İsrail son olarak, İran Devrim Muhafızları’nın ülke dışındaki operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü tarafından kendi ülkesine atılan 20 füzeye yanıt olarak Suriye’deki İran mevzilerini bombalamıştı.
Ancak bu yaşananlar, saldırıyı püskürtmekte başarısız olan İran ile İsrail arasında yaşanan gerginlik açısından dönüm noktası.
İsrailli bir güvenlik yetkilisinin ifadelerine göre, İsrail’in Çarşamba akşamı İran’ın Suriye’deki stratejik ve lojistik tesislerinin yanı sıra silah ambarlarına yaptığı saldırı, 1972 yılında Suriye ve İsrail arasında imzalanan “saldırmazlık” anlaşmasından bu yana gerçekleşen en büyük askeri operasyondu.
Saldırıdan kısa bir süre sonra açıklama yapan İsrail Savunma Bakanı Avigdor Lieberman’ın, “İran’ın altyapı tesislerinin neredeyse tümünü vurduk. İran’ın Suriye’yi İsrail’e karşı ‘öncü üsse’ çevirmesine asla izin vermeyeceğiz” şeklindeki ifadeleri, Kudüs Gücü’ne yönelik saldırıların artacağının bir işareti olarak görüldü.
Suriye’deki iç savaşın başlamasından bu yana ilk kez İsrail, Kudüs Gücü ve Komutanı Kasım Süleymani üzerinden İran’ı işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’ndeki birliklerine yapılan saldırıda doğrudan yer almakla suçladı.
Suriye’deki İran ve Hizbullah mevzilerinin vurulduğu zamanlarda nadiren sorumluluğu üstlenen İsrail, bugün açıklama yapıyor ve onlarca hedefi kendisinin vurduğunu ilan ediyor.
İsrail ordusu Salı günü Suriye’den gelecek olası bir İran saldırısına yönelik yedek birlikleri toplamış ve işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’nde siviller için barınak hazırlanması talimatını vermişti. Bu gelişmelerden önce İsrail ordusu Şam’ın güneyindeki İran’a ait askeri karargahları vurmuştu. Saldırıda 8’i İranlı 15 kişi ölmüştü.
Elbette İsrail-İran gerilim hattında yaşanan son gelişmeleri ABD Başkanı Donald Trump’ın nükleer anlaşmadan çekilme kararını göz önüne almadan değerlendirmek mümkün değil. Netanyahu bu kararı “cesurca” olarak nitelemişti.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun daha önce yaptığı “Er ya da geç İran ile yüzleşeceğiz” ve “İsrail, İran’ın saldırgan tutumuna son vermeye kararlı” şeklindeki açıklamaları sonrası bir saldırı olabileceği bekleniyordu. Ancak Netanyahu’nun, ülkesinin Tahran’la askeri gerginliği tırmandırmak istemediği de biliniyordu. İsrail Başbakanı, geçen hafta parlamentoda yaptığı konuşmada, İran’ın İsrail’e karşı kullanmak için Suriye’ye yüzeyden-havaya füze, insansız hava araçları (İHA) ve çok sayıda askeri teçhizat aktardığını ifade etmişti.
İsrail ordusu Suriye’den kendi birliklerine atılan 4 füzenin, Demir Kubbe Hava Savunma Sistemi tarafından havada imha edildiğini, diğer füzelerin de Suriye sınırları içerisinde infilak ettiğini ifade etmişti.
İran’a bağlı birliklerin Suriye’de kullandığı mevzilere yapılan saldırıda Suriye rejimine ait 5 hava savunma bataryasının imha edildiği belirtildi.
Öte yandan Rusya Savunma Bakanlığı, İsrail’in Suriye’ye düzenlediği saldırıda 28 uçak kullandığını ve hedeflere yönelik 70 civarında füze attığını açıkladı. Suriye Hava Savunmasının füzelerin yarısından fazlasını havada imha ettiğini belirtti.
İngiliz yayın kurumu BBC’nin konuya ilişkin yayımladığı raporda, İran-İsrail gerilim hattında yaşanan son çarpışmaların Ortadoğu’da benzeri görülmemiş bir savaşa sebep olmasından duyulan endişelere dikkat çekiliyor.
Raporda, olası bir savaş kıvılcımı durumunda çatışmaların Suriye ve Lübnan topraklarına uzanabileceğini hatta İsrail şehirlerine de yönelebileceğine ilişkin değerlendirme yer alıyor.
Beyaz Saray da son yaptığı açıklamada, “ABD, İran rejiminin Suriye’den düzenlediği ve İsrail vatandaşlarını hedef alan provokatif roket saldırılarını kınıyor ve İsrail’in kendini savunma hakkını savunuyor” ifadelerini kullanmıştı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail’in Suriye’yi hedef alan saldırılarından kaygı duyulduğunu belirterek bölgede temkinli olma ve gerilimi düşürme çağrısında bulundu. Rusya ise taraflara “kendilerini kontrol etme” çağrısı yaptı. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, “İki tarafla da iletişim kurduk. Tarafları kendilerini kontrol etmeleri için çağrı yaptık” dedi.
Almanya Başbakanı Merkel de konuya ilişkin değerlendirmesinde “Son saatlerde tırmanan gerilimin durumun savaş veya barış meselesine dönüştüğünü gösterdiğini” söyledi ve taraflara “kendilerini kontrol etme” çağrısı yaptı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail’in Şam’ın güneyindeki İran’a ait askeri tesislere düzenlediği bu saldırılarda 5’i rejim askeri, 18’i ona bağlı unsurlardan olmak üzere 23 kişinin öldüğünü iddia etti.