Kötü yaşam koşullarına karşı binlerce İranlının sokağa dökülüşünden bu yana iki aydan az bir süre geçmişken ve Sufi Günabad grubunun destekçileri ile güvenlik güçleri arasında çıkan ve iki taraftan onlarca ölü ve yaralı verilmesine sebep olan gerginlikten sonra gösterilerin hayaleti başkent Tahran’a geri döndü. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, güvenlik güçlerinin saldırıları hoş görmeyeceklerini ifade ederken İçişleri Bakanı Abdulrıza Rahmani Fazli ise söz konusu cemaati şiddet olaylarının arkasında yer aldıkları iddialarından akladı.
Görüşmeler pazartesi akşamı, onlarca Günabad tarikatı mensubunun, önderlerinin Tahran’ın kuzeyindeki Pasdaran bölgesinde bulunan konutuna gitmek üzere sokaklara dökülmesinin ardından başladı. Eş zamanlı olarak onlarcası polis merkezi önünde dururken gerçekleşen bir kazada üç polis öldü.
İran televizyonu kazayı yapan otobüs şoförünün itiraflarını yayınladı. Aldığı darbeler nedeniyle yüzü şişen şoför, şiddetli bir darbeye maruz kaldıktan sonra otobüse bindiğini söyledi ve kaza anında bilinçli olduğunu inkâr etti. Şoför sonunun idam olduğunu bildiğine işaret etti.
‘Sufi’ gösterilerinin hemen ardından dün başkanlık ettiği bakanlar kurulu toplantısında açıklamalarda bulunan Ruhani, hükümetinin ‘polise kötü ve şiddet içerikli muameleyi alttan almayacağını’ ifade etti.
Hükümetin haber ajanslarına göre Ruhani’nin tutumu, istihbarat ve içişleri bakanlarının en az 5 polisin ölümüne sebep olan son olaylara dair raporunu dinlediği sırada geldi. Cemaat adına konuşan ‘Meczuban-ı Nur’ adlı internet sitesi, tarikatın bazı üyelerinin başlarındaki ve yüzlerindeki yaraları gösteren resimler yayınladı. Ölü ve yaralı sayısının belirsiz olduğunu belirtirken ağır yaralanmalar neticesinde meydana gelen bazı ölüm vakaları olduğunu duyurdu.
Ruhani açıklamasında ‘her türlü inanç ve düşünceye saygı duyduğunu, kültürel ve düşünsel çoğulculuğu kabul ettiğini ancak hangi grup olursa olsun şiddet yolunun benimsenmesini kınadığını’ dile getirdi. İran Cumhurbaşkanı yetkili makamlardan donanımlarını ve birliklerini korumalarını, düzeni artırmalarını ve benzer olayların kaynağını araştırmalarını istedi. Konuşmanın devamında İranlıların toplumsal krizlerin derinleşmesi ve gösterilerin başka şekillerde geri dönmesine dair korkularına da işaret etti.
İran Başkanlık Ofisi tarafından yayınlanan kamuoyu yoklamasının sonuçlarına dair stratejik bir rapor, yetkililerin içerideki durumu iyileştirmek için acil önlemler almadıkları takdirde İran’da yeni gösterilerin meydana gelebileceğini öngörüyor.
Ancak son günlerde gösteriler hakkındaki en dikkat çekici açıklama İçişleri Bakanı Abdulrıza Rahmani Fazli’den geldi. Fazli’nin açıklamalarına bakılırsa hükümet, Günabad tarikatına bağlı olanların herhangi bir şiddet eyleminde bulunduğunu kabul etmiyor. Fazli, açıklamalarında daha da ileri giderek söz konusu tarikatı ‘ılımlı, mantıklı ve akılcı’ olarak nitelendirdi.
Fazli ayrıca taraflar hakkında herhangi bir ayrıntı vermeden güvenliği ihlal edenlerle kararlılıkla mücadele edeceğinin sözünü verdi. Bununla birlikte bazı tarikat mensuplarının eylemlerinin tüm tarikata fatura edilmemesini de istedi.
Fazli açıklamaları ile ‘Devrim Muhafızları’na yakın medya kanalları ile Ruhani hükümetini destekleyen medya kanalları arasında bir çekişmenin olduğuna dair şüpheleri ve belirsizlikleri derinleştirdi.
Polis, Günabad tarikatına bağlı 300 kişiyi tutukladıklarını duyururken Vekil Ali Rıza Rahimi ‘İSNA’ haber ajansına yaptığı açıklamada tutukluların sayısının düne kadar 360’ı aştığını ifade etti.
Pasdaran bölgesinde yaşanan gergin saatlere ilişkin birçok rivayet var. İran Sinema ve Televizyon Temsilcisi Hamid Ferruh Necad, sosyal medyada yaşananlara ilişkin gözlemlerini aktardı. Hadiseleri olay yerine bakan evinin penceresinden izlediğini söyledi. Bu bağlamda, “Polis güçleri, sivil kıyafetlilerin (Besic ve istihbarat güçleri) ve kızgın tarikat mensuplarının maceralarını engellemek için müdahale etmemiş olsaydı bugün büyük bir insani kayba sebep olacak bir felaketin eşiğinde olurduk” ifadelerini kullandı.
Önceki gece İran polisi, Günabad cemaatinin Pasdaran Caddesi’nde yeni bir toplanma girişimini engellediğini açıkladı. Hükümet tarafından yapılan itidal çağrılarına karşılık İran Savcısı Gulam Hüseyin Ecii, tutukluların sorgusunun hızlandırılmasını talep etmek için düzenlediği basın toplantısında cemaati DEAŞ terör örgütüne benzeterek ‘katillerin bir an önce cezalandırılması gerektiğinin’ altını çizdi.
Devrim Muhafızları’na bağlı ‘Faris’ haber ajansı, Ecii’nin açıklamaları hakkında, “Yasayı çiğneyip güvenliği tehlikeye sokmaları sebebiyle konuya ciddiyetle eğilmek gerekir” değerlendirmesinde bulundu ve Pasdaran olaylarının gösterilerde tutuklananlara karşı uygulanan yaptırımların şiddetini de artırdığını belirtti. Ajans, Günabad cemaatini yasayı çiğnemek, güvenliği tehdit etmek, iç ve dış baskılarla İran içinde sorun çıkarmaya çalışmakla suçladı.
Ecii, İran Polis Şefi General Hüseyin Eşteri ile polisin Pasdaran bölgesindeki gösteriler karşısında tutumunu takdir etmek için bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Ecii, Pasdaran bölgesi olaylarının kolay kolay aşılamayacağını söyledi. İranlı yetkili, dış odaklara işaret ederek onların ‘uydular yoluyla gösterileri teşvik ederek ilham verdiklerini’ söyledi. Cemaati de kamu düzenini bozmak ve yolları kesmek ile suçladı. Yargı yetkilisi, İran Cumhuriyet Savcılığı’nın gösterilerde yaşananları takip etmek için tüm imkânlarını seferber edeceğini vurguladı. Ayrıca tutukluların ‘mesele incelenip esas sebepler ortaya konana kadar’ serbest bırakılmamasını talep etti. Ecii, ‘Polis, gösterilerin zararlarını engellemek için doğru zamanda müdahale etti. Eğer teröristlerin kovuşturulması gecikseydi hasar çok daha büyük olurdu.’ diyerek polisin gösterilerdeki tavrını savundu.
Yaşananlara paralel olarak İran meclisindeki Milli Güvenlik ve Dış Politikalar Komisyonu, dün gösterileri incelemek için İçişleri ve İstihbarat bakanlıklarından ve ‘Devrim Muhafızları’ istihbaratından temsilciler ile acil bir toplantı düzenlendiğini duyurdu.
Komisyon Başkanı Alaaddin Burucerdi, İSNA haber ajansına yaptığı açıklamada ‘tarikat ve rejim arasında bir sorunun var olduğunu’ reddetti. Cemaat liderinin sağlık durumuna ilişkin endişelere cevap olarak da, “Cemaat liderinin güvenliğinin teminatı, toplumun güvenliğinden sorumlu yetkililerin omuzlarındadır” dedi.
Ancak Burucerdi’nin açıklamaları önceki günkü açıklamaları ile çelişkiliydi. ‘Mihr’ haber ajansı Burucerdi’nin daha önce Pasdaran’daki olayları ‘terörizm’ olarak nitelendirerek yargıyı grubun bağlılarını kovuşturmaya çağırdığını aktardı.
‘Amed News’ sitesi de meclisteki haber kaynaklarına dayanarak verdiği bilgide ‘toplantıda güvenlik güçlerinin sorunlu bölgelerde sokağa çıkma yasağı ilan etmesi olasılığının ilk kez tartışıldığını’ aktardı.