Dini öğretiler, kanunlar, sistemler ve insan hakları olmasaydı insanlar birbirlerini yerlerdi. Şam halkının söylediği gibi herkes istediğini yapabilseydi hayat çorba olurdu. Bundan dolayı benim özgürlüğümün başladığı yerde senin özgürlüğün, senin özgürlüğünün başladığı yerde de benim özgürlüğüm biter.

Bugünkü mevzu, geniş bir alanı kapsayan özgürlük hakkında olacak. Sizin karar vermeniz ve dünyanın hala şeytanın akıllarını çeldiği insanlarla dolu olduğunu teyit etmeniz için size iki hadise anlatacağım.

Birinci hadise şu şekilde: Amiş diye adlandırılan cemaat liderlerinden birisi Amerika’nın Ohio eyaletinde 15 yıllığına hapse mahkûm edilir. Çünkü dini anlaşmazlıklardan dolayı kendisine bağlı mezhepten ayrıldıkları için onlardan intikam almak ve onları cezalandırmak maksadıyla pek çok kadının saçını ve erkeklerin de sakallarını kesmiştir.

Amiş cemaati, ABD yargısından uzaklaşmaya ve kendi problemlerini kendileri çözmeye çalışıyor. Fakat saldırıya uğrayan bir grup insan, konu hakkında yetkilileri haberdar eder. Şöyle ki saldırganların keskin makaslarla cemaatin saç ve sakallarını kesmelerini engellemeye çalışan insanlar yaralanmıştır.

Bunun üzerine savcı Steven Dettelbach, kuzey Ohio bölgelerine inanç özgürlüğünün temel ilkelerden birisi olduğunu ve bu özgürlüğe saldıran kimsenin ülkede bulunma hakkının olmadığını ifade etti.

Amiş cemaati, ABD toplumumdan tecrit edilmiş bir şekilde yaşıyorlar. Eski yaşam tarzını sürdürüyorlar ve teknolojiyi kullanmıyorlar.

İkinci olayın kahramanı ise, maalesef Avustralya’ya göç etmiş Müslüman bir adamdır. Söz konusu adam, Hıristiyan Avustralyalı bir genci İslam’a girmeye ikna eder. Ta ki genç, Müslüman adama gelip canının içki çektiğini ve dolayısıyla bir kadeh içtiğini itiraf edinceye kadar her şey çok güzel gider. Boyu 190 cm’ye ulaşan ve kilosu 120 kg olan iri cüsseli Vesim Feyyaz, Martinez’in yakasından tutup gömleğini çıkararak onu yere yatırır. Ellerini ve ayaklarını bağlayıp şiddetli bir şekilde 40 celde (değnek veya kamçı ile dövme) atar. Gencin sırtından kan akmaya başlar. Feyyaz, gencin ağlamasına ve yalvarmasına acımaz. Sonuç ise, genç İslam’dan çıkar ve Müslüman adamdan şikâyetçi olur.

Feyyaz, yargılanması esnasında İslam’ı kıskandığını ve cezayı kendi elleriyle tatbik etmek istediğini belirtir. Bundan dolayı da 16 ay hapse mahkûm edilir.

Feyyaz, içkinin yasaklanmasının Bi’set’ten sonra 16 yıl yavaş yavaş olduğunu unutmuştur. İçki, Peygamber efendimizin vefatından yedi sene önce yasaklanmıştı.

İşte Feyyaz, bu işler böyle olmaz…