyasi kazanımlarını gözetmek için silahlı faaliyetlerini durdurma kararı almıştı. Buna karşılık IKBY’de faaliyet gösteren diğer partiler bu iki muhalif partiye mali desteklerini sürdürmüştü. Bu süreçte Komala Partisi Süleymaniye kentinin kuzeyinde bulunan Karaj dağlarını, Demokrat Parti ise Erbil yakınlarındaki Köysancak’ı kendisine merkez edinmişti.
Süreç içerisinde iki partinin temellerinde çatırdamalar başlamış ve parti saflarında ayrışmalar meydana gelmişti. Bu sürecin sonunda Demokrat Parti iki kola ayrılmış: Mustafa Hicri’nin liderliğinde “İran Kürdistanı Demokrat Partisi”, Mustafa Mevludi liderliğinde ise “Kürdistan Demokrat Partisi” kurulmuş oldu. Komala ise İbrahim Ali Zade’nin liderliğini üstlendiği “Kominist İşçi Partisi” dışında 3 farklı kola ayrıldı.
Bu iki parti, İran Kürdistanı Demokrat Partisi’nin (İKDP) iki yıl önce silahlı faaliyetlerini yeniden başlattığını duyurmasından önceki 15 yıllık süre zarfında askeri alanda sessizliğini korudu. İKDP, İran sınırına yakın ve çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı köylerde İran Devrim Muhafızlarına saldırılar düzenlemiş. İran rejimi ise bu saldırılara cevap olarak Kuzey Irak’ta bulunan partinin yönetici kadrolarına ve rütbeli komutanlarına yönelik suikastler düzenlemişti.
Komala, azımsanmayacak ölçüde orta ve hafif düzeyde silahlarla donatılmış savaşçılara sahip olmasına rağmen silahlı faaliyet alanındaki sessizliğini sürdürüyor.
Abdullah Muhtedi liderliğindeki “Komala İşçi Devrim Partisi”nden ayrılarak kendi kadrolarını kuran “Komala İşçi Partisi” lideri Ömer el-Yahanzade, önceki partisinin İranlı Kürtleri harekete geçirmek için rejime karşı 2009-2013 yılları arasında silahlı mücadeleyi başlattığını ifade ediyor. Fakat daha sonra bunun “siyasi ve sivil mücadeleye kıyasla boş ya da yararsız” olduğunu keşfettiğini söylüyor.
Şarku’l Avsat’a konuşan Yahanzade, “Şu an, kitleleri siyaseten harekete geçirebilecek geniş kapsamlı siyasi bir proje üzerinde çalışıyoruz. İran sınırları içerisinde silahlı örgüt kurma çalışmaları göz önüne alındığında bu proje, İran rejimine karşı politik çalışmaların önünde ufuk açıcı olacaktır. Bu proje, sınır bölgelerindeki askeri birliklerimizin eğitimine paralel olarak siyasi bir yol şeklinde gerçekleşecek. Henüz rejim güçleriyle doğrudan silahlı çatışmaya girecek zamanın gelmediğini düşünüyoruz”
Yahanzade, önceki partisinin duruşunu şu sözlerle ifade ediyor: “Partinin strateji derinliği, destekçisi ve sağlam bir arka planı olmadığı gibi, dışardan maddi ve lojistik noktasında destek görmüyordu”
Yahanzade, İran karşıtı Kürt partilere maddi desteğini kesen ve bunların Irak’taki faaliyetlerini engelleyen IKBY yönetiminin, önceki partisi üzerinde yoğun bir şekilde baskı kurduğunu ifade etti.
Yahanzade, İran’da rejim değişikliğinin mümkün olup olmadığıyla ilgili, “İran’da faaliyet gösteren tüm muhalif güçlerin bunun için çabaladığını ve İran sınırları dışında rejimi devirmek için yapılan projelere itibar edilmediğini söyleyebilirim. Tahran’daki diktatör rejim kuşkusuz gidicidir. Zira İran’da kitleler, bölgedeki devletlerin içişlerine karışan mevcut rejimin müesseselerine bütünüyle karşı duruyor. İranlıların yaşam standartlarında gittikçe bozulan durum karşısında Tahran’daki rejime karşı benzeri görülmemiş itiraz dalgası günden güne büyüyor” şeklinde konuştu.
Yahanzade, kurduğu partinin, geniş demokratik bir muhalefet cephesi oluşturulmasında Kürt güçlerinin rol almasını sağlamak için İranlı muhalif çevrelerle diyaloğu sürdürdüğünü ifade etti.
İran’da rejim değişikliğinin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Yahanzade, buna büyük ülkelerin engel olduğunu ve bunların başında da ABD’nin bulunduğunu savundu. Yahanzade’ye göre İran’daki rejimin düşmesine engel olan ABD, uyguladığı baskılarla rejimi tutumunu değiştirmeye zorladığını kaydetti.
Yahanzade, “Buna rağmen halktaki öfke, en nihayetinde rejimi ortadan kaldıracaktır. Ayrıca daha önce Irak’ta rejimin düşürülmesiyle ilgili kurulan senaryoların İran’da tekrarlanmayacağına canı gönülden inanıyoruz” dedi.
Yahanzade, İran’da çatışan Kürt güçlerinin yakınlaşması ihtimaliyle ilgili ise şu ifadeleri kullandı;
“Biz, bütün muhalif Kürt güçleri ve partileri arasında işbirliğini güçlendirmek amacıyla bir merkez kurduk. Aramızda ortak işbirliğini sağlamak için geniş bir yol haritası çizdik. Bunların başında mevcut rejimin düşürülmesi ve onun yerine adil, demokratik ve alternatif çözümlerin ikame edilmesi geliyor” dedi.
Yahanzade, Komala partisinin saflarını küçük partilere ayıran farklılıkların ortadan kalkmanın eşiğinde olduğunu vurgulayarak, bu durumun Komala’nın kanatları arasındaki işbirliği arzusunun bir politik çerçeveye yeniden entegre etme konusunda, kişisel kararlılığını pekiştirdiğini söyledi.
Komala son olarak yüzlerce savaşçısını İran sınırına kaydırmıştı. Bu birlikler hali hazırda bu bölgede yoğun eğitimlerden geçerek sokak savaşları taktiklerini öğreniyor. Birlikleri eğiten saha komutanlarından Cafer Muhammed Emini, “Kampımız, İran sınırındaki Kürt köylerine yakın bir yerde bulunuyor. Savaşçılarımız şu anda hafif ve orta düzey silahlar konusunda eğitim alıyor. Ayrıca rejim güçleriyle nasıl mücadele edecekleri, entelektüel ve politik birikimlerinin yanı sıra sonraki aşamada hangi pozisyonlarda görev yapacakları bu eğitimde açıklanıyor” diye konuştu.