Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

İslam dünyasının savaşı | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Mesele açık ve basit, ya geleceğini kendin yaratırsın, ya da başkaları senin için gelecek yaratır. Geleceğini çıkarların, isteklerin, sorumlulukların doğrultusunda inşa edersin, ya da başkaları çıkarları ve kendi hesapları doğrultusunda inşa eder. Ya yapımında ortak olduğun dünyada yaşarsın, ya da başkalarının yapımı bir dünyada yaşatılırsın. Olmadığın yerde yaratılanlar, genelde, aleyhinde yaratılır.

Gelecekten kastımız, güvenliğiniz, istikrarınız, ekonominiz, ait olduğunuz bölgedeki pozisyonunuz ve bulunduğunuz dünyayla olan ilişkinizdir. Artık sınırlarınızı veya pencerelerinizi kapatamazsınız. Geleceğiniz komşularınızın ve onların ötesinde olanların geleceğinden ayrılamaz. Fikirlerin izin veya ruhsatname olmaksızın aktığı birbirine bağlı bir dünyadayız. Komşunun haritası hasta veya ihlal edilmişse ise haritanız emniyet içinde kalamaz. Karanlık orduları, artık, internet, sosyal medya, ekranlar ve platformlar aracılığıyla gizlice sızıyor. Sınırlarınız içinde bir çözüm mühendisliği kendinizi dünyada olup bitenlerden izole edemez, ellerinizi yıkayamazsınız.

Bu nedenle, dün Riyad’da ‘Terörizme karşı İslam İttifakı’ toplantısında hazır bulunan savunma bakanlarının İslam dünyasının kaderini sürdürme kararı aldığına dair bir ifade olduğuna, bir yerde tedavi olmasına rağmen hızla bir başka yerde yayılan terörizm kanserine yönelik kapsamlı bir toplu plan geliştirmeye karar verdiklerine inanmak istiyoruz. Zira, bu kanserin son mesajı korkunç ve çok etkileyiciydi.

Kuzey Sina’nın merkezi Ariş’in el-Ravda köyündeki “Cuma Namazı Katliamı” ndan kurtulanların anlattıkları yürek dağaldı. Eid Şerifat adlı tanık vatandaşın dün gazetemize anlattıklarını öfke ve şiddetli üzüntü karışıklığı duyguları içinde okudum. “Köydeki çoğu arkadaşım camide öldürüldü. Yerel köy konseyinin sekreteri de öldürüldü. Köy nüfusunun dörtte üçü öldürüldü” dedi. 27 çocuğun da aralarında bulunduğu 300’den fazla kişinin öldürüldüğü katliamda, Şerifat, kendi ailesinden yirmi kişinin öldürüldüğünü söyledi.

Anlatılanlar yürekleri dağlıyor. Caminin içinde yaşananlar korkunç bir katliamdı. Katliamda yaşanan vahşet, korku filmlerinin en yaratıcı fantezilerini aşmıtır. Yaşananlar keder kadar öfke de uyandırıyor. Yaşananlar Mısır’ı güvenliğini, istikrarını ve ekonomisini hedef alma kararlılığıdır. Mısır’ın nefes almasını önlemektir. Hamdolsun ki, halkı, ordusu ve diğer kurumlarıyla Mısır, bu çılgınca dalganın önüne boyun eğecek durumda değil. Yaşananlar terörizm ve radikalizm kaynaklarının kitle imha silahı olduğunu hatırlatmaktadır. Cuma namazı katliamının birden fazla yerde tekrarlanabileceğini söylemek abartı değildir, zira, teröristler her türlü sınır ve kutsallığı ihlal etmişlerdir.

Cuma namazı katliamı, İslami Terörle Mücadele Koalisyonunun ilk toplantısından iki gün önce gerçekleşmesi bir tesadüftü. Toplantıya katılanların terörün kötülüklerini hatırlatmaya gerek yok. Artık hiçbir belirsizlik yok, İslam dünyası terörizmin ilk hedefi ve terörist savaşlarının büyük kaybedenidir. Terörizmin batılı şehirleri ve uzak başkentlerini de hedef aldığı doğrudur, ancak, terörizmin ilk ve son amacı, dünyayı birbirine bağlayan arterleri kestikten sonra Müslüman dünyasını baskı altına sokmaktır.

İslam dünyasında terörizmi kökten sökmek ve aşırılık yanlısı çeperleri kapatmaktan başka çaresi yok. Bu savaş, tüm hükümetlerin programının ilk maddesi olmalı. Tüm hükümetler gerekli imkan ve uzmanlığın yanı sıra, terörizme karşı savaşı kazanmanın öneminin farkında olan diğer ülkelerle de fiili işbirliği kurmalıdır. Terörizme karşı zafer kazanmak bu aşamada lüzumlu olmaktan çıkarak elzem bir mesele halini aldı. Terörizm ve aşırılığı yenmeksizin, normal bir devlet inşa edilemez, doğal bir ekonomi de kurulamaz, İstikrar ve yatırım hakkında da konuşulamaz.

İslam dünyasının kaynak fakiri olmadığı ortada. Sorun irade eksikliğidir. Sorun, İslam aleminin ateşkes mantığına, üstelenecek roller hakkında çatışmalara ve hassasiyetlere teslim olmasındadır. Müslüman dünyasının artık bu tür mazeretleri bekleme lüksü yok. Kapsamlı gelişme ve modern eğitim olmadan ülkeler ve kurumlar inşa etmeksizin geleceğe gidilemez ve hızlanan teknolojik devrimler yakalanamaz. Terörizm ve aşırılık, yalnızca hukukun üstünlüğüne ve harita içinde veya dışında olup olmadığına bakılmaksızın, diğerlerinin farklı olmasına saygı duyan doğal devletlerin bir numaralı düşmanıdır.
Karanlığın kendi topraklarında odaklanmasını her başardığında, Müslüman dünyanın büyük güçlerle yamanarak aman dilemesi, ardından da bu güçlerin müdahalelerinden ve olaylara değişik bakış açısıyla bakmalarından şikayet edilmesi akıl dışıdır.

Suudi Veliahtı Prens Muhammed bin Selman’ın Riyad Konferansının açılış konuşmasında söylediği üzere, konferansın, terörün yeryüzünden tamamen silinene dek terörle kapsamlı bir çatışma kuracağına inanmak istiyoruz. Katılımcı ülkelerin askeri, mali, istihbarat ve siyasi düzeylerde işbirliği temelleri kuracağına inanmak istiyoruz. Zira, terörizmin beyinlerdeki, kitaplardaki, camilerdeki, ekranlardaki ve tüm platformlardaki etkilerini ancak kapsamlı bir savaşla kaldırılabiliriz.

Amacımız, Müslüman dünyasının karşılaştığı tek sorunun terörizm olduğunu söylemek değildir. Bu dünyada siyasi, ekonomik ve sosyal pek çok eski ve yeni sorun var. Amacımız, diğer sorunlarla başa çıkmak için terörizm ve aşırıcılıkla mücadelenin bir ön şart olmasını vurgulamaktır. Aşırılık ve terörizm, haritalar içindeki bileşenler arasındaki ilişkileri zehirledi. Aynı zamanda İslam devletleri arasındaki ilişkileri de zehirlediği gibi, İslam ülkeleriyle dünya arasındaki ilişkileri de zehirledi.

Dünyanın doğal bir parçası olmaksızın, halklarımızın ve çocuklarımızın geleceği hakkında konuşamayız. Geçmişten gelen otlarla çağın hastalıklarına çare arayan kapalı bir ada olamayız. Dünyanın gelişmiş kesiminin pazarlarımızı istediği doğrudur, ancak aynı zamanda laboratuvarlarının ve araştırmaların meyvelerine de ihtiyaç duyduğumuz doğrudur ve inanılmaz teknolojik ilerlemelerine ve yatırımlarına da ihtiyacımız vardır. Teröristlerden ve aşırılık yanlılarından kaynaklanan korku İslam ülkelerinin enerjilerini ele geçirdiği gibi istikrar, yatırım ve refahını da engelledi. İşte bu yüzden teröre savaş, şu an İslam dünyasının geleceği için savaşa benziyor.