Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İranlılar BM gözetiminde referandum istiyorlar | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, iç ihtilafları çözmek ve krizleri aşmak için seçim sandığına gitmeyi önermesinin hemen ardından İran’da tanınmış 15 siyasi aktivist Velayeti Fakih sisteminden laik, demokratik sisteme geçmek için BM gözetiminde halk referandumu yapılması talebinde bulunan bir bildiri yayınladılar.

Avukat Şirin Ebadi Şark’ul Avsat’a yaptığı açıklamada farklı fikirleri ve eğilimlere sahip bildirideki imza sahiplerinin son protestolarda dile getirilen halkın kendi kaderini belirlemek için referandum talebinde bulunduğunu söyledi.

Demokratik ve laik bir sistem ihtiyaç var

İmzacılar, sorunların çözümünün yapılacak özgür seçimle, İran İslam Cumhuriyeti’nden, demokratik ve laik bir sisteme barış içinde geçiş olduğunu söylediler. Aynı zamanda bildiri sahipleri, kurumsal ayrıcalığın kaldırılması özellikle kadın- erkek eşitliği ve etnik grupların, dinlerin ve mezheplerin eşitliğinin sağlanmasının önemine işaret ettiler.

İmzacılar, BM gözetimi altında bir referandum yapılmasının, İranlıların kendi siyasi yöntemini seçmesine ve İran halkının kaderini belirlemesine imkan sağlayacağını düşünüyorlar.

Mevcut düzen sorunları çözmüyor

2003 Nobel Barış Ödülü’nün sahibi İranlı hukukçu ve insan hakları savunucusu Avukat Şirin Ebadi, Şark’ul Avsat’a yaptığı açıklamada, konuşmalarının İran Cumhurbaşkanı Ruhani’ye cevap olmadığını söyledikten sonra geçtiğimiz Aralık ayının sonunda sokaklara dökülen İran halkının mevcut düzenden memnuniyetsizliklerini dile getiren sloganlar attıklarını ve bu düzeni istemediklerini belirtti.

Ebadi, “Farklı talep ve düşüncelerden 15 aktivistin, halkın taleplerine cevap vermeye karar verdiklerini” açıkladı. Bildiri ile ilgili açıklamalarda bulunan Ebadi şunları kaydetti; “Öncelikle hükümet yurt dışında yaşayan İranlıların ülkedeki sorunları bilmediği ve içerisiyle dışarısı arasında bir çatlak olduğunu söylüyor. Biz bu açıklama ile dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın bütün İranlıların tek bir şeyi istediklerini göstermiş olduk.”

Bildiriye imza atan aktivistler

Bildiriye şu isimler imza attı; Sinema yönetmeni Cafer Benahi, avukat Nesrin Setvede, avukat Şirin İbadi, aktivist Beyam İhvan, siyasi aktivist reformcu Muhsin Sazgar, avukat Muhammed Seyf Zade, aktivist Hasan Şeriatmedari, avukat Haşmet Tabarzidi, aktivist Ebu Fadl Kadyani, araştırmacı Muhsin Kedyur, aktivist Kazım Kardavani, yönetmen Muhsin Mahmulbaf, aktivist Muhammed Meleki, insan hakları savunucusu Muhammed Nuri Zad.

Bildiride, İran yönetimi dini kullanmak, dini kavramların arkasına saklanmak, yalancılık , aldatma ve şeffaf olmamakla suçlanıyor. Yine bildiride, hükümetin kamuoyunu görmezden geldiği, insan hakları standartlarına uymadığı, İran halkının hak ve hürriyetlerini sistematik olarak çiğnediği, toplumsal ve siyasi sorunların çözümünde son derece yetersiz olduğu ifade edildi. Ayrıca barışçı reform ve yasal denetim unsurlarının olmayışının İran’ın ilerlemesinin önünde bir engel olduğu vurgulandı.

Ebadi, 39 yıldır süregelen İslam Cumhuriyeti sisteminin, “Reformcu ve muhafazakar farklı kanatların hükümetleriyle de olsa” devletin ıslahı için yeterli olmadığının ortaya çıktığına dikkat çekti.

“Halk dini bir yönetim istemiyor”

Ruhani’nin İran’ın açmazlardan kurtulmak için seçim önerisine dikkat çeken Ebadi şunları söyledi; “ Cumhurbaşkanın talebi anayasaya uygun. Buna göre önemli konularda referandum yapılabilir. Ancak temel bazı meselelerde değişiklik yapmak imkansız. Bunlar arasında İslam Cumhuriyeti ve İslam hükümeti ve İran kanunlarının referans kaynağı var. Bu demektir ki, velayeti fakihin kendisi bile bu ilkeleri değiştiremez. Bu nedenle halk dini bir yönetim istemiyor.”

Gösterilerde Hamaney hedef alındı

Ebadi, İran’da ülkenin iç ve dış siyasetini eleştirmek için 80 ilde gerçekleştirilen gösterilerde atılan sloganlarda sistemin ilk adamı İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in hedeflendiğini söyledi.

Geçen hafta yaptığı basın toplantısında Ruhani de göstericilerin sloganlarının ekonomik sorunlarla sınırlı olmadığını, dış politika ve diğer toplumsal sorunları da kapsadığını vurgulamıştı.

Halkın yüzde 75’i durumdan memnun değil

İran cumhurbaşkanlığının “Stratejik Araştırmalar Merkezi” tarafından geçen hafta yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre, katılımcıların yaklaşık yüzde 75’i İran’daki mevcut durumdan memnun değiller. Araştırmaya göre halkın yüzde 60’ı hala sorunların düzeltilebileceğine inanırken yüzde 31 aksi kanaatte.

“Hükümet bu talebe boyun eğmek zorunda kalabilir”

Avukat Ebadi, bildiride Birleşmiş Milletler himayesinde İslam Cumhuriyeti ‘den laik, demokratik hükümete geçişe çağrı yapıldığını söylemekle birlikte şunları vurguladı; “Biz 15 kişinin imzaladığı bir bildirinin mucizeler yaratmasını beklemiyoruz. Ancak bu ses halkın arasında yükseltilirse, bu istek halkın talebine dönüşebilir ve hükümet bu talebe boyun eğmek zorunda kalabilir. Zira insanların memnuniyetsizlikleri yüksek oranlarda ve her geçen gün ülkenin değişik bölgelerinde bir karışıklığın olduğunu gözlemliyoruz.”

BM gözetiminde referandum

Halkın taleplerini karşılamada gecikme konusunda uyarılarda bulunan İbadi şöyle dedi: “Eğer referandum yapılmazsa haksızlıklar daha da artacak ve bu durum şiddete yol açacak. Bu nedenle BM gözetiminde yapılacak bir referandum bizi şiddetten kurtarmanın tek yolu.”

İslam Devrimi Mücahitleri Örgütü Merkez Komitesi üyesi Ebu el- Fadl Kadyani, reformcu kanadın tavizlerini ve son gösterilerdeki tutumlarını eleştirerek İran dini liderini diktatör olarak nitelendirdi. Kadyani reformcuları İran halkı adına dini liderle uzlaşmakla suçladı.

Ruhani, referandum kararı alabilir

Önceki gün devrimin yıldönümünde yaptığı konuşmada Ruhani, İran’daki akımlar arasında gerçekleşen karar alma krizini çözmek için referandum ve seçim seçeneklerine başvurulabileceğini söyledi.

Ruhani’nin bu referandum çağrısının halkın taleplerine cevap verip vermeyeceğiyle ilgili soruya cevaben Ebadi şunları söyledi; “ Ruhani’nin sicilini olumlu bulmuyorum. Çünkü o, cumhurbaşkanlığı boyunca ekonomik alanda da insan hakları alanda da bir iyileştirme gerçekleştiremedi. Siyasi tutukluları serbest bırakma sözünü tutmadı. 3 bin 700 kişi tutuklandı, bunlar içinde bazıları işkence altında can verdi. Sonunda savcı çıktı bütün arsızlığıyla tutukluların intihar ettiğini açıkladı.”

Siyasi tutuklular

Ebadi, Ruhani’nin siyasi tutukluları serbest bırakacağı sözüne dikkat çekerek şöyle dedi; “ Dikkat çekmek gerekir ki tutuklular aleyhine en fazla davayı cumhurbaşkanlığına bağlı İstihbarat Bakanlığı açtı. Bu bakanı da Ruhani seçti ve parlamentoya sundu. Bu nedenle, Ruhani siyasi tutukluların serbest bırakılması gerektiğine inanıyorsa istihbarat yetkililerine bu davaların düşürülmesini emretmesi yeterli. Bu şekilde tutukluların serbest bırakıldığını görürüz.”

Ebadi sözlerini şöyle sonlandırdı; “ Ruhani, bir takım sözlerle sorunları çözmeye çalışıyor. İnsanların öfkelerini yatıştırmak için güzel tabirler kullanıyor. Maalesef bunun hiçbir anlamı yok ve insanların memnuniyetsizlikleri her geçen gün daha da fazla arttığını görüyoruz.”