İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Avigdor Liberman dün, Hamas Hareketi’ni İsrail’in şartlarını kabul etmesi ve İsrailli mahkumları serbest bırakması için baskı altına almak amacıyla Gazze Şeridi’ni hedef alan bir dizi cezai karar aldı. Diğer hamlelerin dışında, Gazze Şeridi’nin tek ticari sınır kapısı olan Kerm Ebu Salim Sınır Kapısı’nı kapatma kararı da bu yöndeki en önemli adımlardan biri.
Netanyahu dün yaptığı açıklamada, “Uzun zamandır söylediğim gibi, planladığımız adımlarla ilgili tüm detayları önceden açıklama niyetinde değilim. Savunma Bakanı ile görüştükten sonra Gazze Şeridi’ndeki Hamas hükümetine uyguladığımız yaptırımları artırmaya karar verdik. Bu karar doğrultusunda, bugün Ebu Salim Sınır Kapısı’nı kapatacağız. Başka adımlar da olacak ancak onları açıklamayacağım” ifadelerini kullandı.
Askeri kaynaklara göre, İsrail, yıllardır kuşatma altında olan Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin acılarını hafifletmek için uluslararası kuruluşlardan gönderilen insani yardımların bölgeye girişini engelliyor.
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki yaptırımlarını hafifletme şartı: askerlerin cansız bedeninin iadesi
Öte yandan İsrail işgal kuvvetleri, Hamas ve diğer örgütlere hizmet ettiği gerekçesiyle dün kentteki el-Kuds TV ofislerini kapattı. Bakan Liberman, Gazze’ye uygulanan yeni yaptırımların arkasında olduğunun altını çizerek bu yaptırımların hafifletilmesinin, Gazze Şeridi’nde gözaltına alınan askerlerin cansız bedenlerinin iadesi şartına bağlı olduğunu belirtti.
İsrail’in bu adımı, Hamas’ın iki taraf arasındaki arabuluculara mahkumlar konusunun güvenlik ve insani koşullarla ilişkilendirilmesini kabul etmediğini duyurmasının ardından geldi. Hamas, kuşatmanın kaldırılması karşılığında İsrail’le uzun süreli bir ateşkes için müzakerede bulunmaya hazır olduğunu belirtmişti. Mahkumlar konusunda ise, son iki yıl içinde yeniden tutuklanan Şalit Anlaşması’nın esirlerinin serbest bırakılması için müzakere yapılmasının gerekli olduğunu söylemişti.
İsrailli iki ailenin, oğullarının cansız bedenlerini iade etmesi için hükümetten Hamas’a askeri baskı uygulaması talebiyle kampanya yürütmelerinin ardından, Netanyahu ve Liberman’ın bu yaptırımları uygulamaya başlandığı söyleniyor. Hükümeti, Filistin’in bölünmesini sağlamak amacıyla Hamas’ın iktidarda kalmasına yardım ederek barış müzakerelerinin ilerlemesini engellemekle suçlayan solcu Siyonist güçlerden bazıları da bu kampanyaya katıldı. “Hükümet, Hamas’ı zorla düşürme çalışmalarına ve liderlerine karşı suikast düzenleme politikasına geri dönmeli. Bu, barış müzakerelerinin düzenlenmesini ve mahkumların serbest bırakılmasını sağlar” ifadelerini kullanan İsrail İşçi Partisi eski Başkanı General Amram Mitzna da kampanyaya destek verenler arasında.
“İsrail ordusu aynı anda iki cephede savaşmayı tercih etmiyor”
Askeri çevreler “Gazze Şeridi işgale hiç olmadığı kadar yakın. Gazze’ye saldırı yapılmasını engelleyen şey, güneyde savaş halinde İsrail’e karşı kuzeyde bir cephenin açılmasından duyulan korku. İsrail ordusu, aynı anda iki cephede savaş yapmamayı tercih ediyor” ifadelerini kullandı.
İsrail ordusunun güney bölgesindeki eski Komutanı General Sami Turgeman, İsrail’in Gazze Şeridi’ne karşı başlattığı askeri operasyonun tehlikelerine dair uyarıda bulundu. 2014’teki son savaş sırasında işgal güçlerinin komutanı olan Turgeman, Washington Araştırma Enstitüsü için hazırladığı bir çalışmada, İsrail’in Gazze’deki ‘gereksiz’ ve ‘kısır’ savaşı tekrar etmekten kaçınması gerektiğini söyledi.
Sami Turgeman, İsrail’e, bölgedeki “ılımlı” ülkelere ve dünyanın dört bir yanındaki yetkililere, Hamas’ın bu aşamada pratik olmayan silahsızlanma talep etmesi yerine askeri inşaata devam etmemesi karşılığında, Gazze Şeridi’ndeki ekonominin canlandırılması tavsiyesinde bulundu. Ayrıca, Hamas’a onları kontrol altına alma fırsatı vermemek için, Batı Şeria’daki ekonomik koşulların da geliştirilmesini tavsiye etti. Turgeman, çalışmasında Gazze Şeridi’yle ilişkide en etkili yöntemin, İsrail’in diğer alternatiflerden kaynaklanan askeri risklerini azaltacak şekilde çatışmayı yönetmek için kalkınmayı sağlamak olduğu düşüncesinde. Turgeman ayrıca, Hamas hükümetinin çöküşüne ve Gazze Şeridi’ndeki kaosun yayılmasına yol açan herhangi bir askeri hareket sonucu ya da Hamas’ın Batı Şeria’nın kontrolünü ele geçirmesi halinde hükümetin maruz kalacağı sıkıntılar ve insani kayıplara dikkat çekti.
Hamas hükümetini düşürmek için İsrail’i Gazze Şeridi’ne karşı askeri harekat başlatmaya sevk edebilecek etkenlere işaret etti. Siyasi çıkmaz, Gazze Şeridi’nde insani kriz ve Hamas tarafından İsrail’e yönelik istikrar ve askeri saldırı tehdidi gibi etkenler bunlar arasında yer alıyor. Turgeman, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonunun Suriye veya Lübnan cephesi gibi diğer cepheleri tutuşturmasının muhtemel olduğunu, böyle bir operasyon nedeniyle kuzey bölgesinin karışmasının ise İsrail’e faydası olmayacağını söyledi.
İkinci Özgürlük Filosu; ablukayı kırmak için Gazze’den yola çıktı
Konuyla ilgili olarak, Kuşatmayı Kırma Ulusal Komisyonu ise İkinci Özgürlük Gemisi’nin bugün Gazze Limanı’ndan yola çıktığını duyurdu. Komisyon Sözcüsü Bessam Munasıra, Filistinli grupların temsilcilerinin, öğrencilerin, yaralıların, çocukların ve konuyla ilgilen kişilerin katıldığı bir basın toplantısında, sınır kapılarının kapatılması nedeniyle Gazze dışına çıkamayan pek çok yaralı ve hastanın da deniz yolculuğuna katılacağını belirtti. Bu insani yolculuğa tam bir koruma sağlamaları için ilgili taraflara çağrıda bulundu ve “Gazze’yi dünyaya bağlayan ve Gazze halkının kısıtlama olmaksızın özgürce seyahat etmesini sağlayan bir deniz trafiği hattının açılmasını dört gözle bekliyoruz” dedi.
Kuşatmayı Kırma Ulusal Komisyonu, ablukanın deniz yoluyla kırılması için “Birinci Özgürlük Gemisi”ni 29 Mayıs’ta kaldırarak dünyaya açılmaya çalışmıştı. İsrail Deniz Kuvvetleri, gemideki herkesi gözaltına almış; kaptan Süheyl el-Amudi dışındaki 16 kişi aynı gün serbest bırakılmıştı.
İsrail, 2 milyona yakın Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi’ni, Hamas’ın 2006’daki seçimleri kazanmasından bu yana abluka altında tutuyor.