İsrail Başsavcısı Shai Nitzan, ülkenin güney bölgesi olan Negev’deki (Nakab) Umm el-Hiran köyündeki olaylara ilişkin soruşturmaya takipsizlik kararı verdi.
Nitzan, Filistinli köylüleri kendi evlerini yıkmak ve terörist olmakla suçlayarak öğretmen Yakub Ebu El-Kayan’ı öldüren polisler hakkında ise resmen takipsizlik kararı verdi.
Dava hakkındaki raporunda suçun gerekçesini açıklayan savcılık, raporda “Soruşturma dosyasını ve sonuçlarını inceledikten sonra, Adalet Bakanlığı’ndaki polisin soruşturma biriminde Ebu el-Kayan’ın öldürülmesinin ardında herhangi bir suç şüphesi bulunmadığı ve polisin hayatını tehlikeye attığı hissinden ortaya çıktığı kararlaştırıldı” olarak açıkladı.
Umm el-Hiran, Negev’de bir Bedevi köyü. İsrail hükümeti, köy sakinlerini bölgeden sürmeye ve tüm evleri, aynı ada sahip olacak bir Yahudi köyü kurmak için yıkmaya karar verdi.
18 Ocak 2017’de eğitimci Ebu el-Kayan’ın evi de dahil olmak üzere yaklaşık 30 evi yıkmak için çok sayıda polis köye geldi. El-Kayan, evini yıkılmış halde görmemek için öfke içinde olay yerini terk etmek için otomobiliyle uzaklaşmaya çalıştı. Bu esnada İsrail polisi, el-Kayan’ın ateş ettiğini iddia ederek onu vurup öldürdü, çünkü şoförün kendilerine karşı bir saldırı gerçekleştirdiğini düşünüyorlardı.
Ebu el-Kayan’ın naaşı olay yerinden diğer köylüler tarafından alınmaya çalışıldı fakat polis, naaşı alıkoydu. İsrail yönetimi cenazeyi birkaç gün tutarak soruşturma için otopsiye gönderildiğini iddia etti. İsrail’deki Arap Vatandaşları Savunma Merkezi “Adalah”, “İsrail polisinin Arap vatandaşlarına karşı yürüttüğü kanlı şiddete yasal teminat sağlayan İsrail politikasının devamı olarak, cinayetten sorumlu kişilerin yargılanmasına izin verilmeyerek mahkemeye çıkarılmadı” açıklamasında bulundu.
Adalah, “Polisin Ebu el-Kayan’ı herhangi bir gerekçe göstermeksizin öldürdüğü ilk günden açıkça anlaşılsa da, Arap vatandaşlarına yönelik ciddi suçları örtbas etmedeki rolünü tekrar oynadığını ve İsrail savcılığının bunları kapsadığını” vurguladı.
Adalah son olarak, İsrail Cumhuriyet Savcılığı’nın tavrını düzeltmesini ve cinayetten sorumluları yargılamak için derhal harekete geçmesini istedi.
İsrail yönetimi, bölgedeki Filistin köylerinin yasa dışı yollarla kurulduğunu ve yıkılması gerektiğini iddia ediyor. Köy halkı ise bu toprakların, İsrail’in kurulmasından çok önce dedelerinden kendilerine miras kaldığını vurguluyor.
Köylüler, İsrail güçlerinin her yıkım işleminin ardından ahşap ve plastik malzemelerle evlerini yeniden inşa ederek direnişlerini sürdürüyor.
Negev bölgesindeki diğer köylere olduğu gibi elektrik ve su gibi zorunlu hizmetleri sunmayan İsrail, bölgede yaşayan Filistinlilerin arazi mülkiyetini de tanımıyor.
Filistin kaynaklarına göre, İsrail şimdiye kadar, 220 bin Filistinlinin yaşadığı 12 milyon dönümlük Negev Çölü’nün 11 milyon dönümüne el koydu.