Lütfen yeni siteyi Bekleyiniz: https://aawsat.com/turkish


Ortadoğu haber | Şarkul El-Avsat

IWMF: Kadının sesi yoksa basın özgür değildir | ŞARKUL AVSAT
Bir Sayfa Seçin

Washington/ Hiba el-Kudsi

Üçüncü dünya ülkelerinde gazetecilik yapmak özel bir cesaret ister. Gazeteci kendisini bir anda, yolsuzlukların ortaya çıkmasını sağlayan bir medyanın olmasını istemeyen devlet organlarının hedefinde bulabilir. Bazı ülkelerde ise, suç kartelleri ve yolsuzluk çetelerinin avı haline dönüşebilir. Her durumda gazeteci, tehlikeli şartlar altında görevini sürdürür. Bu risk, kadın olsun erkek olsun tüm gazeteciler için aynıdır. Ancak kadın gazeteciler, bu alanda daha büyük baskı ve daha fazla engelle karşı karşıya. Uluslararası Kadın Medya Vakfı (IWMF) raporları, gerçeği ortaya çıkarmak ve yolsuzlukla mücadele için yaptıkları çalışmalardan dolayı, kadın gazetecilerin maruz kaldığı saldırı, taciz, tehdit, hakaret, ve hatta cinayet gibi baskılara dikkat çekiyor. Bununla birlikte raporlar, kadın gazeteci sayısının 2017 yılında üç katına çıktığını gösteriyor.

Merkezi Washington’da bulunan ve kar amacı gütmeyen bir kurum olan IWMF’nin kuruluşunun başlıca sebebi ise kadın gazetecileri korumak. IWMF, üçüncü dünya ülkelerinde ve uluslararası düzeyde mesleğini yapan kadın gazetecilere destek veriyor. Medyadaki kadın imajının desteklenmesine katkıda bulunan IWMF, kadın gazetecilerin kariyerlerinde karşılaştıkları engellere çözüm getirmeye yardımcı olacak programlar geliştiriyor. Aynı zamanda her yıl uluslararası düzeyde ‘Gazetecilikte Cesaret’ ve ‘Gazetecilikte Yaşam Boyu Başarı’ gibi ödüller veren IWMF, uluslararası arenada basın özgürlüğünü savunurken, dünyanın en ünlü politikacıları, ekonomistleri, medya mensupları ve sanatçıları, kadınların gazetecilikteki başarılarını desteklemek üzere bu ödül töreninde bir araya geliyor. Ayrıca, zorlukları vurgulamak ve işlerini yaparken risk altında bulunan veya tutuklanan kadın gazetecileri korumaya çalışan vakfın hedeflerinin temelinde, ‘kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip olmadıkça basın özgür olmayacak’ sloganı var. Vakıf bünyesinde, ABD ve çeşitli ülkelerde birçok gazeteci bulunuyor. Bu isimler arasında bulunan en önemli kadın üyelerden biri de Al-Arabiya televizyonu Washington Sorumlusu Nadia Bilbassy. Yaklaşık sekiz yıldır vakfın üyesi olan Bilbassy, IWMF ödüllerinin verileceği isimleri belirleyen komitede görev yapıyor.

Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Nadia Bilbassy, “Vakfın başlıca görevi, kadın gazetecilerin çalışmalarına dikkat çekmek, onların statülerini korumak ve onlara destek olmak. Örneğin, gazetecilik okullarının mezunlarının ve üniversitelerde medya alanında ders veren öğretim görevlilerinin üçte ikisi kadın. Ancak gazetecilik alanında yönetici pozisyonunda az sayıda kadın bulunuyor. Kadınların yönettiği gazetelerin sayısının her zamankinden daha az olduğunu gösteren raporlar var. Yazılı ve görsel medyada yöneticilik yapan kadın gazeteci oranı sadece yüzde 37. Bu rakam 1980’lerden bu yana değişmiyor. Ayrıca, kadın fotoğrafçıların sayısının toplam foto muhabirlerinin yüzde 15’ini aşmadığını gösteren bu raporlar, maaşlardaki eşitsizlik, taciz, şiddet ve eğitim eksikliğinden de kaynaklanıyor” dedi.

IWMF’nin Kadın Gazeteciler için Howard G. Buffett Fonu tarafından sağlanan burslara dikkat çeken Bilbassy, fonun kadın gazetecilere yönelik özel hibeler sağladığını belirtti. Al-Arabiya televizyonu Washington Sorumlusu, Elizabeth Neuffer’in kadın gazetecilere New York Times ve The Boston Globe gazeteleri bünyesindeki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) eğitim alma imkanı tanıyan burslar sağladığını da belirtti.

Kadın ve kadın haklarını ön plana çıkaran hikayelerin yayınlanması ve tabuların yıkılmasına teşvik eden vakıf, Somali’deki kadın sağlığı hizmetleri, Fas’taki kadın binicilik ekibi, Rus hükümetinin kadınların kürtaj hakkını kısıtlaması gibi konularda yapılan haberlere destek verdi.

Vakfın her yıl olağanüstü zorluklarla mücadele eden üç kadın gazeteciye verdiği ‘Gazetecilikte Cesaret’ ödülü hakkında konuşan Nadia Bilbassy, ödüller için komitenin, çalışmaya konu olan hikayenin yanlış uygulamalar, yolsuzluk ya da yetkilerin kötüye kullanılması, işçi, çocuk ve kadın hakları gibi konular içermesi ve bununla birlikte yaptığı iş sebebiyle gazetecinin tehdit edilmesi veya tutuklanması gibi bir takım durumlara dikkat ettiğini ifade etti. Sekiz kişiden oluşan komite, her yıl ödüllerin verileceği üç kadın gazeteci belirliyor. Bununla birlikte ‘Gazetecilikte Yaşam Boyu Başarı’ ödülü de veriliyor. Ödüller her yıl çok sayıda ünlü politikacı, ekonomist, medya mensubu ve sanatçının katılımıyla New York ve Los Angeles’ta düzenlenen büyük bir törenle takdim ediliyor.

 

Arap basını ve medyasının Uluslararası Medya Kadın Vakfı fikrini benimsemesi ve Arap toplumunda benzer bir yapının oluşturulmasını temenni eden Nadia Bilbassy, özellikle Suriye ve Yemen gibi çatışma bölgelerinde gazeteciliğin ölüm riski altında sürdürüldüğüne dikkat çekti. Arap coğrafyasında basının ve medyanın karşı karşıya olduğu bir diğer sorunun, basın özgürlüğünün kapitalist sistem ve medya politikaları kontrolü altında bulunması olduğunu ifade eden Bilbassy, katılımcıların katkılarıyla finanse edilen medya platformları oluşturulmasını umuyor. En önemlisinin medyanın değerini ve toplumdaki önemini anlatmak olduğuna işaret eden Bilbassy, gazetecilerin ve özellikle kadın gazetecilerin profesyonellik seviyesini yükseltmek ve kadınları bu alanda karar verici makamlar, yönetici pozisyonlarına getirilmesine teşvik etmek olduğunu vurguladı.